ALANIN EN RENKLİ KADROSU BULANCAK SANAT TİYATROSU

ALANIN EN RENKLİ KADROSU BULANCAK SANAT TİYATROSU

Kutladık…
Çok şükür bu yılda kazasız-belasız bir şekilde 1 Mayıs Emek Bayramını alanlara inip kutladık…
Ve her zaman olduğu gibi ve aynı alanda kutladık…
Ancak nedendir bilemem, bu kez sayısal olarak biraz daha azdık….

Niye?
Neden?
Niçin?

Gittikçe ’emek’ dedikleri değerden mi uzaklaşıyoruz?
Utanıyor muyuz?
Korkuyor muyuz?
Yoksa hepimiz köşeyi döndükte; patronların yer aldığın sınıfta, sermaye kesiminin içinde mi yer alıyoruz?

Sömürü mü bitti?
Yolsuzluk, yoksulluk, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı elini yakamızdan çekip, kapımızı mı terk edip gitti?
Sahi ne oldu?

Siz bu ve buna benzer soruların yanıtlarını bulmaya çalışırken, bende sizlere, ilimde yapılan 1 Mayıs Emek Bayramının özetini yapmaya çalışayım…

Biraz öncede söylediğim gibi bu yıl ‘1 Mayıs Emek Bayramı’ bir hayli sönük geçti…
Yine aynı kişiler…
Aynı kurum temsilcileri…
Aynı derneğin üyeleri…
Ve yine aynı sendikanın özneleri…

Ancak her zaman olduğu gibi meydanların yine renkli bir gurubu ve kadrosu vardı…
Bulancak Sanat Tiyatrosu yönetmen ve oyuncularıydı…

Meydanda afişleriyle birlikte onları görünce; sanki meydanlar birdenbire kalabalıklaştı, tıklım tıklım doluverdi gibi geldi bana!
Onları sahnede…
Kendimi salonda izleyici gibi hissediverdim…
Boş meydanda onları uzaktan bir süre izledim…
Ve onlarla birlikte -emekten yana olan- tüm tiyatro oyuncularının sahne üzerinde oynadıkları ‘oyunları’ düşledim;

Tiyatro yoluyla; insanı insanlara insanca anlattığını…
Kötülüklerin çirkin yanını öne çıkarıp, inadına barış çığlıkları attıklarını!
Talanın, yalanın insanı ne hale getirdiğini…
Sömürü sisteminin kimlerin düzeni olduğunu…
Açlığın ve emek sömürüsünün kimlerin alın yazısı olduğunu!
Kimleri bir avuç suda boğduğunu anlatan tiyatro oyuncularının bir kısmı şimdi tamda karşımda duruyordu…
Ve bu tiyatro gurubunun adı ise; Bulancak sanat Tiyatrosuydu..

Uzun süre onları uzaktan izledikten sonra;
“Bravo” dedim içimden onlara…
” Siz ki sahnede konusunu anlattığınız insanlardın içinde bizzat gelip yer aldınız”
ve salt sahne üzerinde ve spot ışıklarının önünde değil; bizzat meydanlara inip, emeği önemseyenlerle birlikte saf tuttunuz…
Sizlere; yüzlerce, binlerce, milyonlarca kere bravo!

Ellerinde “Yaşasın 1 Mayıs” yazan afişleri…
Yan-yana durmuşlar…
“Bulancak sanat Tiyatrosu” yazan afişlerini birlikte tutmuşlar…
Düşleri ve düşünceleri emekten yana…
Yüksek sesle attıkları sloganların her birisi emekçiden yana…
Şimdi nasıl yürekten “bravo” demem ben onlara…
Bravo gençler!
Bravo çocuklar!
Bravo emekten, emekçiden yana olan tiyatrocular!

İyi ki varsınız…
İyi ki aramızdasınız…
İyi ki bizim ilimizin tiyatro oyuncularısınız…

Sakına-sakın temponuzu bozmayın…
Oynamak istediğiniz oyunları hep böyle olsun…
Hem sahne üstünde ve hemde böyle meydanlarda oynayın…

Sizleri yürekten kutluyorum…
Sizleri avuçlarım çatlayıncaya kadar ayakta alkışlıyorum…

Eh, mademki ‘1 Mayıs Emek Bayramıyla’ ilgili sohbetimiz tiyatro ve tiyatroculardan açıldı…
O zaman hem sohbetimizi ünlü tiyatro adamı Bertolt Brecht’nin bir şiiriyle bitirelim;
……
“iyice görüyorum artık düzeni.
orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
aşağıda da bir çok kişi.
ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
“çıkın buraya gelin ki,
hepimiz olalım yukarıda.”
ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
neyin saklı olduğunu
yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
yol değil ama.
bir tahta bu.
ve şimdi görüyorsun açıkça;
bu bir tahterevalli tahtası.
bütün düzen bir tahterevalli aslında.
iki ucu birbirine bağımlı.
yukardakiler durabiliyorlar orada,
sırf ötekiler durduğundan aşağıda

ve ancak;
aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece
kalabilirler orada.
yukarıda olamazlar çünkü,
ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.
bu yüzden isterler ki;
aşağıdakiler sonsuza dek
hep orada kalsınlar.
çıkmasınlar yukarı.
bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden.
yoksa durmaz tahterevalli.
tahterevalli.
evet, bütün düzen bir tahterevalli.”
….
Son söz olarak;
Yaşasın emekten yana olanlar…
Yaşasın emeğin hem sahnede ve hemde meydanlara inip oynayanlar…

NOT: (Görselde paylaştığım fotoğraf, yine Bulancak Sanat Tiyatrosunun genç oyuncularından Nazlıcan GÜNDOĞDU’nun çekimidir.)

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?