İNGİLİZ ÇÖPÜNÜ BİRİKTİRİYORMUŞ BİZİM GİBİ ÜLKELERE SATIYORMUŞ

İNGİLİZ ÇÖPÜNÜ BİRİKTİRİYORMUŞ BİZİM GİBİ ÜLKELERE SATIYORMUŞ

Şaşardınız mı?
Şaşırmayın şaşırmayın…
Gazetelerden sizlerde mutlaka okumuşsunuzdur ya…
Ben okumayanlar için bir kezde ben paylaşayım istedim.
Şöyle ki; eğer gazetelerin yazıp-çizdikleri doğruysa ve İngiltere Çevre Ajansı İhracatçılarının verdiği bilgilere göre;
“2018 yılının ilk 3 ayında İngiltere Türkiye’ye 27 bin 34 ton plastik çöp göndermiş.”
Yani diğer bir ifadeye göre İngiltere’den çöp ithal etmişiz.”
Şaşırdınız mı?
Şaşırmayın şaşırmayın…
Üstelik bunda şaşılacak ne var ki!
Yeryüzünde üreten-tüketen sistematiği var olduğu sürece; kimileri üretecek, kimileri tüketecek…
Kimileri; fazlalıklarını ve atıklarını atmaya yer arayacak!
Kimileri de; atılan atıkları ve çöpleri toplayacak!…
Hatta parası-pulu olanların -aklı da çok olacağı için- çöplerini biz ve bizim gibi ülkelere satacak…
Yani bizim çok kullandığımız halk deyişiyle herifçioğlu;
“Bir taşla iki kuş vuracak”
Öyle değil mi?
Bence öyle yapıyorlar…
‘Guardian Gazetesinin haberine göre;
“Türkiye İngiltere’den plastik atık ithalini artırıyormuş”
Yani “çöp ithalatını” çoğaltmaya çalışıyormuş…
Ancak, bizim gibi ‘Plastik çöp’ ithal eden ülkelerden; Malezya, Vietnam ve Polonya “çevreye zarar veriyor” gerekçesiyle “çöp ithalatı yapmamayı, hatta azaltmayı” düşünüyormuş…
Ülkemiz bu konuda ne düşünüyor, henüz bilinmiyor ama…
Bilinen bir şey var ki; ithal edilen plastiklerden sağlanan “geri dönüşüm imalatından” sadece ve sadece %1 gibi bir “geri dönüşüm” sağlanabildiği söyleniyor…
Ve geriye bir tek şey kalıyor; bizler bu ithal ettiğimiz “plastik çöplerin atıklarını” kimseye satamadığımız için ve dökecek yerde bulamadığımızdan, bizim yaşadığımız çevreyi kirletip ve sağlığımıza zarar veriyor…
Gerisi fasa-fiso!..
Şimdi ben bunları söylerken, sizlerde düşüncelerinizi ardı-ardına şöyle sıralıyor’sanız, sonuna kadar, sapına kadar haklısınız;
“Yahu hocam, sıra elbet çöp ithaline gelecek”
Yiyecek ekmeğimizin buğdayı, Fransa ve Amerika’dan…
İçeceğimiz çorbanın mercimeği Brezilya’dan…
Yapacağımız salatanın, domatesi, hıyarı İsrail’den…
Yiyeceğimiz etin ithali Hollanda ve Belçika’dan…
Geride kaç ineğimiz kaldıysa; samanı Ukrayna’dan…
E, bari bırak -geri dönüşümden sağlayacağımız- imalatımızın ham maddesi ve çöpü’de İngiltere’den olsun, diyorsanız…
Vallahi bu kez benimde söyleyecek bir sözüm olamaz…
Ancak ve ancak sizin bu düşüncelerinize -izin verirseniz- bende şunları ilave edebilirim;
Sizlerinde bildiği gibi bütün yiyecek ve içeceklerimiz ithal…
Siyasi yönetim biçimimiz dışarıdan icazetli ve ithal…
Bindiğimiz arabalar ithal…
Kullandığımız bütün elektronik cihazlar ithal…
Kültürümüz ithal…
İzlediğimiz diziler, filmler ithal…
Gündelik yaşamda kullandığımız sözcüklerin yarıdan çoğu ithal!
Sizinde dediğiniz gibi varsın olmuşken birde ‘çöp ithalatımız’ olsun ne yazar!
Bir fazla, bir eksik ne fark eder!
Ülkemizin ‘Sokak Atık Toplayıcıları Derneği Başkanı; Recep Kahraman da diyor ki;
“Yıllık ortaya çıkan 6 milyon ton plastik çöpün 3.5 milyonunu biz topluyoruz.” dedikten sonra şöyle devam ediyor;
“Ancak ithalatlar nedeniyle kazancımız düştü. Topladığımız çöpün değerini düşürüyorlar.”
Yavaş yavaş toparlayarak özetleyip, sonlandıracak olursak;
Hiç unutmam 1980’li yılların ortalarına doğru da, gazetelerde şu haberleri okurduk;
“Hollanda, çöp ve atıklarını dökecek yer bulamadığı için gözden çıkardığı bir vapura doldurarak, Akdeniz’e çıkarıyor ve Türkiye karasularına girince de ‘gemiyi batırma’ süsü veriyor” haberini okurduk gazetelerin köşe yazılarından…
Nasıl anımsamazsınız canım…
Mersin ve Sinop sahillerinde kıyıya vuran ‘bidonları’ ne çabuk unutursunuz!
Mazot kokulu yediğimiz palamut balıklarını hele bir anımsayın…
Onları anımsayamadınız’sa ‘Çevrecilerin’ bu konuda yaptıkları eylemleri anımsayalım bari!…
Son söz;
Doğru-dürüst üretim yapamayan,
Dış dünyaya hiçbir şey satamayan,
Sadece ve sadece ‘ithal’ alışkanlığı ile yaşayan bir toplum, elbet başkaların çöpüne bile muhtaç olacaktır…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?