DEDELERİNDEN KALAN MİRASA SAHİP ÇIKANLAR

DEDELERİNDEN KALAN MİRASA SAHİP ÇIKANLAR

30 Ağustos günü ulaşım ücretsiz olsun önerisine, “…30 Ağustos halkın tamamını ilgilendirmiyor..o zaman ormancılık gününü de tatil yapalım..” diyerek kabul etmeyen Bursa Belediye Başkanı, dedelerinin mirası cumhuriyet düşmanlığına sahip çıkarak görevini yapmış.
Bu ülkenin değerleri olan Uğur Mumcu, Türkan Saylan, Bahriye Üçok ve Nazım Hikmet’i hedef alarak, ‘devlete ve bayrağa savaş açmış kişiler’ olarak hakaret eden bu adamcığın, cumhuriyetin kurucularına gösterdiği kasıtlı, bilinçli, hadsiz, şuursuz saldırı AKP tarafından duyulmadı bile.
İlçedeki park adını, “Atatürk Parkı” olarak değiştirme kararı alan Fındıklı Belediye Meclisinin isteği, ‘Kamu yararı bulunmamakta’ gerekçesiyle Kaymakamlıkça kabul görmemiş.
Birbirlerini tanımayan, Bursa Belediye başkanı ile Rize-Fındıklı Kaymakamlığı el ele, gönül bağı kurarak ortak noktada buluşmuşlar.
Bunların tamamı aynı zihniyete sahip, birbirlerine benzemekte. Al birini vur ötekine.
Bu ve aynı düşüncede bulunanların dedeleri kim ve hangi mirası bıraktılar?
Yıllarca, aydınlıktan korkan yarasalar örneği mağaralarda saklanan güruhlar, son 10 yıldan bu yana bir yerlerden cesaret alarak seslerini epey yükseltmeye başladı.
‘Cumhuriyete reklam arası, İstiklal Savaşı yapılmadı, Yunanlılar Anadolu’ya girmedi, keşke Yunan kazansaydı..’ diyen, ‘Kutsal Savaş’a karşı çıkarak, kurtuluşu ABD Mandası ve İngiliz egemenliğinde gören, Atatürk ile birlikte mücadele edenlere, devrim ve ilkelerine karşı olan, o büyük mücadeleyi hafife alan ‘Kurtuluş Savaşı artıkları’, dedelerinden kalan mirasa sahip çıkmak için her fırsatı değerlendirerek, Atatürk’e olan öfke ve kinlerini ortaya dökmekte.
Mustafa Kemal önderliğinde, Anadolu’da başlatılan ‘Kutsal Savaş’a karşı duranların bıraktığı mirastan pay sahibi olmak isteyenler, elverişli ortamı bulduklarında ortaya çıkmakta.
Onlar daima, ‘Atatürk’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği’ ile pusuda beklerler.
Daha önceleri bir toplantıda konuşma yapan ortaokul mezunu Emine Erdoğan’ın, ‘artık yeni bir kavşaktayız. Türkiye’nin 90 yıllık enkazını kaldırdık ve altından büyük meseleler çıktı. Bu sorunlarla uğraşıyoruz..’ dediği iddia edilmemiş miydi?
‘600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi.’ diyen zihniyete 30 Ağustos, 29 Ekim, 23 Nisan ve diğer değerlerin anlamını kavratmak mümkün mü?
Bu ülkeyi onca yokluk, yoksulluk ve olanaksızlıklar içerisinde Osmanlı’nın küllerinden yeniden yaratanlara hakaret edenlerin, 100 yıl gerilerdeki soy ağacında neler yazmakta?
Gerçek olan, 30 Ağustos ve diğerlerinin herkesin bayramı olamayacağı.
Ulusu ilgilendiren belirli günler ve Atatürk adını basite alan seviyeden yoksun düşüncenin sahiplerine, ‘devlet ve bayrak düşmanı’ ilan ettiği dünya şairi Nazım Hikmet’in ‘Kuvayı Milliye Destanı’ şiirini okumasını önerecek aklıselim bir AKP’li çıkar mı bilemem?
Bağımsızlığımızın sembolü manevi ve ulusal değerlere önem vermeyi, üstlendiği görevin gereğini yerine getiren Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarından beklemek haksızlık olur.
Kurum tabelalarındaki T.C ibaresi, ders kitaplarındaki Atatürkçülük konularının kaldırılmasına alkış tutan, Atatürk adı ve resmini, İzmir Marşını, Atatürk’ün askerleriyiz sloganını ‘ideolojik’ bulup yasaklamaya kalkanların fıtratlarında ülkenin kurucu değerlerine ihanet, nankörlük, saygısızlık, seviyesizlik bulunmakta.
‘Bir lokma bir hırka, tüysüz yetim ve kul hakkı’nı dillerinden düşürmeyerek siyaset yapan başkanın, belediyeye ait şirketlerden asıl maaşı dışında 50 bin lira ‘huzur hakkı’ aldığı iddiasına ne dersiniz?
Onların dedelerini çok iyi tanıyan Türk insanının ezici çoğunluğu, ülke olarak varlığımızı borçlu olduğumuz değerlerimizin yok edilmesini hedefleyenler, yedi düvelin saygı ile andığı Atatürk adından rahatsızlık duyanlara geçit vermeyecektir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?