Sosyal medya gerçekten iyi kullanıldığı zaman muhteşem bir bağlantı kurma yeri. Rahmetli babam Kamu da görev yaptığı için İlk, Orta ve Liseyi ayrı ayrı yerlerde okuduğum için çok zengin arkadaş hazinem ve dolayısı ile çok değerli öğretmen kadrosuna sahip olma şansını yakaladım. Orta ve Lise arkadaşlarımın çoğu ile Facebook üzerinden bağlantı kurduk.
Öğretmenlerimi de bu sayede bulmuş oldum. Ne güzel eskiden yazılan mektuplar vardı ve hatta en sevdiğim bayram kartlar. Adresler değişince istemeden de olsa insan kopuyor biri birinden. Bir kez daha sen çok yaşa sosyal medya diyorum. Lise de kimya öğretmenimin sayfasında yayınlamış olduğu bir gazete haberini okuduğum zaman tüylerim diken diken. Gözyaşlarım ise sel oldu aktı. Böyle utanç verici olay nasıl olur da yıllarca ortaya çıkmaz. Ve nasıl olur da böyle bir canavar “eğitim camiasının başında olur.” Bu satırları yazarken dahi yüreğimden kan damlıyor. Kim bilir kaç okulda, kaç çocuk sessiz çığlıklar içerisinde böyle sapıkların kurbanı oldular.
Sahi var mı içimizde bilen. Bir kez daha bizi korkusuzca yetiştiren aileme ve sevgi dolu öğretmenlerime binlerce kez teşekkür ettim. Bende bir taciz mağduru olabilirdim. Ya da sizler mağdur olabilirdiniz. Bu kız erkek fark etmiyor. Bizim buralarda olmaz demeyin. Bu yüzden okula giden çocuklarınız ile açık açık konuşmalı ve böyle bir durumda korkmamasını, utanmadan haykırmasını söyleyiniz. Utanarak, korkarak tacizcilerin ekmeğine yağ sürene kadar toplum içine çıkamaz hale getirelim. Nasılsa fazla cezası yok.
Yer İzmir;
Baraj yakınında bir köymüş. Doğal olarak köyün adı verilmemiş. Buda en doğrusu zaten.
22 yıllık skandalı ortaya çıkaran Saadet öğretmen 19/06/2016 tarihinde Hürriyet Gazetesi Ayşe Arman’nın köşesine anlattıkları insanın kanını donduracak şekilde.
22 yıl boyunca bu köyde öğretmenlik ve müdürlük yapan zatı sapık .İlk öğretimi 5 yıl olarak alırsak şuanda ki taciz ettiği çocukların annelerine de aynı tacizi uygulamış. Ve kız çocuğu oldukları için çığlıkları hep içlerinde kanamış durmuş.
Ta ki Saadet öğretmen o köye atanan kadar.
Hani deriz ya İzmir büyük şehir ve çok modern. Değil aslında öyle. Yıllar öncesinde eğitim için gittiğimde bende şaşkına dönmüştüm. Eğitim veren hocalarımızdan bir tanesi ulaşımı olmayan köylerden bahsetmişti. Hatta kursiyerlerden yardım dahi toplamıştık. Yıl 2016 şehir merkezleri çağ atlamış olsa bile köylerde yoksulluk var ise yemişim ben o çağ atlayan hizmetleri.
Sapıklığın derecesini yazmanın bir anlamı yok. Artık her gün bir şehirde bir şekilde ortaya çıkan toplu tacizlerle midemiz yeterince bulanıyor.
Bu konuda bana kimse adalet var demesin. Eğer adalet var olsaydı 22 yıl boyunca zavallı kız öğrencilerini taciz eden onlara porno film seyrettiren ve yaşı ilerledikçe çocukların tabiri ile “yeşil hap” kullanan bu sapık adama 102 yıl ile yargılanmış. 1.5 yıl ceza verilmiş. Eh ilk mahkemede kravat ,takım elbise derken .Birde iyi bir avukat. Yırttı kefenin cebini.
Mazlum hep derki ‘Allah versin cezasını. ”
Adalet vermez ise cezasını daha kaç çocuğun canını yakacak. O tertemiz kız çocuklarının korkulu rüyası olacak.
Kaç çocuğun…?
Bu satırları yazarken yine sosyal medya üzerinden iğrenç notunu gördüğüm İslamcı İlim ve Hikmet Derneği Başk. sözleri geldi.
“Ateistler ahlaksızdır. Ahlak ancak İslam da mümkündür.” diyen zat 4 erkek çocuğuna tecavüzden 24 yıl ceza almıştı. 102 yıl ceza alan 1,5 yılda işi bağlıyorsa, bu hiç ceza almayacak anlamındadır. Ben inanıyorum ki bu tür sapıklar İslamiyeti pis emelleri için kullanıyorlar. Yok, bizim dinimizde böyle sapıklıklar. Ve aklıma LUT kavmi geliyor.
Rabbim böyle sapıklardan ve sapık düşüncelerden sen koru bizi diye dua edelim. Dua edelim ama etrafımızı da iyice araştıralım. Tacize uğradım diye korkma.
Uğradığında “Sesiz Çığlıklarınla” boğulma.
Haykır ki O pis Tacizci deşifre olsun. Varsın ceza almasın ama en azından deşifre olsun.