GİRESUN (AA) – GÜLTEKİN YETGİN – Giresunlu kemençe sanatçısı Hüseyin Çınar, yarım asrı aşkındır bitmeyen enerjisiyle düğün ve festivalleri coşturuyor.
Görele ilçesinde ikamet eden 65 yaşındaki Çınar, kemençede eski jenerasyonun son temsilcileri arasında yer alıyor.
Kemençe çalmayı çocuk yaşlarda kendi kendine öğrenen ve Katip Şadi gibi ünlü kemençe üstatlarının yanında kendisini geliştiren Çınar, 51 yıldır Giresun ve çevresinde çeşitli festivaller ile düğünlere katılıyor.
Sahnedeki enerjisi ve kemençesi ile insanlara coşku veren Çınar, kendi yazdığı türkülerle 9 klip hazırladı. Çınar, kemençenin ailesinde gelenek haline gelmesi için oğlu Mustafa'ya da bu enstrümanı öğretti.
Yaşamını sürdürdüğü Menteşe köyünde 11 yıldır muhtarlık yapan Çınar, bir yandan da vatandaşlara hizmet ediyor.
– "Asker tüfeğini nasılki bırakmıyorsa biz de kemençe olan yerde bir askeriz"
Çınar, AA muhabirine, ilkokulda ağzıyla kemençe sesleri çıkararak arkadaşlarını eğlendirdiğini anlattı.
İlkokulun ardından fındık toplayarak kazandığı parayla kendisine kemençe yaptırdığını belirten Çınar, kemençe sanatçısı Ziya Patan'ın bir türküsü ile kemençe çalmaya başladığını söyledi.
Çınar, yarım asrı aşkındır kemençe ile yatıp kalktığını ifade ederek, "Biz kemençeye ailecek aşığız, aracımda kemençe ile bavulum her zaman vardır. Asker tüfeğini nasılki bırakmıyorsa biz de kemençe olan yerde bir askeriz." dedi.
Geçmişte çok yoğun çalıştığını dile getiren Çınar, "Evden çıktığımızda bir hafta sonra anca dönerdik, düğün, kına derken bir hafta sürerdi. Ulaşım şu anki kadar iyi değildi, çok yorulurduk, bir hafta dinlenip anca kendimize gelirdik." diye konuştu.
Hüseyin Çınar, kemençe sanatçılarının sayısının arttığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bakıyorum adam eline kemençeyi almış, yolda kemençe çalıyor. Gençlerimizde böyle bir alışkanlık da var, gençlerimizi tebrik etmek de lazım. Bu ne demektir? Kemençe sanatının ölmeyeceği anlamındadır çünkü kemençe sanatı öldüğünde bizim kültürümüz ölür çünkü bu bizim önemli bir kültürümüz. Şu anda ilkokulda çocuklar da kemençe çalıyor, bu büyük bir başarı, güzel bir durum."
Yaz dönemini hareketli geçirdiğini kaydeden Çınar, sahne performansının en önemli tanıtım olduğuna dikkati çekti.
– "Hem konuşacaksın, hem söyleyeceksin, hem çalacaksın"
Çınar, sahnenin bambaşka aksiyonlar gerektirdiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes o sahneyi yapamaz, herkes türküyü söyleyip kemençe çalamaz. Bu sanatta hem konuşacaksın hem söyleyeceksin hem çalacaksın. Yani bu sanat böyledir, bir üçlüdür, bunu hep beraber yöneteceksin. Orada müzik ile oynayacak kişilere bir şeyler verebilesin ki o insanlar coşkuyu alıp sana teşekkür etsinler."
Sahnenin çok önemli olduğunu vurgulayan Çınar, "Ben bile sahnede kendimi unutuyorum ama sanatçının karşısında oyun oynayan da iyi olursa o başka yere gider artık, değme keyfimize. Seni sanatı yaptırmaya zaten oynayanlar teşvik ediyor, oynayanlar senden istiyorlar, seni boş bırakmıyorlar, o çok önemli bizim için." ifadelerini kullandı.
Hüseyin Çınar, festivallerin insanları birleştiren önemli etkinlikler olduğunu vurguladı.
Çınar'ın oğlu Mustafa Çınar ise 25 yıldır kemençe çaldığını belirterek, "Aynı ortamda bulunduğumuzda düğünlerde çalıyoruz, ben çalıyorum, babam türkü söylüyor, babam çalıyor, ben söylüyorum. Oğlum da org çalıyor, kızım henüz müzikle uğraşmıyor ama isterse ona da kemençeyi öğreteceğim." dedi.