“BİLGE” KİŞİ BAHÇELİ’DEN SİYASİ YANLIŞLAR!

“BİLGE” KİŞİ BAHÇELİ’DEN SİYASİ YANLIŞLAR!

04 Nisan 1997 ‘de Hak’ ka yürüyen Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’ in siyasi hayatı sırasında kendisine yapılan vefasızlıkların ortaya çıkardığı karlı havada ,Ankara Caddeleri ve sokaklarına, sonrasında Koca Tepe Cami ve çevresine sığmayan kalabalığa ve bu kalabalığa fiziki olarak katılamamakla birlikte gönül olarak orada bulunanların 18 Nisan 1999 seçimlerinde sandığa % 18,5 oy ve 129 Milletvekili ile yansıyan vefa ve vefasızlıklardan duyulmuş pişmanlıkların MHP için açmış olduğu iktidara yürüyüş yolu kendisine “BİLGE” diye yükseklerde bir yer verilmiş Sayın Bahçeli’ nin, aşağıda bazılarını sıralamaya çalışacağım siyasi yanlışları nedeni ile kapatılmış, hatta bundan sonra yapılacak ilk genel seçimlerde Meclis dışı kalması bir yana, siyasi parti olmaktan bir siyasi derneğe dönüştürülme noktasına kadar taşınmıştır !

1- Genel Başkan olarak girdiği ilk genel seçimin sonuçlarını “Millet Fazilet Partisi ve Doğru Yol Partisi’ ne muhalefet görevi vermiştir. Onlar dinlensinler” diyerek Milliyetçi Hareket Partisini DSP ve ANAP ‘la zorunlu ortaklığa; Rahşan Ecevit’ in Ülkücüleri “katil” nitelendirmesinden beklediği “özür” gelmemesine rağmen üçlü koalisyon hükümetinde yer alarak taban ve merkez sağ seçmen kitlesinin istemediği bir davranış sergilemiştir.

Bu davranışı ile siyasi manevra alanını daraltması yanında, dost- düşman herkesin “Ülkücüler dik duruşlarından vazgeçmez, sözlerini mutlaka tutarlar” bakışının değişmesine neden olmuştur.

2-Şubat 1999 ‘da, yani DSP azınlık hükümeti döneminde, daha seçimler yapılıp MHP TBMM’ ne girmeden yakalanıp teslim alınmış  terörist başı Öcalan, ağır ceza mahkemesi kararı ile aldığı idam cezasına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde itiraz hakkını kullanmış ve henüz o itirazın sonucu beklenirken; MHP ile uzaktan, yakından alakası olmayan bu olayla ilgili çıkıp Osmaniye’ de “Öcalan idam edilecek” ifadesi ile  MHP adına  MHP ile alakasız bir konunun sorumluluğunu üstlendikten sonra gelip Ankara ‘da 7,5 saatlik üçlü zirve sonrasında “AİHM ne itirazın sonucu beklensin ve sonrasında TBMM Başkanlığına sunulsun” kararına attığı imza ve arkasından yapılan Öcalan kararını kapsamamakla birlikte idamın kısmi olarak kaldırılmasını içeren anayasa değişikliği ile ve devamında aslında ekonomiyi ilgilendiren hiç bir bakanlık MHP’ de olmadığı halde yaşanan 2001 şubat ekonomik krizinin sorumluluğu da seçmeni duygusal olarak tatmin edici çıkış gösterilmediği için sayelerinde MHP sırtına yüklenilmiştir.

3-Yine koalisyon hükümeti döneminde ekonomik kriz bahanesi ile dıştan getirilip bakanlık verilen Kemal Derviş operasyonuna kurban verilen bakanlarımız, Milletvekilimiz Rahmetli Ali Güngör’ ün ortaklık bakımından etik olmayan, ancak gerçek, ifadelerine yansıttığı hissiyatını içeren TBMM konuşması sonrasında Ecevitler’ in keyfi uğruna MHP ‘den  ihraç edilmesi Ülküdaşlarımızda üzüntü yaratmıştır.

4-03 Kasım 2002 seçimleri öncesinde yapılan temayül yoklamaları ile belirlenmiş aday sıralamalarının merkezden değiştirilmesi yanlıştı.Bu yanlışın ortaya çıkardığı sonucun sorumlusu olarak aldığı “istifa” kararından dönmüş olması kendisine olan itimadın sarsılmasına ayrı bir sebep olmuştur.

5-MYK ve özellikle Başkanlık Divanı üyeleri ile ilgili ortaya çıkan sansasyonel nitelikli ahlak sorunlu “kaset” olayları demokrasi kültüründen uzak siyasi anlayışla oluşturulmuş teşkilat yapısı içinde “özenle seçilmiş kişiler ahlak sorunlu” çıkınca toplumda alınan yaranın telafisi “ihraçlarına” rağmen sağlanamamıştır.

