GİRESUN TÜRKİYE’SİNİ OTOPARK KONUSUNDA ÜLKELERLE KIYASLADIM!

GİRESUN TÜRKİYE’SİNİ OTOPARK KONUSUNDA ÜLKELERLE KIYASLADIM!

Köşe yazısı için çok zamandır fırsat kollarken hele şükür bugün zaman ayırabildim.

Ben avcıyım haberciliktir benim işim. Lakin gel gör ki haber yazmakla köşe yazısı yazmak arasında da uçurum var.

Ben haberi olay nasılsa o şekil yazarım ancak o habere yorum katma taraftarı da değilim.Bunu yapanları da bu işin içinde olduğumdan beri tasvip etmemişimdir.Yani adı üzerinde yorum bu kardeşim!Senin ben kişisel fikirlerini ne yapayım da diyebilirsiniz diye diyorum.O açıdan köşe yazısı yazanlara saygı duyarken köşe yazısının gazetede çok farklı bir dünya olduğunu belirtmek isterim. Neyse sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.

Bir şekilde haber masamda bu kez köşe yazısı için oturmaya karar verdim ve Giresun’un rezil sorunu otopark konusunu ele alayım bari dedim.

Söze nerden başlasam bilemiyorum ama şu bir gerçek (ki inkar edilemez)insanlığın 100 seneden fazla süredir kullandığı arabalar günümüzde birinci ulaşım aracı olarak görülüyor. Ama maalesef araba artık etrafı gezmenin en kullanışlı yolu değil.Yada bana göre değil en azından.Hele hele gereksiz yere trafiğe çıkıp da hayatı zorlaştırmanın da hiçbir anlamı yok diye düşünüyorum.Giresun Türkiye’sinde ciddi oranda trafik sıkıntısı yaşanıyor.Ben şahsen yıllardır bu konu üzerinde tam tamına 14 yıldır haber yazıyorum.Ve ne ben ne benden önceki kodaman ve eski kalemler de çözüm bulmuş değil.Hani medya yön verici olamaz belki ama bazen yön verir ya, o manada diyorum.Aman yanlış anlaşılmasın. İçinde hiç araba olmayan bir şehir merkezinde yürüyüşe çıkabilmek bizi çok mutlu ederdi. Şehir hayatında belki sıfır arabasız da hayat olmaz ama; işte size  iki  ülkenin gerçeğe  dönüşen çözümünden örnekler.İsterseniz oradan örnekler bize cevap olsun ne dersiniz?

İki yıl önce Paris’te kirli hava seviyesi belirgin ölçüde yükselince belediye tek ve çift plakalı araçların dönüşümlü olarak iki günde bir trafiğe çıkması kararı aldı. Bu işe yaradı, hava kirliliği %30 azaldı. 2020 yılında belediye bisiklet yollarının sayısını artırmayı ve elektrikli araçların şehir merkezine girişine izin vermeyi planlıyor. Günümüzde Paris’te şehir merkezinde birçok yaya yolu var ve komşu mahalle sakinlerinin hafta sonları şehre arabayla girmesi yasak.

Kopenhag Avrupa’nın, içinde en az sayıda araba olan şehri. 1960’larda şehir meclisi şehir merkezinde yaya alanlarını genişletmeye ve araba yollarını daraltmaya başladı. Günümüzde Kopenhag’da halihazırda var olan 320 kilometrenin üzerinde bisiklet yolunun yanısıra, çevredeki banliyölere ulaşmak için bisikletlere yönelik otobanlar yapılması planlanıyor.

Şimdi gelgelelim yeniden Giresun’umuza…Ülkeleri kıyaslamak ağır oldu diye düşünüyor olabilirsiniz ama, ben hayatta imkansız bir çözüm değildi diye düşündüm bu iki ülkenin yaptığını…Giresun Belediyesi koltuğuna gelen hiçbir belediye başkanı bu sorunu çözememiş,yada çözmek için yeterli olmamış emin olun daha ne denir bilemiyorum.Benim de temennim sizler gibi hep umutla yaşamak!Ya da tesellim olan dilimin alıştığı “Bir gün çözülür” felsefesiyle başımı önüme eğip yoluma devam etmek…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?