ÇANAKKALE GEÇİLMEDİ Mİ?

ÇANAKKALE GEÇİLMEDİ Mİ?

18 Mart. Tarihimizin önemli kilometre taşlarından birisidir 18 Mart. Haçlı dünyası bütün askeri imkanlarını kullanarak “Hasta Adam” dedikleri Osmanlıya son darbeyi vurarak tarih sahnesinden silmek üzere Çanakkale boğazına dayanmıştır. Ama Çanakkale’de hiç ummadığı bir direnişle karşılaşmıştır düşman ordusu.Neticede 250 bin Mehmetçiğimizin şehid olması pahasına da olsa Çanakkale’yi geçemedi düşman askerleri.

İşte bu şanlı zaferin 102. yılını idrak ediyor, çeşitli etkinliklerle de kutluyoruz millet olarak. Ve bu kutlamalarda belki de en çok “Çanakkale Geçilmez” sloganını duyacağız. Belki 18 Mart 1915’te geçilmedi Çanakkale ,belki topla tüfekle geçilmedi ama düşman strateji değiştirerek Çanakkale’yi başka yoldan çoktan geçti bizce. Nasıl mı?

 

Geçenlerde bir gazete bayiinde gazete alırken ayak üstü bu konuyu konuşuyorduk.Orada Çanakkale geçilmez muhabbeti de oldu. Ben de  “Çanakkale çoktan geçildi” deyince, nasıl yani hocam dediler.Ben de şu önünde duran gazeteye bir bak.İşte bu Çanakkale’ni geçildiğinin de resmidir aynı zamanda dedim.Çünkü o gazetede büyükçe bir çıplak hatun resmi vardı. Evet mesele bu. Düşman, ülkeme Çanakkale’den giremedi ama medyadan girdi, çanak antenden girdi. Şu adı evlendirme programları ama kendisi evlendirmeme programlarına ne diyeceğiz? Aile kurumunu dinamitleyen rezalet ortadayken “Çanakkale geçilmez”in  çok da anlamı kalmıyor.

 

Eskiden savaşlar, istilalar topla-tüfekle olurdu. Ama artık bugün bunlara gerek kalmadı.Çok daha sinsi silahlarla ülkeler istila edilebiliyor.Namusumuz ediğimiz kadınlarımız-kızlarımız yarı çıplak vaziyette ekranlarda teşhir edilsinler diye mi şehid oldu 250 bin Mehmetçik? Seyit Onbaşı yüzlerce kiloluk mermiyi tek başına gençlerimiz uyuşturucu ve alkol batağında yok olsunlar diye mi taşıdı? İnsanımız ahlaksız yayınları seyrederek TÜRK örf ve adetlerinden uzaklaşsın ar, namus ayaklar altına alınsın diye mi aç-susuz günlerce siperlerde kaldı Mehmetçiğimiz?

 

Çanakkale geçilmez öyle mi?

Şu Televizyonların yayınlarına bir bakın. Baba oğul aynı masada kadeh tokuşturuyor. Gençliğe işte böyle olun mesajı veriliyor inceden inceye.Bunları örf ve adetlerimizin neresine koyacağız?Gece hayatları ve çıplaklık özendiriliyor.Her yıl başında bir Noel baba furyasıdır gidiyor.Gençlik hiç sorgulamıyor bile bu Noel baba bizim neyimiz oluyor diye?

Sahi Noel bizim neyimiz oluyor? Hiç düşündünüz mü?

Bugün ülkemde yılbaşında ortalık   Noel Babadan geçilmiyorsa “Çanakkale Geçilmez” bizim için 19152te kalmış demektir.

Önceki hafta Yeşilay haftasını kutladık. O hafta boyunca ülke çapında çeşitli etkinlikler düzenlendi.Biz de okullarımızda gençlerimizi sigara, alkol ve uyuşturucu belasına karşı bilinçlendirmek için çeşitli konferanslar tertipledik.Ve Yeşilay’ın 40 ilde yaptığı anket bizi şok etti.

 

Ankette sigara kullanma yaşının 10’a,alkol kullanma yaşının 11’e ve uyuşturucu kullanma yaşının da 12’ye indiği sonucu dikkat çekiyordu.Yine söz konusu araştırmaya göre 9-17 yaş arasındaki öğrencilerin yüzde 16’sı   sigara içiyor.Bu öğrencilerin yüzde 11’i alkol, yüzde 2.9’u   uyuşturucu kullanıyor.Biz alkol ve uyuşturucunun zararlarından bahsededuralım gazete ve televizyonlarımızda bunlar özendiriliyor maalesef. İçki içilmeyen dizi yok nerdeyse. İşte neslin bozulması böyle oluyor.Alkol ve uyuşturucu belasına müptela bir gençlik ile geleceğe nasıl ümitle bakacağız.Biz geleceğimizi gençlere emanet edeceğiz.Ülkemizin yönetimi onlar elinde olacak yarın.

Evet Çanakkale zaferinin 102.yılını kutluyoruz bugünlerde.102 yılda ne değişti ki bu cennet vatanımız işgal edilmesin ,namusumuza namahrem eli değmesin diye  her şeyinden vazgeçip cepheye koşan yiğit Mehmetçiğimizin yerini şimdilerde atalarımızın kutsal vatanı ve  namusları için göğüs göğse vuruştuğu İngilizin, Fransızın torunuyla kadeh tokuşturan , çırıl-çıplak sahillere  akın eden gençler aldı.Evet şimdi düşünme zamanı.şapkamızı önümüze koyup düşünme zamanı.

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?