6-MYK Üyeleri olan ve parti dışından seçilip getirilmiş “üstün vasıflı” kabul edilen, bu vasıflarından asıl kendi memleketlerinde hiç kimse haberdar olup ta tercih etmeyeceği aşikar olan şahısların “garanti” görülen seçim çevrelerinin ilk sıralarına yerleştirilmek suretiyle, o bölgede yıllarca teşkilatların yükünü çekmiş, beklentileri olan insanlarımıza hakaret edercesine aday gösterilmeleri kırıcı olmuştur.

7- Ruhi Kılıçkıran, Süleyman Özmen, Dursun Önkuzu ve diğer arkadaşlarımızın şehit edilmeleri ile hissiyatımızla hareketimiz sağlanmak suretiyle “Kominizmle Mücadele Birliği” kabulü görmeye başlayan MHP, ASALA terör örgütünün PKK adı ile yürüttüğü teröre karşı “PKK ile Mücadele Birliği” konumuna getirilmiştir.Bu durum bazı olaylar sırasında “nerede bu MHP?, nerede bu Ülkücüler?” Tepkileri ortaya çıkmıştır.MHP Teröre karşı sokakta olmayışı doğru, siyaset için sahaları boş bırakması, ekranları boş bırakması yanlıştı.

8-7 Haziran seçimi akşamında yapılmış açıklamalar ile ortaya koyulan ilkeler doğru olmakla, siyasi usül açısından “uzlaşmaz, anlaşmaz” izlenimi “kabulü” ile tepki gördü. Halbuki görüşmeler de bu ilkeler ortaya konulup “anlaşmaya varılamadığı” açıklaması yapılsa sorumluluk iki tarafa yüklenecekti. Sayın Davutoğlu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ ye aynı teklifle “AKP olarak kuracakları azınlık hükümetini desteklemeleri, ya da erken seçim hükümetine ortak olmalarını” teklif olarak götürdü. Sayın Bahçeli “fluğ saydığı HDP ile birlikte olamayacağına” göre geride bu tekliflerden birisinin kabulü ile ya şartlı destekle AKP azınlık hükümetini kendisine mahkum konuma getirip, yolsuzluk soruşturmalarının Mecliste gündeme başkaları tarafından getirilmesi ile gizli oylamada soruşturmalar doğrultusunda oy kullanmak suretiyle soruşturmaların açılmasını sağlayabilirdi. Ya da erken seçim hükümetine de olsa girmeyi kabul etmiş olsa idi bu “uzlaşmaz, hayırcı” damgasını üstlenmemiş olurdu. Veyahut ta Davutoğlu yanından ayrılmadan elindeki çantayı “biz bu hazırlıkları yapmıştık” diye elindeki malum çantayı basına vermiş olsa idi bu “hayırcı” yaftasını en azından kabullenmeyip 2 milyon oy kaybına 7 Hazirandan 1 Kasıma sebep olarak 40 Milletvekilimizin vekilliğini gasp etmiş konuma düşmezdi.

9-MHP Türk Milleti’ nin birliği, beraberliği, Lozan’ da tapusu alınmış Misak-ı Milli Hudutlarımızın bölünmez bütünlüğü temelinde, ilimde, fende, teknikte sağlanacak gelişmeler ile Türk Milleti’ nin sosyal refahının yükseltilmesini amaç edinmiş bir siyasi parti olarak kuruluşundan itibaren bunu sağlayabilecek programları, projeleri ve bunları gerçekleştirebilecek yetenekli kadroları olan bir siyasi partidir. Bu program ve projelerin hayat bulması için iktidar olup, kadrolarımıza uygulama fırsatı verilmesi gerekirdi.

10-İktidar olabilmenin yolu yukarıda bazılarını sıraladığım yanlışların yapılmamasının yanında, iktidara oyları ile partimizi taşıyacak seçmenin sesine kulak verilmesi, öncelikle partiye üye kayıtlarının genişletilerek mensubiyet şuurunun oluşturulması ve parti içi demokrasinin, tam demokrasinin, yüzde yüz demokrasinin öncülüğünün partimizde olduğu seçmene algılatılmalı idi !

Artık 18 Nisan 1999 ‘dan 1 Kasım 2015 ‘e kadar sürekli kan kaybederek, gelecek seçimlerde tamamen siyasi parti hüviyetinin de yitirilerek siyasi bir derneğe dönüştürecekleri ayan beyan ortada olan bu sorumluların, taşıdıkları sorumluluklarının gereğini son bir sefer olsun doğru bir karar vererek SEÇİMLİ, OLAĞANÜSTÜ KURULTAYIN EN ERKEN TARİHTE TOPLANMASI KARARINI KENDİLERİNİN VERMELERİNİN YİNE KENDİLERİNİN EKSİKTE OLSA BİR HOŞ SEDA BIRAKMIŞ OLMALARI FIRSATINI KENDİLERİNE SUNACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM !

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?