ADALET ARAYIŞI

ADALET ARAYIŞI

Yıllardır etkin ve etkili muhalefet yapamadığı, yerinde saydığı yönünde eleştirilen CHP yönetimi nihayet silkinerek gündem belirlemeye başladı.

AKP’nin yapay olarak yarattığı gündemin ardından koşan, onların değirmenine su taşıyan, havaya attığı her taş kendi kafalarına düşen, umut olmaktan çıkmış görüntüsünden sıyrılmış gibiler.

Adalet yürüyüşü iyice uyuşan ve karamsarlığa bürünen siyasete ivme kazandırdı.

CHP’ne gönül vermiş olsun ya da olmasın yurtsever, demokrat, Atatürkçü düşünce felsefesini benimsemiş tüm yurttaşlar tarafından takdir edilmekte ve desteklenmekte.

Zor iklim koşullarına karşın devam eden bu yürüyüşe münferit provokatif girişimler olsa da, katılımcılar ödün vermeden ve aldırmadan hedeflerine kilitlenmiş durumdalar.

Etkinliğin önderi Kılıçdaroğlu, inanç ve kararlılıkla yürüyerek, kavgadan tamamen uzak, herkesi kucaklayan söylemleri ile sesini duyurmaya çalışmakta.

İç ve dış dünyada ilgi ile izlenen yürüyüş sonucunda, belirlenen hedeflere ne kadar ulaşılabileceği, etkili olabileceğini kestirmek çok zor.

Haklı isteklere tamamen kapalı ve kulaklarını tıkayan iktidar geri adım atmayacaktır.

Bu arayıştan alabildiğine rahatsızlık duyan iktidar sözcü ve destekçileri sert eleştiriler yanında, tehditler de savurmaktalar.

Bu yolun ‘Kandil ve Pensilvanya’ hedefli, FETÖ ile bağlantı olduğu ifade edilmekte.

Daha düne kadar neredeyse her hafta buraları ‘suyolu’ yapanlar, onlara çok tanıdık gelen, hatta gözü kapalı olarak bu yollardan gidebilenler ne kadar inandırıcı olabilirler ki?

Kimlerin, kimlerle hangi yollarda el ele, göz göze beraber yürüyüp, yağan yağmurda birlikte ıslandığını bilmeyen yok.

Her zaman yapıldığı gibi işin kolay ve ucuz tarafı, ‘..terörist, yıkıcı, FETÖ’cü..’ yakıştırması ile, önceden bilinen sözlerle atağa geçildiği görülmekte.

Bu söylemler adaleti savunanları karalamaya yetmeyecek, inandırıcı olmayacaktır.

“Yolları millet için yapıyoruz..teröristler yürüsün diye değil..” diyen bakanı, bırakınız diğerlerini kendi seçmeninin kaçta kaçı tanımakta?

Bu mücadele biçimini beğenmeyebilirsiniz.

Ancak, ‘bizim yaptığımız yollardan geçemezsiniz’ deme hakkını nereden alıyorsunuz?

Anayasal demokratik hakkını kullanarak ‘adalet’ arayışında bulunan on binlerce kişiyi ‘terörist’ diye nitelendirerek sindirmeye çalışanların çabası boşuna olacaktır.

İktidarın kayıtsız koşulsuz destekçisi Eğitim Bir Sen, İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı  ‘adalet’ yürüyüşüne katılanlara, ‘…gerekirse tatile çıkan üyelerimizi çağırır, meydanları size dar ederiz..Düzce’de yola dökülen gübre uyarı niteliğindedir.. Biz de sivil itaatsizlik hakkımızı kullanırsak kaçacak cezaevi bile bulamazsınız…’ diye tehditler savurmakta.

Bu zat ve tatile çıkan üyeleri de öğretmenler.

Eğitimci adamın beyin yapısı ve düşüncesine bakar mısınız?

Sanki, birileri adına taşeronluk yapmaya çalışan bedeli düşük, ucuz mafya lideri.

Bizim bildiğimiz eğitimciler ellerinde kalem, tebeşir, silgi tutarlar.

Eğitim alanında yürürlüğe konulan çağdışı program değişiklikleri, öğretimin öğeleri arasındaki çatışma, sonuçları itibariyle tam bir fiyasko olan 4+4+4 uygulamaları, eğitimde yaşanan acı tablo, liyakatten yoksun atamalar, ilkokuldan üniversiteye değin yığınla biriken eğitim sorunlarıyla ilgili demeçleri yok.

Malum vakıfta meydana gelen ahlaksızlıklara, Konya’da cayır cayır yanan çocuklara, son yıllarda okullarımızda hızla yaygınlaşan taciz olaylarına suskun olup, ses vermiyorlar.

‘Adalet’ arayışı isteği ile yollara düşenleri ‘terörist, huzur bozucu, bu yol Kandil ve Pensilvanya’ya gider…’ gibi ucuz söylemlerle karşı çıkıp tehdit edenler;

‘…yaptığınız eylem boşuna. Ülkemizde adalet, hukukun üstünlüğü, yurttaşlar arasında eşitlik bulunmakta, hem de evrensel standartlarda…’ diyebilir misiniz?

Adaletin olmadığı yerde demokrasi, hak, hukuk, barış, eşitlik, insan hakları yoktur.

1048-1131 yılları arasında yaşayan (yaklaşık 970 yıl önce) İran’lı bilim adamı, filozof Ömer HAYYAM,  ‘Adalet kâinatın ruhudur.’

MÖ330-400 yılları arasında yaşayan (2420 yıl önce)Yunanlı filozof Aristo, ‘Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.’ derler.

Bu filozofların yaşadıkları tarih ve o zamanlardaki adalet anlayışına bakar mısınız?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?