Korku…

Korku insana özgü bir şeyse; ne yalan söyleyeyim ben korkak yapılı bir insanım…

Birileri düşündüğünü; en yüksek sesle ve kimseden korkmadan bangır-bangır bağırarak, gümbür-gümbür gümbürdeyerek en yüksek tondan konuşurken; ben düşündüklerimi kendime oto- sansür uygulayarak ve en düşük ses tonumla fısıltılar içinde konuşuyorum inanın!…

Zaten böyle bir korkuya sahip olduğumu, benimle bu sayfada sohbet paylaşımı yapan sayfa arkadaşlarımda benim cümle kurarken; sözcüklerin ayaklarını birbirine dolandırıp,anlamsız anlamsız kurduğum cümle yapılarından fark ediyorlardır diye düşünüyorum!…

Korkuyorum arkadaş zorla değil ya!

Laikliğin var olduğunun iddia edildiği şu ülkede, cemaatçiler ve tarikatçılar kadar yürekli olamadım gitti!..

Onlar içinden gelen her şeyi korkusuzca söyleyebiliyor…

İstedikleri alanda,istekileri çayırda, istekileri mekanda; istedikleri gibi atlarını oynatabiliyorlar!

Ben bu yaşa geldim, hala korku duvarlarımı yıkamadım gitti…

Örneğin, 94 yıllık bir cumhuriyeti yıkma cesaretini gösteren şu FETÖ Örgütün yaptığı son eylemin korkusu daha soğumadan ve kenara-köşeye sıkışan militanlarını ve sempatizanlarını daha ortadan kaldırmadan, bir başka köşeden, bir başka cemaat ve tarikat çalışması gün ışığına çıkıyor!

80 Milyonluk ülkemizde ne kadar cemaat ve tarikat sayısı var onu pek bilmiyorum ama, bir hayli cemaat örgütünün olduğunu

-en azından- gazetelerden okuyarak, var olduğunu biliyorum…

Zaten bin-bir çeşit cemaatin var olduğunu bilmek içinde alim olmaya gerek yok!

Üstelik onlar benim gibi korkarak kendilerini saklamıyorlar da!

Birisi susturulsa, bir başkası ortaya çıkıyor!

Yani sanırsın ki; cemaatler birbirinin yedeğinde bekliyor!

Ve gün geçtikçe de üye sayıları ha-bire çoğalıyor!

İşin en düşündürücü yanı da; eskiden cemaat örgütlenmesinin bir gizliliği vardı!…

Şimdi alenen ve hatta ‘devlet’ patenti taşıyan devlet yurtlarında örgütleniyorlar…

Tıpkı Adana Fevzi Çakmak Erkek Öğrenci yurdunda örgütlenen ‘Nur Cemaatinin’ öğrenciler arasına girerek örgütlendiği gibi…

Ve bu konuyla ilgili haberi özetleyerek vermek için Evrensel Gazetesi yazarı Mesut Baylav’ın haberini özetleyerek sizlerle paylaşmak istiyorum;

Haberden kısaca alıntılar yaparak veriyorum ve şöyle deniliyor;

“Fevzi Çakmak Erkek Öğrenci Yurdu’nda geçtiğimiz senelerde açılan saz kursu, İngilizce kursu benzeri etkinlikler artık yok.”

Onun yerine;

“Kur’an, Arapça, Osmanlıca ve Siyer-i Nebi kursları var.”

Bol-bol dini ve manevi sohbetler var.

Bu konuda kullandıkları sloganlar ise şöyleymiş;

“Rabbinden Sana Davet var”

“Sünnet olmadan Ümmet olmaz”

“Haydi Üniversiteli Genç Umreye”

Eskiden öğrencilerin psikolojik olarak ruhsal yapılarını tedavi yapmak için ‘Psikolog Odasının’ kapısına şimdi ‘Manevi Destek Odası’ tabelasını asmışlar. (paylaştığım üçüncü görselde görülüyor)

Yurtta yapılacak olan sohbetlerin duyurusunu ise afişlerinde şu sloganlarla duyuruyorlar;

“Aklınıza gelen tüm imani meselelerin cevabını merak edenler var mı?”

“Dünyaya niçin geldik?”

“İnsan olarak vazifemiz nedir?”

“Namaz niçin vardır?”

“Günahlar insanın fıtratını nasıl bozar?”

“Ve devamını merak edenler için kaçırılmaz fırsat”

Vallahi devamının nereye çıktığını çok iyi biliyor, en azından tahmin edebiliyorum da, hatta ve hatta söylemek istediklerimi dilimin ucuna kadar getirip, söylemek istiyorum da, inanın bana korkudan söyleyemiyorum!

Çünkü ben onlar kadar korkusuz bir özgürlüğe sahip değilim!

Onun içindir ki; artık bundan sonraki benim felsefemde şöyle olacak; “Bilmiyorum, görmedim ve hiç duymadım!”

Neme lazım canım!

Sonuç mu?

Sonuç; Hey anam hey!

Vay be!…

Nerelerde idik, nerelere geldik!

Biz ne suçu eyledik?

Ne günah işledik!

Kime ne ettik de;

Bugünlere geldik?

Sahi nasıl geldik?