KARADEMİR:BARO GENEL KURULLARINI 300 KİŞİYLE SINIRLAMAK, BAROLARA “GENEL KURUL YAPMAYIN” DEMEKTİR. AKLIMIZLA ALAY MI EDİLİYOR ?”diye sordu
Giresun Barosu Başkanı Soner Karademir,Baro seçimlerine kısıtlama getirilmesini eleştirdi
Karademir”Bilindiği üzere Baroların genel kurulları, Avukatlık Kanunu’nun 82. maddesinde yazılı “Genel kurul son rakamı çift olan yıllarda olmak kaydıyla iki yılda bir Ekim ayının ilk haftası içinde baro başkanının daveti üzerine gündemindeki maddeleri görüşmek üzere toplanır” şeklindeki açık hükmüne karşın, İçişleri Bakanlığı’nın pandemi tedbirlerine ilişkin genelgesi dayanak yapılarak il hıfzıssıhha kurullarınca ertelenmiştir. Pek çok baro tarafından idari yargıya başvurulmuş, baroların genel kurullarının yapılması hukuka aykırı bir şekilde engellenmiştir.
Barolar ve kamu kuruluşu niteliğindeki meslek örgütlerinin genel kurullarının yapılması pandemi gerekçesiyle engellenirken, iktidar partisi başta olmak üzere siyasi partilerin il, ilçe kongrelerinin, gençlik ve kadın kolları kongrelerinin yapılmasında sakınca görülmemiş, hatta bu durum yürütmenin başı tarafından, partisinin genel kurullarının yapıldığı salonların “lebalep dolu” olması övgüsüne mazhar olmuştur.
Tüm bunlar yaşanırken, geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığı’nca, Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda Pandemi tedbirlerinin riskli illere göre kademeli olarak kaldırılacağı belirtilerek Covid-19 pandemisi tedbirlerinin nasıl uygulanacağına ilişkin bir genelge yayımlanmıştır. İl hıfzıssıhha kurullarınca da tedbirlerin genelge doğrultusunda uygulanmasına karar verilmiştir. Alınan tedbirlerden birisi doğrudan baroları ilgilendirmektedir. Hangi kriterler esas alınarak hazırlandığını bilmediğimiz bu tedbirlerin hayatın gerçekliğinden uzak ve uygulanabilir olmadığını açıkça belirtmek istiyoruz.
Baro genel kurullarının çok yüksek riskli illerde yapılamayacağı, diğer illerde ise kişi başına 8 m2’lik bir alan bulundurma koşulu ve 300 kişiyi aşmayacak şekilde yapılabileceği belirtilmiştir. Kayıtlı avukat sayısı 300’ün altında 29 baromuz bulunmaktadır. Diğer barolarımızın tamamının mevcudu 300’ün üzerindedir. Hatta bazı barolarımızda genel kurul yapılabilmesi için gereken yüzde 10 üye sayısı bile bu sayının üstündedir. Bu nedenle; baroların genel kurulları için böylesi bir sınırlama getirilmesi en hafif deyimiyle aklımızla ile alay edilmesi, genel kurul yapılabilmesinin 300 kişi ile sınırlanması, özetle barolara “Genel kurullarınızı yapmayın” demek anlamına gelmektedir.
TBB seçimlerinde, baro genel kurullarında seçilen TBB delegeleri oy kullanacaklarından, TBB seçimlerinin de yapılabilmesi için tüm baroların eş zamanlı olarak genel kurullarını yapabilmeleri gerekmektedir. Aksi durumda bir kısım TBB delegesi belirlenmiş, bir kısım TBB delegesi ise belirlenmemiş olacaktır ki bu durum TBB seçimlerinin yapılabilmesini imkansız kılacaktır. Bu nedenledir ki, baro genel kurulları ile ilgili alınan tedbirler uygulanabilir olmayıp, uygulandığı takdirde ise kaos yaratmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Öte yandan, hukuka, kanuna ve demokratik teamüllere aykırı olarak getirilen sınırlamalar karşısında avukatların ve dahi baroların hak ve hukukunu korumakla görevli TBB’nin tüm bu hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmasını büyük üzüntü ile izlemekteyiz. TBB’ nin bu konu ile ilgili hiçbir girişimde bulunmamasının nedenlerini, tüm siyasi partiler çok riskli ya da az riskli fark etmeksizin genel kurullarını yapmalarına rağmen baroların genel kurullarının bu şekilde sulandırılma samimiyetsizliğine söyleyecek bir tek sözleri dahi olmamasını anlayamıyoruz.
Hiçbir görev ve makamın sonsuz olmadığını, önemli olanın görev süresinin uzunluğu değil yapılan görevin onur ve gururla yapılması olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, baroların genel kurul ve seçimlerini yapmalarının sağlanması için TBB’ nin gerekli girişimlerde bulunması için SON KEZ TARİHİ BİR ÇAĞRIDA bulunuyoruz. Bu görevlerini yapmadığı taktirde, tarih ve hukuk dünyası bu tavırsızlığı ve eylemsizliği yüreklere ve hafızalara kazıyacak, unutmayacaktır.
Paris Şartı “Demokrasi, temsili ve çoğulcu karakteri ile seçmene hesap verilmesini, kamu makamlarının hukuka uymak yükümlülüğünü ve adaletin yansız bir şekilde dağıtılmasını da zorunlu kılar. Kimse hukukun üstünde olamaz” demektedir.
Avukatlardan aldığı güven ve destek ile göreve gelen baro başkanları ve kurullarda bulunan meslektaşlarımız her zaman demokrasiye inanmış, ülkede demokratik teamüllerin işlerlik kazanması ve insan hakları için mücadele etmiş kişilerdir. Bu itibarla demokratik hakların kullanılmasının kanunsuz ve eşitliğe aykırı olarak bertaraf edilmesine sessiz kalmamız söz konusu olamaz. Bizler görevlerimizi gerektiğinde demokratik seçimlerle ve meslektaşlarımızın takdiri ile devretmeye hazırız.
Bir ülkede kanunlar ya vardır ya da yoktur. Eğer ki bir hukuk devletinden bahsedeceksek bir ülkedeki kanunlar ya herkes için uygulanır ya da hiç kimse, artık o kanunların adaleti sağlayacağına inanmaz. Bu nedenle; Demokrasinin ve hukukun gereği yerine getirilerek; Sivil toplum örgütleri, akademik meslek odaları ve barolar için büyük bir kaosa sebebiyet verecek bu uygulamanın durdurulması ve alınacak tedbirler doğrultusunda tüm baroların genel kurullarının yapılması önündeki engellerin kaldırılması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. “dedi