Ölüm; Kelimesi soğuk, çağrılışı soğuk, verdiği his hep soğuktur… Ölümün yüzü soğuktur zaten. Tartışmasız! Yaşamsa; kendisi sıcak, enerjisi sıcak, doğaya verdiği mesaj sıcaktır… Yani, küçük bir kızın yanağında beliren pembelik kadar saf ve nettir.
Veda; Her şeyin bir gün biteceği zamanın adıdır. İnsan çoğu zaman bu gerçeği yaşayarak öğrenir. Durum ve vaziyetler farklılıklar gösterebilir. Çünkü veda belirli bir yol istikameti de izleyebilir kendine ya da ansızın çat kapıda gelebilir
Ayrılık; ayrılığın hangi çeşidi yaşayan canlıyı bitap düşürmemiştir ki; O’nu dipsiz kuyusuz sulara mı çekmekten çekinmiştir yoksa gidenin yerini dolduracak bir şey mi vaat etmeye gücü yetmiştir? Ayrılık, her daim dipsiz bir boşluğu ve eski günlere tekrar dönememe mecburiyetidir insanın.
Kaybediş; Bir daha görememeyi, dokunamamayı anlatır, insana. Ölmek, bir nevi yaşamanın zıt karşılığıdır. Ölmek bazen yerine göre güzel de olabilir. Bir ömrün kendisi, gerekli yaşam koşullarını yaşamış ve normal bir hayat çizgisini sürdürdükten sonra, o beden ebedi inzivaya ayrılabilir. Ama bazı hayatlar vardır ki; onlar daha yeni hayata filiz açmışken, güzel günleri, dopdolu yaşam enerjileri gözlerinden fışkırırken, bir anda solup gitmiş olurlar bir bakmışsınız… Artık, bu insanın alnına yazılmış olan kötü talihli kaderi midir yahut kendi vicdanları kendilerine sağır olmuş, ne yaptıklarını, neye hizmet ettiklerini ya da kendi düşünme sistemlerini bu kadar basit mi saf dışı bırakabiliyorlar, diye soruyorsunuz İstem dışı?
Bir birey, nasıl öz sesini hiçe sayıp başta kendi yaşam hakkını bir satanist ruhlu örgüte vererek diğer insanları da bu ucu bucağı olmayan bataklığa sürükleyebiliyor. Mantıken düşününce hiçbir açıklamaya yer bırakmıyor. Lakin, kendini geliştiremeyen, sorumluluk (önce kendi bedenine, fikrine) almamış, karşısında ki bireyle empati yapmayı idrak edemeyen ve en önemlisi bir toplulukta yaşayan insanları, bir başka topluluğa sürüklemeye kalkışmak zaten başlı başına sizin çarpık ruhlu ve iç kargaşa içinde dibe battığınızın en bariz kanıtıdır. Toplulukta tek bir düzen olması gerekir. Asayişi ve düzeni sağlamak, o ülkenin refahını, iç gücünü pekiştirilmesine katkıda bulunulması lazımdır. Diğer ülkeler açısından da liderliğini, saygın duruşunu ve kontrolünü elinde tutması şarttır. Varlığını ve birliğini koruması için… Gücünün yettiğini, başkalarına yaranmak için kendi kapasitesini aşacak durumlara, olaylara körü körüne gitmemeyi amaç edinmelidir.
Sözün kısası şudur; huzurlu, mutlu ve kendi isteği ölçüsünde hayatını doya doya yaşamış biri erken ya da geç bu dünyadan elini eteğini çekerek ebedi istirahatine çekilebilir. Kişinin yaşama hakkını, kendisi de buna dâhil hiçbir kuvvet mani olmamalıdır. Tüm insanlar eşit yaşama hakkına sahiptirler. İkinci ve üçüncü şahıslara bu hak verilmemelidir. Kişi kendini bilmeli, yaşamın ona verdiği veli nimetleri iyi kullanmalı, eğitimini ona yarar sağlayacak alanlara yoğunlaştırmalıdır. Vatanını ve hürriyetini hiçbir bölücü ve propagandacı milis güçlere boyun eğerek satmamalıdır.