ABD ile Rusya arasında oryantal dış siyaset

ABD ile Rusya arasında oryantal dış siyaset

AKP iktidarının dış politikası, Osmanlını son dönemde uyguladığı “denge politikası” ile benzer özellikler gösteriyor.

Ee nede olsa bunlarda kendilerini “yeni Osmanlıcılık” akımına kaptırdılar!

Ne diyelim?

Halkımız söylemiş söyleyeceğini ve atasözü olmuş… Hepimiz de söylüyoruz ‘kılavuzu karga olanın’ sonunu…

***

Bir zamanlar “Kardeşim Esad” idi. Birlikte tatil yapılıyordu. Ortak bakanlar kurulu toplanıyordu. Vizeleri kaldırma kararı alıyorduk.

Sonra aramıza ABD girdi. BOP girdi… Arap Baharı girdi.

Esad oldu Eset…

ABD ile birlikte “zalim Eset” yönetimini devirmek için harekete geçtik.

Efelendik!

Emevi Camiinde namaz kılacağız” demeye başladık.

“Stratejik ortağımız” olan ABD ile birlikte “eğit-donat” projesi adı altında Şam yönetimine karşı muhalifleri örgütlemeye başladık.

El Nusra ve diğer rejim muhalifi örgütlerin oluşmasına neden olduk.

Çatışmalarda yaralanan rejim muhaliflerini ülkemizde tedavi ederek yeniden Suriye’ye çatışmaya gönderdik.

Milyonlarca Suriyelinin ülkemize gelmesine neden olduk. Onlara “30 milyar dolar” harcama yaptık.

Adeta halkımızın ekmeğini onlara verdik.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden Suriye’de savaşmak için gelen şeriatçı-dinci militanların ülkemiz üzerinden geçmesine izin verdik.

Sınırımız yolgeçen hanı oldu…

IŞİD’in ülkemizden militan devşirmesine göz yumduk.

ABD istedi, PKK’nın Suriye kolu olan PYD-YPG’ye yardım amacıyla, Irak’ın Kuzeyinden Suriye’ye geçmesi için peşmergelere topraklarımızı açtık.

Peşmergelerin 2014 yılının 29 Ekim günü “biji Obama” sloganları ile topraklarımızdan geçit töreni yapmasına izin verdik.

ABD istedi diye, PYD lideri Salih Müslim’i Ankara’da defalarca kırmızı halılar ile karşıladık ve misafir ettik.

ABD istedi diye, bir gecede Süleyman Şah Türbesini PYD desteği ile kaçırdık!

Oysa söylendiği gibi “IŞİD tehdidi” yoktu.

O topraklarımıza PYD-YPG yerleşecekti. Nitekim öyle de oldu.

ABD’nin asıl amacının Irak’ın Kuzeyinden Akdeniz’e ulaşacak bir “enerji koridoru” kurmak olduğunu görmezden geldik.

“Kürt koridoru” da denilen bu planın, yarın Hatay ilimiz için, ülkemiz için tehdit olduğunu görmezden geldik.

Ne de olsa BOP için birlikte hareket ediyorduk… Eşbaşkanlık ta vardı.

***

Rakka operasyonu bir gerçeği ortaya koydu. ABD, Rakka operasyonunda; bizi ve desteklediğimiz ÖSO yerine, PYD-YPG nin içinde etkin olduğu Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) tercih etti.

Çok kızdık!

Hatta ABD bu güçler için “benim kara gücüm” dedi. “Eyy Amerika” dedik.

ABD ise “kara gücünü” silahlandırmaya başladı. 60 bin kişilik ordu kurdu. Eğitti ve donattı.

İktidar yetkililerinin açıklamasına göre binlerce tır dolusu silah verdi. Tabi PYD üzerinden PKK’ya vermiş oldu.

Suriye’nin ‘stratejik derinliklerinde’ ortada kalmıştık.

Bu risk idi.

Üstelik bir de CIA destekli 15 Temmuz’u yaşadık.  Avrasyacılığın fikir babası A. Dugin aracılığı ile Putin bize el uzattı.

Bu süreç Rusya ve İran ile yakınlaşmamıza neden oldu.

Astana zirvesi ve daha sonra bu sürecin devamı olan SOÇİ Zirveleri ile yeni bir işbirliğine yelken açtık.

Bu işbirliği Esad’ın başarılı olmasında etkili oldu.

Şimdi SOÇİ’de Şubat ayında Rusya, Türkiye ve İran’ın da katılımı ile Şam yönetimi ve Suriye’de ki diğer tarafların bir araya geleceği toplantı yapılacak.

Bu toplantı için çekincelerimiz vardı.

PYD’yi istemiyorduk. Ancak Esad konusunda açıktan bir sözümüz de yoktu.

Bu gelişmeler yaşanırken ABD’de boş durmadı.

PYD-YPG ve bu yolla PKK’nın silahlandırılmasına devam etti.

Reza Zarrap davası üzerinden ülkemizi sıkıştırdı.

Vize sorunu başlattı.

Başka adımları da attı…

Kudüs konusu bunlardandır. Suudi Arabistan ile İran arasında kriz çıkarma çabası da, körfez ülkelerinin ülkemize yönelik çıkışları da bu kapsamda ele alınmalıdır.

***

Özellikle Zarrap davası iktidar için oldukça önemli sonuçlar doğurabilirdi. Bu davaya bağlı yeni davalar açılabilir ve iktidar zora sokulabilirdi.

Dava konusunda jüri kararını gelecek hafta açıklayacak.

Açıklanacak karar konusunda mesaj alınmış olacak ki, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli bir çıkış yaptı.

Tunus ziyareti sırasında yaptığı konuşmada Suriye lideri için “ Eset, devlet terörü estirmiş bir teröristtir” dedi.

Bu açıklama ile Türkiye, SOÇi zirvesi öncesinde yeniden Suriye sorununun yaşandığı ilk günlere döndü!

Erdoğan’ın bu açıklaması sonrasında, ABD yetkililerince yapılan açıklama ile ülkemize uygulanan vize yasağı sona erdi.

Şimdi ilişkilerimizde ‘yeni bir bahar’ havası esecek gibi görünüyor.

Rusya ve İran bu yeni havaya kızmış olsalar da, AKP iktidarı ülkemize yeniden makas değiştirmektedir.

Ve direksiyon tekrar Washington’a kırılmaktadır.

“Terörist Eset” sözü boşuna söylenmedi!

Gelecek hafta Zarrap davasında jüri kararının da, daha sonra mahkeme kararının da iktidarı üzmeyecek şekilde olmasını bekleyebiliriz.

Bu sonuç hangi ödünlere karşı sağlandı acaba? Yakında kokusu çıkar.

Not: Barış, huzur, sevgi, sağlık ve mutluluk dolu günler getirmesi dileği ile yeni yılınızı kutluyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?