MEĞER ÇOK ZENGİNMİŞİZ DE, HABERİMİZ YOK!!!

MEĞER ÇOK ZENGİNMİŞİZ DE, HABERİMİZ YOK!!!

Devlet büyüklerimizin söylediklerine bakarsanız Türk ekonomisi  her sene yüksek oranlarda büyüyormuş…!!! Duydunuz mu a dostlar! Rakamlarla yalan konuşma sanatı olarak da tanımlanan istatistikler böyle gösterirmiş durumu. Avrupalı dostlarımız!da bunu teyit ediyorlarmış!. Bozacının şahidi şıracı derlerya… İktidar sahipleri olayı övüne övüne anlatıyorlar ve tabi ki referanduma kadar da anlatacaklar. Kaleciyi ters köşeye yatırıp öbür köşeden gol atmak gibi, seçmenleri yanıltmak için kullanılacak ne güzel bir malzeme…

Devr-i iktidarınızda servetini on kat, yirmi kat, hatta elli kat artıran yandaşlar, candaşlar, yalakalar, yağcılar, ihaleciler, eş-dost, akraba-i taallukat, besleme basın, havuz medyası patronları olabilir. Ama bunlardan bize ne, millete ne? Bir kısım holdinglerin, medya patronlarının, dolar milyarderlerinin, müteahhitlerin aşırı şekilde zengin olması, umuma teşmil edilebilir mi? 2003’te 6 olan dolar milyarderi, sayenizde bugün 200-300′ lere yükseldi. Ne güzel, ne âlâ…

Bundan önce kişi başına düşen milli geliri 10 bin dolara çıkarmakla övünüyordunuz. Ülkemizin en zengin yüz ailesi ile en fakir yüz ailesinin servetini toplar, çıkan rakamı bu ailelerin nüfus sayısına bölerseniz, 10 bin, 20 bin, 100 bin dolar gibi rakamlar bulabilirsiniz. Ama yaptığınız bu işlem zenginin servetini eksiltmediği gibi, fukaranın cebindeki paranın çoğaldığı anlamına da gelmiyor. En insaf!                                                               Dikkat ederseniz iktidar sahipleri bütçe açığından, cari işlemler açığından, dış ticaret açığından, gerçek işsiz miktarından, gerçek enflasyon oranından, ödenemez hal alan iç ve dış borçlardan, her doğan çocuğun kaç bin TL. borcu olduğundan bahsetmezler; bahis mevzuu edenlerden de hoşlanmazlar, bir şekilde sustururlar. Yapılan okul, hastane, yol ve köprülere ekmek banarak karnını doyuran milleti kış uykusuna yatırmanın, hipnotize etmenin çok kolay olduğunu ispat ettiniz.

Ekonomide büyümenin şekli şemaili bellidir, kimsenin yeni formül bulmasına, yeni kurallar koymasına gerek yok. Üretime ve tasarrufa dayalı yatırım-istihdam-üretim ve ihracatı öngören reel ekonomi yerine; tüketime ve israfa dayalı faiz-döviz-borsa üzerine bina edilen üçkağıt ekonomisini uygulayarak nasıl büyüme sağladığınızı izah edebilir misiniz?

Yıllık dış ticaret açığı 56 milyar dolar, cari işlemler açığı 30 milyar dolar, 2017 yılı bütçe açığı 47 milyar TL, faiz gideri 57.5 milyar TL.sıdır.  Yıllık olarak, yatırıma, hizmete, millete ayrılan pay ise takriben 30-40 milyar TL.dir. 15 yıllık dönemde Telekom, Tüpraş, Tedaş, Erdemir, Pektim, Seka, Taksam, Sümerbank, Etibank, Tekel ve şeker fabrikalarını sattınız. Aldığınız 60 milyar, ancak bir yıllık faiz borcunuzu ödeyebiliyor. Bu nasıl büyüme, bu nasıl kalkınma? Merak ediyorum bundan sonra neyi satacaksınız ? Demek oluyor ki, 15 yılda takriben 710 milyar doları faiz olarak lobilere pompaladınız, bu milletin el emeği ve alın terine yazık ettiniz. İç ve dış borç almadan, 1 yıl ülkeyi idare eden, boçları zamanında ödeyen, tarım ürünlerine, memur, işçi ve emekli maaşlarına kimselerin hayal bile edemeyeceği oranlarda zam veren, Efsane Başbakan merhum Necmettin Erbakan’ı gel de arama! Makamı Cennet, derecesi Âlî ve Ruhu şad olsun…

