İnançları sağlam olan bir milletiz. Güvendiğimiz ya da toplumda değer görmüş her insanın ağzından dökülen sözlerin peşinden peşin den sürüklenip gideriz. Gideriz de gittiğimiz yol doğrumu, eğrimi bilemeyiz. Eğri diyenlere ise hep verilecek bir cevabımız vardır. Bazen mevzu derin olsa da kendimi aşan sözlerin içinde boğulmaktansa boğulmamayı tercih ederim.
Neden mi?
Galiba bende bilmiyorum. Bildiğim tek şey kendi yaşadığım olayları değerlendirip kaleme almak daha kolay olsa gerek. İşin içine siyaset girince belki de kırılmak ya da kırmaktan korkuyorum. Bu yüzden hayatımda değer verdiğim insani düşünceler içerisine en çok yer verdiğim çocuklar ve yaşlıları anlatmak bana büyük bir haz veriyor. Arada sırada dilimden döndüğünce dokunsam da sazın bam teline. Umarım uzun süren bayram tatilinde çocukların ve yaşlıların gönlünü hoş etmiştirsiniz.
Çocuklar deyince aklıma bir önceki yazıma eklemeyi unuttuğum kendimce çok önemli bir günah/sevap meselesi takıldı. Kuzenimin dünyalar tatlısı kızı yaz tatilini daha güzel değerlendirmek ve dua öğrenmek için kuran kursuna gidiyor olması büyük bir mutluluk. Bir araya geldiğimizde ezberde zorluk çektiği duaları birlikte okuyoruz. Ezberi daha kolay oluyor. Geçenlerde arkadaşları ile bir arada oyun oynarken benden su istediler. İçlerinden biri suyu ayakta içerken diğeri “su öyle içilmez günah dedi.”
Gülümsedim. Evet, çocuklar su ayakta içilmez. Nedenine gelince günahtan ziyade sağlığımıza zararlı.
Çünkü ayakta su içerken bardağı kafamıza dayadığımızda, “Boğulma riskimiz var. İçtiğimiz su direk bağırsaklara gittiğinden vücudumuza hiçbir faydası yok. Eğer oturduğumuz yerden yudum yudum içer isek sağlığımıza daha çok faydası var” dedim.
Sonrasında ardı ardına gelen sorular. Allah’tan sorular hep bildiğim yerden geldi. Bende işim var demeyip tüm sorularına cevap verince içlerinden biri eğilip kulağıma “teyze sen bizim kuran kursuna hoca olsana” demez mi?
Eğer çocuklarımıza vücudumuza faydalı ve zararlı olan şeyleri günah/sevap ikilisi ile eşleşmeden anlatırsak dinimizi korkutmadan sevdirirsek hiçbir kaybımız olmaz. Ve çocuk öğrendiklerini hayatı boyunca unutmadan kendinden küçüklere sevgi ile anlatacaktır. Eğer çocuğa şarkı söylemenin, çalgı aletlerinin günah olduğunu söylüyorsak. O zaman şarkı gibi çalgılarla söylenen ilahilerin sevap olduğunu nasıl izah edeceğiz. Yine dağıldım galiba. En iyisi kendimce yazdığım şiir gibi süzülen sözler ile günü bağlamak.
Yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Mesela farkında mısınız?
Şarkı söylemeyi unutturdular
Ve hatta artık türküler de dindirmiyor
Yanan yürekleri.
Yolunda gitmeyen çok şey var aslında
Parmaklarım varmıyor yazmaya
Yazsam nafile, burada olanlar
Zaten fazlasını biliyorlar ki !!!
Önemli olan bilmeyenlere ulaşabilmek
Yolunda gitmeyen çok şey var aslında
Mesela gözlerin gözlerime değmiyor
Ellerin ise ellerimin ne halde olduğunu
Ya yüreğin ?….
O hiç bilmiyor nasıl da yaz gününde
Hazan saran yüreğimin sızım sızım sızladığını
Bilmiyor, bilemez de. .
Yolunda gitmeyen çok şey var aslında
İmkân/sızım, gönül sızım
Kendi çemberimde kapana kısılmış gibiyim.