15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti. Darbe girişimi ve sonrasını daha doğru analiz etmek olanaklıdır.
Darbe girişimi sonrası kamuoyunda, TBMM’de bir Araştırma Komisyonu kurulsun, 15 Temmuz darbe girişimi ile arkasındaki gerçekler araştırılsın ve aydınlatılsın istendi.
TBMM, kamuoyundan gelen bu talebe sessiz kalamadı. Araştırma Komisyonu kuruldu. CHP, MHP ve HDP komisyona üye verdi. Fakat bugüne kadar komisyona AKP üye vermedi!
Bu nedenle de komisyon çalışmaları başlayamıyor.
Bu ne anlama gelir?
Acaba AKP o gecenin ve gerçeklerinin araştırılması istemiyor mu?
Acaba ne istiyor?
Kendi 15 Temmuz senaryosu üzerinden kamuoyunu yönlendirmek ve darbe girişimini kendisi açısından fırsata çevirmek mi istiyor?
İlan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’lar ile “devleti sıfırdan yeniden kurmak” istiyor.
Özetle ‘parti devleti’ kurmak istiyor…
***
Yıllardır laik demokrasiden yana olanlar Fetullah Gülen örgütlenmesi konusunda gerekli uyarıları yaptılar. Yazdılar, ekranlarda dile getirdiler.
Seslerini duyuramadılar.
Geçmiş iktidarlarca da, AKP iktidarı tarafından da korundular ve kollandılar.
En çok da AKP iktidarında güçlendirildiler.
Adeta iktidar olmalarının diyetini cemaate ödediler! Emniyette, TSK’da, Adliyede, Milli Eğitimde ve devletin önemli birimlerinde örgütlenmelerine olanak tanındı.
“Ne istediler de vermedik “ denildi…
Demek ki her istediklerini aldılar!
FETÖ kontenjanından isimleri milletvekili listelerine koydular.
Bakan yaptılar.
Ta ki 17-25 Aralık sürecine kadar. Çünkü iktidar cemaat ile mücadelede 17-25 Aralık sürecini başlangıç alıyor!
Öncesine sünger çekiyor…
Ve 17-25 Aralık öncesi içinde meşhur savunmaları hazır. “Aldatıldık”!..
O zaman şu soru anlamlı değil midir?
Sizin ‘aldatılmanız’ 15 Temmuz darbe girişimine neden oldu. Ülke ciddi bir tehlike yaşadı. Bunun siyasi sorumlusu kim?
2002 den bugüne ülkeyi yöneten siz değil misiniz?
Tüm uyarılara rağmen, “beraber yürüdük biz bu yollarda” diyerek!
***
TBMM’de kurulan komisyona bir aydır üye vermemek ve komisyonun çalışmaya başlamasını engellemekle amacınız nedir?
Bazı gerçeklerin açığa çıkmasını önlemek mi?
Darbe girişimi ve tehlikesi gerekçesiyle ilan edilen OHAL aracılığı ile elde ettiğiniz KHK çıkarma yetkisini kullanmak mı?
KHK’lar ile devleti parti devletine dönüştürmek mi?
TBMM’yi devre dışı bırakmak mı?
Ülke olarak tehlikeli ve kritik bir süreçten geçiyoruz. FETÖ ile mücadele ediyoruz adı altında her şeyin yapılabileceği bir ortam oluşturuldu.
Bu ortam iktidarın işine gelmektedir.
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, “devleti sıfırdan yeniden kuracağız.”
Devleti FETÖ mensuplarından temizlemek ile devleti sıfırdan kurmak ayrı işlerdir.
FETÖ mensuplarından devlet kurumlarını temizlemek konusunda kimsenin bir şey dediği yok. Hatta kamuoyu desteği var.
Yeter ki hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınsın.
Yarın AİHM’de sorun yaratacak hukuksuzluklar yapılmasın.
Ancak devleti yeniden kurmak konusu çok daha farklı bir hamledir. Fırsatı ganimete çevirme girişimidir.
Parti devleti kurma adımlarıdır…
***
Muhalefet, darbe girişimi sonrası ‘demokrasi ve birlik’ görüntüsü verdi. Ancak yaşanan süreç muhalefete yeni ve önemli görevler yüklemektedir.
KHK’lar ile yapılan yanlışlıkları halka anlatmak bu görevleri arasındadır.
TBMM’yi devreye sokacak adımlar atmak görevleri arasındadır.
Pireye kızıp yorgan yakmak yerine pireye kızıp evi yakma girişimlerine karşı çıkmak görevleri arasındadır.
Bir cemaatten devleti temizlerken, diğer cemaat ve tarikatların temizlenen alanlara yerleştirilmesine karşı çıkmak görevleri arasındadır.
Her yerden tasfiyeler yaşanırken siyasette de FETÖ operasyonu yapılmasını dile getirmek görevleri arasındadır.
“Devleti sıfırdan yeniden kuruyoruz” diye iktidarın dillendirdiği “Yeni Türkiye” adı altında parti devletinin kurulmasına karşı çıkmak görevleri arasındadır.
Anayasanın 2. Maddesinde ifade edilen Cumhuriyetimizin niteliklerinin işlerlik kazanmasını dile getirmek görevleri arasındadır.
İktidarın 2002 den bugüne ülkeyi iyi yönetemediğini ve 15 Temmuz darbe girişiminin bunun sonucu olduğunu halka anlatarak seçenek olmaya çalışmak durumundadır.
Aksi halde iktidar uzun zamandır dile getirdiği “Yeni Türkiye” adı altında parti devletini kuracak adımları rahat şekilde KHK’lar ile atmaya devam edecektir!
Medya aracılığı ile kamuoyunu da manipüle ederek.