SAĞRAK GÖLÜ ŞENLİĞİNDEYDİM İŞTE ŞENLİKTEN GÖZLEDİKLERİM

SAĞRAK GÖLÜ ŞENLİĞİNDEYDİM İŞTE ŞENLİKTEN GÖZLEDİKLERİM

 

Dereli-Kızıltaş Köyünün 19 yıl önce başlattığı ‘Sağrak Gülü Yayla’ Şenlikleri’ne 19 yıl sonra bende katıldım.

‘Şenlik’ organizasyonunun önemli isimlerinden biri olan Kamil Ataş beni yaklaşık bir ay önceden davet etmiş ve ısrarla;

“Hocam mutlaka sizi aramızda görmek istiyoruz” demiş ve bir gün önceden de (yani şenlik öncesi) Cumartesi akşamı ‘Şenlik Ateşinin’ yakılırken de aralarında olmamı istemişlerdi…

Gittim..

Daha doğrusu sevgili arkadaşlarımdan Ali Tuncay’ı da yanıma alarak, cumartesi günü erkenden yola çıkarak geze-toza öğlen sıralarına doğru Dereli-Kızıltaş Köyüne çıktık…

Bir Kahvenin kapısında üç-beş vatandaşın çay içtiğini görünce, bizde bir mola verip, çay içmeye karar verdik…

Ve kısa bir tanışmadan sonra, çaylarımızı yudumlarken köyün usta türkücüsü ve ‘Mani Yakıcısı’; Pehlül Türk olan yaşlı bir dayı ile tanışma şansına sahip olduk…

Ve kendisinden rica edince bir ‘dörtlük manide’ biz istedik…

Bizi kırmayarak şu güzel ‘dörtlüğü’ söyleyiverdi;

“Giderim giderim yolum yan gelir

Bir ah çeksem ciğerimden kan gelir

Mezarımı kazın dört yol ağzına

Sevgilim geçtikçe bana can gelir.”

Ve mani ustası Pehlül dayı ile bir başka zaman tekrar buluşmak üzere birbirimize söz verdikten sonra ayrılıp,bu kez Sağrak Gölü Yaylasının yolunu tuttuk…

* * * * *

Saat; 15.00 dolaylarında Şenliğin yapılacağı düzlükteyiz.

Şenlik Organizasyonunu üstlenenlerin kimisi ‘Sahne’ kurma ile meşgul…

Kimi insanlar ise sağa-sola ‘Çadır’ kurmak için bir hayli çaba gösteriyor..

Ve dikkatimizi çeken en farklı şey ise birçok arabanın ’16 Plakalı oluşu…

Meğer bu köyün insanların birçoğu gurbetçi olup; Bursa-Gemlik ilçesinde yaşıyormuş…

Ve birçoğu da ‘İnşaat Sektöründe; İşçi, Usta, Taşeron ve Yap-sat sistemi ile Müteahhit yapan gurbetçi tayfasıymış…

Ve bu gurbetçilerden genç iş-adamı, aynı zamanda Gemlik’te kurulmuş “Gemlik Giresunlular Derneği” başkanı Durmuş USLU ile tanıştık…

Gerçekten duruşu ve tavrıyla, insani ilişkileriyle tam bir Giresun sevdalısı…

Kilometrelerce uzakta da olsa; Giresun’a ve köyüne bir şeyler yapmak isteyen ve onun heyecanını yüreğinde taşıyan birisi…

Ve Ali Tuncay arkadaşımla böyle güzel bir insanla bizde tanışıp ve çok kısa sürede samimi bir dostluk kurduk…

Genç iş-adamı ‘Sahne kurma’ çalışmalarıyla ilgili görevini bir başka görevliye devrederek bizi kendi (arazi vitesli) arabasına bindirip zirvedeki ‘Sağrak Gölüne’ götürdü…

Sarğak Gölünün çevresindeyiz…

Göl; bizden yaklaşık 15-20 metre aşağıda ve bir çukurun içinde kendi halinde bütün sessizliği ile ya; kendini dinliyor, yada bizim konuşmalarımıza kulak kabartıyor!

Durgun, masmavi ve kıpırdamadan öyle duruyor!

İnanılacak gibi değil ama biz ona değil, o adeta bize bakıyor!

