18 YIL SONRA 17 AĞUSTOS!

18 YIL SONRA 17 AĞUSTOS!

Askerliğimi yaptığım bir ilin ilçesi Gölcük. İzmit’ten bahsediyorum yaraları hala kapanmış olmayan bir ilçesinden. O tarihi depremde resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişinin yaşamını yitirdiği 23 bin 781 kişinin yaralandığı belirtildi.

Yaaa tarihten ne kadar hızlı kopartılıyor değil mi sayfalar..17 Ağustos Marmara depreminin üzerinden tam 18 yıl geçti. 17 Ağustos gecesi saat 03.02’de merkez üssü Gölcük olan 7.5 büyüklüğündeki depremde yine resmi rakamlara göre, 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Hafızalara enkaz üzerinde arama çalışması yapan ekiplerin ‘Sesimi duyan var mı?’ görüntüleri ile kazınan depremin acıları hâlâ sürerken depreşmeye de devam ediyor.

Çeşitli yetersizlikler ve ihmallerin binlerce insanın canını aldığı Marmara depreminin üzerinden geçen 18 yılda, şimdi merak edilen ve endişelendiren soruların başında “İstanbul ve Türkiye yeni bir depreme ne kadar hazır?” sorusu geliyor. Yıllardır meslek odalarının ve uzmanların altını çizdiği önlemlerin yetkililer tarafından ne kadar dikkate alındığı ise tartışma konusu. 17 Ağustos’u hem de “Yeni bir depreme hazır mıyız?” sorusunun cevabını ben veremem, yetkili değilim çünkü.Lakin işinin ehli olan kişilerin biraz teorik bilgilerle biraz da uzmanca çalışmalarıyla ortak hareket etmesi kanaatindeyim.

Yoksa yine bedeller ödenir yoksa yine tarihler yazılır! Allah muhafaza buyursun değerli okurlar. Bakın bence çok şey bilmeye gerek yok konu üzerinde.İnşaat mühendisleri,müteahhitler ve kalfalar veya ustalar Allah için işini yapsın bence geriye söylenecek pek söz kalmaz.Hani bizde bir laf vardır, ’Tedbiri al takdiri Allah’a bırak’ diye. O misal, biz işimizi doğru düzgün yapalım. Sağ elimizi vicdana götürüp yapalım ki,gönlümüz münferit olsun.Acabalardan kurtulalım en azından…

Yoksa az önce dediğim gibi sadece başkaları değil,bizde bizlerin en yakını ile yakınları da kopuyor bu hayattan.Sorumluluk duygusuyla hareket etmemenin bedelleri her zaman ağır olduğu gibi yine ağır olur.Takdir buyurursunuz ki,biz elimizden geleni yaptıktan sonra gelen her ne olursa olsun adı doğal afet oluyor.Ona da razı olmak lazım ki başka çaremiz yok.Ama bizim kendimizden kaynaklı bir dalkavukluk varsa da buna da Allah’ı, peygamberi,kaderi,kazayı sebepçi kabul edemeyiz.17 Ağustos depreminde yaşamını yitirenleri bir kez daha rahmetle anarken kalanlara da sabrı celil niyaz ederim.

Bu arada değerli okurlar yıllık izne ayrıldım,yeni yazılarıma bir aylık molanın ardından devam edeceğim.Hepinizi Allah’a emanet ederken,buluşmak ümidiyle diyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?