Açlık sınırı (4 kişilik aile için asgari gıda gideri) ‘nin 1.500 TL., yoksulluk sınırı (4 kişilik ailenin asgari geçim miktarı)’nın 4.500 TL. olduğu bir ülkede Bağ-kur emeklisine takriben 1.000 TL. işçi emeklisine 1.300-1.400 TL. memura 2.500-3.000 TL. asgari ücretle çalışana 1.350. TL. para vereceksiniz; sonrada ekonomik büyümeden bahsedeceksiniz, öyle mi? Eyvah eyvah. Eyvah ki eyvah!!! Kargalar bile güler buna.1.350 . TL. alan asgari ücretli bu paranın yarısını kiraya verse, kalan parayla giyecek, yiyecek, elektrik, su, yakacak, ulaşım, eğitim ve sağlık giderlerini vs. nasıl karşılayabilecek hiç düşündünüz mü?

Resmî rakamlara göre işsizlik oranı %12.5, işsiz sayısı 3.500 kişidir. Gerçek te ise bu oran % 20-25, işsiz sayısı da 6.5-7 milyon dolayındadır. 1.000.000 öğretmen atama bekliyor, 2000.000 üniversite mezunu gencimiz iş bulamadığı için boş gezmektedir, mağdur durumdadır. 15 senede 100 kişinin çalışabileceği bir tesis yapamadınız;buna rağmen siz kalkacak, sıkılmadan ekonomik büyümeden bahsedeceksiniz, bu nasıl iz’an, bu nasıl vicdan?

“Bizden öncekilerin borcunu biz ödüyoruz” diyorsunuz ama, sizden önceki 57 hükümet 80 yılda 217 milyar dolar borç edecek, siz 15 yılda bu rakama 450 milyar dolar ilave edecek ve toplam borcu 680 milyara dolara çıkartacaksınız; buna rağmen işçi, memur, çiftçi sürüm sürüm sürünecek, sonra da gözümüzün içine baka baka pembe tablolar çizeceksiniz öyle mi? Yazık, hem de çok yazık… Bu millete salak, ahmak ve serseri muamelesi yapmanın elbet bir bedeli vardır ve siz bu bedeli er veya geç ödeyeceksiniz. Bunu asla unutmayınız.

İtiraz ediyor, insanların ekonomik durumunun iyi olduğunu mu iddia ediyorsunuz? O halde söyler misiniz, bu mazlum ve mağdur yüz binlerce gariban 80 lira, 100 lira, veya 30-40 liralık kumanya ya da 15-20 torba toz kömür alabilmek için kaymakamlıkların, belediyelerin önünde sıra kapabilmek için niçin birbirini eziyor?

Son 15 yılda Türkiye’de kapatılan fabrikaları, iflas eden, intihar eden iş adamlarını takip ediyor musunuz? Hayatını devam ettirebilmek, geçimini temin etmek için kaç milyon insanımız doğduğu toprakları terk ederek, yad ellere göç etti? Söyler misiniz, lütfen insanımız gurbet ellere piknik yapmak için mi, yoksa geçimini temin etmek için mi gittiler? Ne dersiniz efendiler, iktidar sahipleri, konuşun. Anlatın bunları seçim meydanlarında, izah edin bakalım. Yok yok… Siz bunu yapamazsınız! Ne insafınız, ne vicdanınız, ne de durumunuz buna müsait değil.

Ben neler söylüyorum ya hu! Neden bardağın hep boş tarafına bakıyorum bilmem ki? Halbu ki bardakta 2 yudum su mevcut. Yani anlatılanlara bakılırsa biz çok zenginmişiz de haberimiz yok a dostlar! Yorum da sizin, karar da sizin…Selam ve dua ile.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?