BİR ÇILGIN PROJE; “MİLLET KIRAATHANELERİ”

BİR ÇILGIN PROJE; “MİLLET KIRAATHANELERİ”

Alanlara inen cumhurbaşkanı aday ve parti sözcüleri, yapacaklarını sıralamakta.

Muharrem İnce eğitim, üretim, endüstri, teknoloji, bilim, hukuk, adalet, demokrasi, barış, sevgi, eşitlik, paylaşım, rekabet, evrensel değerlerden söz etmekte.

İktidar ise yol, köprü, hastane, başörtüsü öyküsü anlatmakta.

Yıllardır anlatılan benzer söylemler bıkkınlık verince, yeni bir ‘çılgın proje’ açıklandı.

Dünya eğitim literatürüne kazandırılan, ‘nitelikli-niteliksiz okul’ tanımlama sonrası,  ‘Millet Kıraathaneleri’ buluşu gerçekleştirildi.

Her mahalle ve köye açılacak bu yerlerde kek, çay verilip, kitap okunacakmış.

Daha sonra, çorba ve tatar böreği sözü de verildi.

Unutulan ‘püskevit’,  Bahçeli’nin hatırına bu hafta eklenebilir.

Gelenlerden ücret alınmayacak yeme, içme beleş olacakmış.

İnsanımızın çoğunluğunun üretmeden yaşamayı sevdiğini onlar da bilmekte.

Kek, börek, çorba, çaydan oluşan menü iştah açıcı ve daha da keyifli olacak.

Elbette her gün aynı değil, farklı görsellik, çeşit ve tatlar da sunulacak.

Bölge ve tercihlere göre lahana, tarhana, ezogelin, mercimek, kelle-paça çorbası.

Ballı, bademli, çikolatalı, cevizli, üzümlü… kek; peynirli, krepli, ıspanaklı, laz, bohça, rulo börekleri; tarhana, ezogelin, mercimek, şehriye, paça, yayla çorba çeşitleri verilecek.

Sıcacık kek, börek, püskevit, çorba ve üzerine ‘Amber Çay’, ‘yeme de yanında yat’

Oraya gelenler okey ve iskambil oynamayacak kitap, gazete, dergi okuyacaklarmış.

Çay, kek, börek, çorba memnuniyetle kabul edilir de, kitap okuma nereden çıktı ki?

Yaşamı boyunca iki kitap okumadan eğitimden spora, ekonomiden yönetim işlerine, siyasete dair her alanda bilgi sahibi olan yurdum insanına kitap okuyacak denilmesi olmadı.

80 milyon nüfuslu ülkemizde günlük basılan gazete, dergi sayısı üç milyon.

Okunanların çoğunluğu spor ve magazin türü gazeteler.

60 milyonu okur-yazar durumda, 13.5 milyon lise ve üniversite öğrencisi var.

Öğretmen sayısı bir milyonu geçmekte.

Buna göre nereden bakarsan, yılda en az 20 milyon kitap okunması gerek.

Okuma alışkanlığı bakımından dünya ortalamasının çok altında bulunan ülkemizdeki kitap basım ve okunma oranı Afrika ülkelerinin de epey gerilerinde.

‘İnsani Gelişim Raporu’ verilerine göre Türkiye; Libya, Tanzanya, Ermenistan gibi ülkelerin arkasında yer almakta ve sıralamada 90. durumda.

Bir Japon yılda 25, İsveçli 10, Fransız 7 kitap okurken, yılda 6 saatini kitap okumaya ayıran, her konuda bilgi sahibi olan yurdum insanı ise 10 yılda bir kitap okumakta.

Bu araştırmanın içerisinde öğretmen, lise ve üniversite öğrencileri de bulunmakta.

Asıl üzücü olanı da bu olsa gerek.

Elektronik medya toplumun dinamik kesimini esir almış durumda.

Kitap alımı için kişi başına bir dolar harcama yapılırken, AB ülkelerinde 500 dolar.

Azerbaycan’da 100 bin olan bir kitap basımı, ülkemizde iki, üç bin.

‘Millet Kıraathaneleri’nde bir yandan çay eşliğinde kek, börek yiyip, çorba içerek ülke sorunları tartışacak çözüm önerileri sunulacak.

Kitap, dergi, gazete okunup, bir çeşit düşünce geliştiren kulüpler gibi çalışacak.

Uygulamaya konulduğunda sokakta, parkta, otobüste gördüğümüz öğretmen, öğrenci ve potansiyel okurların kitap, dergiler okuduğunu göreceğiz.

Okumayı çok seven toplumumuzun yapısına alabildiğine uygun bir uygulama.

Eğitim, bilim, teknoloji, üretim, adalet, hukuk, demokrasi mi? geçiniz.

Gençleri işsizlik ve sıkıntıdan kurtaracak bu müthiş proje ‘hayırlara vesile olsun’

‘Millet Kıraathaneleri’nde kek, börek ile çay içerek üretim yapacaklar.

Vatandaşımızın ufkunu açacak bu buluşu yapanları kutlamak gerek.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?