BİTMEYEN KÂBUS;  KREDİ KARTLARI (2)

BİTMEYEN KÂBUS;  KREDİ KARTLARI (2)

Bankalar, kişinin ne iş yaptığına, aylık geliri ve ekonomik durumuna bakmadan, cadde ve sokağın en işlek yerlerinde kurdukları stantlarda kredi kartı dağıttılar.

Bunun için, kimlik kartı fotokopisini vererek, bir form doldurmak yeterli sayıldı.

Sabit bir geliri olmayanlar dahil, neredeyse herkes, farklı bankalardan aldıkları birden fazla kredi kartı taşımaya başladılar.

İşin ilginç bir yanı da kredi kartlarındaki kullanılacak limitin, kişinin kazancının birkaç kat üzerinde olmasıydı.

Tüm bankalar, kartların hangi amaçla ve nasıl kullanılması gerektiğini bilemeyenleri hedef kitlesi seçerek, ilgi çekici reklam kampanyaları ile yoğun baskı altına aldılar.

Bu durumu fırsat sayan tüketiciler, nasıl ödeyeceklerinin hesabını yapmadan, olası sonuçlarını düşünmeden gelirlerinin üzerinde kredi kullanmaya başladılar.

Kredi kartlarındaki kullanılacak tutar gelirin çok üzerinde ve kimse bunu umursamadı.

İlgi çekici reklam ve taksitlendirmelerle aldatılarak, ödeme hesabı yapılmadan kartlar aracılığı ile borçlanıldı.

Kredi kartının hangi koşullarda nasıl kullanılacağını bilmeyen, tüketim toplumunun en etkili elamanı olmuş bireyler, cebinde olmayan ve kazanamadıkları paraları bile kredi kartları aracılığı ile ipotek altına aldırmaya başladılar.

Gelir ve gideri arasındaki dengeyi kuramayan, kredi kartı ile yaptıkları harcamaların bir gün ödenmesi gerektiğini hesaplayamayanlar, ünlü bir siyasetçimizin söylemiyle “borç yiğidin kamçısıdır” anlayışı ile hareket ettiler.

Onlara göre, nasıl olsa cepten para çıkmıyor, kart ile alışveriş yapılmakta.

İşin kolayını bulan bankalar, gelirine bakmadan gereksiz yere kredi kullandırmayı pek sevdirdiği bilinçsiz tüketiciye, gelirinin çok üzerinde kredi adı altında para vermeye devam ettiler.

Gelirini giderine göre ayarlayan, ihtiyacını karşılamak amacıyla almış olduğu kredi borçlarının taksitlerini zamanında ödeyebilen tüketicilere elbette sözümüz olamaz.

Onlar bu alanda çok bilinçli olup, ne yaptıklarının farkında olanlardır. Üzerlerindeki kredi kartı sayısı ikiyi geçmez ve cazip gibi görünen reklamlara aldanmazlar.

İhtiyaçlarının önceliğine ve bütçesini dikkate alarak kredi kullanırlar.

Sınırlı olan geliri ile geçinmeye çalışanların, harcamalarını kredi kartı borçlanmaları ile yaptıklarında, geçici de olsa biraz nefes almış gibi görünebilirler.

Kazanılmayan paranın, bankaların verdiği kredi kartı aracılığı ile kolay harcanmasının mantığını anlamak çok zor.

İhtiyaç analizi, alınan mal ve hizmetin karşılığındaki ödemenin nasıl yapılacağını hesaplamadan, gereksiz yere yapılan harcamaların kredi kartı ile ödeyeceğini zannedenlerin sonu hüsranla bitmektedir.

Gelir gider dengesini sağlamadan yapılan tüketim sonucunda, ilgi çekici reklamlarla sunulan kredi kullanma seçeneklerine aldanarak, kurtuluş gibi görünen kredilere yüklenmek bataklığa saplanmaya benzer.

Ağır olacak sonucuna katlanmak zorunda kalırız.

Kredi kartlarının yaşamımıza epeyce kolaylık sağladığı bir gerçektir.

Yapılan harcamalara ait dönem borcunun aksatılmadan ödenmesi durumunda herhangi bir sıkıntıyla karşılaşılması olası değildir.

Önemli olan, yapılan harcamalara ait borcun zamanında ödenebilmesidir.

Sadece asgari ödeme tutarının ödenmesi durumunda, dönem borcundan kalan tutara faiz uygulanmakta, böylece borç kısa zamanda katlanarak büyümektedir.

Çok yüksek olan kredi kartı faizleri ile sadece asgari ödeme yapılarak diğer aya aktarma yapılmaya çalışılması istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Kolay ve güvenilir alışveriş olanağı sağlayan, amacına uygun kullanıldığında tüketici olarak işlerimizi hayli kolaylaştıran, yaşamımızın vazgeçilmezi kredi kartlarını kullanmadan önce iyi tanımalı, yapılan tüketim ve taksitli harcamalara dikkat edilmelidir.

Kredi kartlarını aldığımız mal ve hizmetin karşılığını ödemeyi kolaylaştıran araç olarak kullanmadığımız takdirde, basit olarak gördüğümüz kartlar kâbusumuz olacaktır.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?