Göle arkamızı dönüp resim çektirmek istediğimizde; göl bizim (bu davranışımızı nasıl karşıladı) bilemeyiz ama ‘anı olsun’ diye yönümüzü objektife ve arkamızı göle çevirerek resim çektirdik!

Ve Cumartesiyi-Pazara bağlayan gece ilerleyen saatlerde bir yandan ‘horon’ tepilirken ve saat;22.00 sularında ise “Şenlik Ateşinin” yakıldı…

Şenlik Ateşinin yakılmasıyla birlikte gökyüzünü Havai Fişeklerin bin-bir şekil oluşturduğu renk cümbüşüne bıraktı…

* * * * * *

Konaklamak için Kızıltaş Köyü merkezinde bulunan “Sağrakgöl Tesislerinde”ki Pansiyon’dayız….

Tam çaylarımızı yudumlamaya başlamıştık ki, Resepsiyona ünlü Türk Halk Müziği Sanatçısı: Huri SAPAN ile birlikte, yine Türk Halk Müziğinde Sahne alacak Ayşe KARAÇAM ve yanlarında iki bayan daha içeriye girdiler.

Selamlaşıp tanıştıktan sonra da, çaylarımızı birlikte yudumlayıp ve sohbetimizi gece yarılarına kadar birlikte sürdürdük…

* * * * * *

Pazar günündeyiz…

Tekrar taşlı-çakıllı ve tümsekli yolları aşmak için Sağrak Gölü Şenlik Alanı yollarına düştük…

Ağır-usul giderek’de olsa Şenlik Alanına varmayı başardık!

Şenlik Alanındayız…

Görevliler son hazırlıklarını da tamamlamış ve geriye sadece saat:10.00’da (eğer protokol yerini zamanında alırsa) program başlayacak…

Saat: 10.00

Program başlamadı, çünkü protokol-erkanı henüz gelmedi…

Saat:10.30 Program başlamadı…

Çünkü Protokol-Erkanı henüz daha Şenlik Alanına gelemediler!

Saat: 11.00 Program başlamadı…

Çünkü Protokol oturacak büyüklerimiz daha lütfetmediler!

Saat: 11.30 Program başlamadı…

Çünkü bizi çakıllı-taşlı, çukurlu-tümsekli yollarda arabamıza yol aldıran protokol-erkanı henüz daha Şenlik Alanına teşvik etmediler!

Çünkü etseler; hemen Şenlik Programı başlayacak…

Ve o muhterem büyüklerimiz mikrofonu eline alınca; ballandıra ballandıra nutuklar atacak!

Daha doğrusu ‘yapmadıkları’ ve aslada yapamayacakları şeyler üzerine konuşmalar yapacak!

Yani onun için bu bir avuç ‘zatı-muhteremleri’ binlerce insan saatlerce beklemek zorunda!

(Burada organizasyon görevlilerine söyleyecek bir sözüm yok çünkü onlarda diğer organizasyon görevlileri gibi bir kalıbın içine girmiş ve şartlandırılmış olanlardan. Yoksa o garibimin ne suçu, kabahati var ki)

Neyse gecikmeli de olsa, öğlene doğru Şenlik Başladı…

Her zaman olduğu gibi yine sanatçılar sırasıyla sahneye çıktı..

Türkülerini söyleyip, dinleyicilerinden klasik alkışlarını aldı…

Tabi sanatçılar arasında en büyük ilgi Huri SAPAN’a idi…

O’da (performansından hiçbir şey kaybetmemiş) olduğunu ispat edercesine yine en güzel türkülerini söyledi…

Ve bir “Sağrak Gölü Yayla Şenliği” de böylece sona erdi…

* * * * * *

Sonuç mu?

Sonuç; her zaman olduğu gibi yöre insanı ‘kendi yörelerine’ yeni bir şeyi kazandırmak için -iyi niyetiyle- bir şeyler yapmaya çalışır didinirken, yönetsel güçlerde onların ortaya çıkardığı başarıların üzerine bedavadan oturmaya çalışıyor…

(Bu şenlikte gördüğüm olayları ve insan manzaralarını ise belli zaman dilimi içinde değinmeye çalışacağım)

Şimdilik hoşça kalın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?