SULAK ALANLARIN DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ?

SULAK ALANLARIN DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ?

Giresun’da ‘2 Şubat Sulak Alanlar Günü’ için bir etkinlik düzenlendi.

“2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü”  Giresun’da yapılan bir etkinlik çerçevesinde kutlandı. Giresun Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğünce düzenlenen etkinliğe bir gurup öğretmen, öğrenciler ile Gezfod (Giresun Gezgin Fotoğrafçılar Derneği) ve Giresun Avcılar ve Atıcılar Derneği katıldı. Gerçekleşen etkinlikte, sulak alan sınıflandırmasında yer alan denizel/kıyısal ve kayalık/kumlu sahillerdeki sulak alan bağımlısı olan türlerin habitatındaki su kuşlarının dürbün ve teleskopla gözlemi yapıldı. Alanda bulunan katılımcılara Şube Müdürü Ertan Kuduban, sulak alanlarla ilgili bilgiler vererek, sulak alanlarda yaşayan hareketli biyolojik hayatı anlattı. Bu arada gözlemi yapılan çeşitli türdeki su kuşları tanıtıldı.

Bu anlamlı gün için düzenlenen sulak alanlarla ilgili farkındalık oluşturma etkinliğine katılanlar, böylelikle güzel bir gün geçirmiş oldular.

Dünyanın doğal zenginlik müzeleri

SULAK ALANLAR

6000 yıl boyunca insan topluluklarının uygarlıklarını nehir vadileri ve taşkın düzlüklerinde kurmaları rastlantı değildir. Daha birçok sulak alan sistemi insan insan topluluklarının hayatta kalmaları ve gelişmeleri için kritik öneme sahip olmuşlardır. Tarihsel süreç incelendiğinde, ilk insan yerleşimlerinin deltalar, taşkın ovaları, göl ve akarsu kıyıları gibi sulak alan olarak tanımlanan yerlerde yoğunlaştığı görülmektedir. Ancak, sulak alanların bu denli önemli olmasına rağmen sürekli gelişen teknoloji bize bu önemi unutturmuş gibi görülebilir. Sürdürülebilir olmayan ve plansız bir şekilde yapılan alan kullanımlarından dolayı yaşanan çevre felaketleri (sel, fırtına, toprak kaymaları) tersini göstermektedir.

Su kaynaklarımızı ve sulak alanlarımızı akıllı yönetmek ve verimli kullanmak mecburiyetindeyiz. Bu bakımdan, sulak alanların korunması ve gelecek kuşaklara en sağlıklı şekliyle iletilebilmesi ve önemli mirasa sahip çıkılması, en mühim sorumluluklarımızdan birisidir. Kapımıza dayanan bu doğal tehlikeyi önlemek ve dikkat çekmek amacıyla, 2 Şubat 1971 tarihinde İran’ın Ramsar kentinde Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) imzalanmıştır. Ve yılın her 2 Şubatı “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kabul görmüştür. Bu sözleşmeye taraf olan ülkeler, sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı, geliştirmeyi ve sürdürülebilir olarak kullanmayı uluslararası düzeyde taahhüt etmiştir. Yapılan bu sözleşme kapsamında Bakanlığımız; su kaynaklarının “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkeleri çerçevesinde, ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve eldeki imkânlar dâhilinde geliştirilmesi ve akılcı yönetilmesi yolunda büyük çaba göstermektedir.

Sahip olduğu biyolojik çeşitlilik nedeniyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilen sulak alanlar; doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemleridir. Sulak alanlar, yeraltı sularını besleyerek veya boşaltarak, taban suyunu dengeleyerek, sel sularını depolayarak, taşkınları kontrol ederek, kıyılarda deniz suyunun girişini önleyerek bölgenin su rejimini düzenlerler.

Bulundukları yörede nem oranını yükselterek, başta yağış ve sıcaklık olmak üzere yerel iklim elemanları üzerinde olumlu etki yapan sulak alanlar, tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar, yalnız bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edilmektedir. Yakın çevresinde yaşayan halkın yaşamında önemli yer tutan, bölge ve ülke ekonomisine katkılar sağlayan sulak alanlar; doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden de diğer ekosistemler içinde önemli ve farklı bir yere sahiptirler. Doğal veya yapay, sürekli veya mevsimsel, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu tüm su kütleleri sulak alan olarak tanımlanmaktadır. Bataklıklar, sazlıklar, turbalıklar, sulak çayırlar ile denizlerin altı metre derinliğe kadar olan kesimleri de sulak alan kapsamı içerisinde yer almaktadır.

Tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da besin maddelerini (azot, fosfor gibi) kullanarak suyu temizlerler. Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleridir. Başta balıklar ve su kuşları olmak üzere gerek ekolojik değeri, gerekse ticari değeri yüksek, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile birçok türün yaşamasına imkân sağlarlar. Yüksek bir ekonomik değere sahiptirler. Balıkçılık, tarım ve hayvancılık, saz üretimi, turizm imkânlarıyla bölge ve ülke ekonomisine önemli katkı sağlarlar.

Türkiye`nin Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasındaki geçiş noktası üzerinde bulunması, üç tarafının farklı ekolojik karakterdeki denizlerle çevrili oluşu, deniz seviyesinden 5000 metreyi aşan yükseklik farklılıkları ve bu özellikleri neticesinde ortaya çıkan iklim çeşitliliği, Türkiye`yi sulak alanlar bakımından bulunduğu coğrafyanın en önemli ülkelerinden biri yapmıştır.

Sulak alanların mutlak surette gelecek için korunması gerekli alanlar olduğunu ve kapsamda, suyumuzun/ekosistemin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” vesilesiyle bir kez daha her kesimden, sulak alanların korunması konusunda en yüksek hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.

SULAK HABER VALİLİK (3)

????????????????????????????????????
????????????????????????????????????

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?