Yeşil Yol, Samsun’dan başlayarak Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize ve Artvin illerinin yaylalarını ve turizm merkezlerini üst kotdan birbirine bağlayan yaklaşık 2600 kilometre uzunluğunda turizm yolu olarak planlandı . 7 metre genişliğinde gidiş – geliş tek şerit olarak planlanan yolun zemini taş parke döşemeli olacak. Bu yolla birlikte 40 noktada oteller, restaurantlar ve kayak tesislerinden oluşan turizm merkezleri ve kompleksler oluşturulup sahil şeridi ile yaylaların irtibatı asgariye düşürülmesi planlanıyor. İki yıldır planlanan bu yola 90 milyon TL harcandı. Yolun 2018 yılında bitirilmesi planlanıyordu. TEMA Vakfı’nın Danıştay’a iptalini talep ettiği bölümlerinden biride Yeşil Yol Projesi ile ilgiliydi. Planda yayla turizminin geliştirilmesi için yaylalar arası entegrasyon olarak yer verilen Yeşil Yol Projesi’nin bölgenin doğal ve kültürel yapısını bozacağı gerekçesi ile iptalini talep etti. Bölgede yol boyunca yapılan mahkeme keşfinde bilirkişi heyetide yaylaların karayolu ile birbirlerine bağlanması halinde araç trafiğinin denetlenmesinin zor olacağı, yaylalardaki geleneksel yaşam tarzını sürdürmenin zorlaşacağı, yaylaları yapılaşma için cazip hale getireceği, bu durumun yaylaların doğal yapısını olumsuz olarak etkileyeceği yönünde görüş bildirdi. Mahkemece yapılan keşifte yine raporda, yaylaların entegrasyonu amacıyla yeni yolların açılması ile ilgili olarak, bölgenin topografik yapısının oluşturduğu denize dik ve derin vadilerin denize paralel yollarla birbirine bağlanması durumunda büyük bir çevre tahribatına neden olunacağı, böylesine bir tahribata neden olmak yerine bugünkü gibi her yaylaya mevcut güzergahlardan erişilmesinin doğru bir yaklaşım olacağı yönünde görüş belirtti. Yeşil Yol çalışmaları esnasında Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Fırtına Vadisi’ndeki Kavrun Yaylası’nda yerel direnişle karşılaşmış, yaz boyu yaylacıların ve bölge halkının eylemleri devam etmişti. Jandarma kepçesinin önünde duran Rabia ÖZCAN’ın, “Ben halkım, devlet bizim sayemizde devlettir” sözleri direnişin sembolü olmuş ve tüm Türkiye’nin dikkatini bu yola çekmiştir.
Sembol olan bu bayanın duyarlı hareketi, bölgede yaşayan kişilerin örgütlenmesine ve eylem yapmasına sebep oldu. Bölgede özel sektör yatırımlarının sürükleyici unsuru olarak, kamu kurumları tarafından turizmin geliştirilmesine yönelik yoğun faaliyetler yürütülmektedir.
Bunlar arasında tarihi ve kültürel mirasların turizme kazandırılması, restorasyon, rekreasyon ve peyzaj düzenlemeleri, kayak ve kış turizmi potansiyelinin değerlendirilmesi için planlama ve yatırım faaliyetleri hemen her ilde yürütülmektedir. Yürütülen projeler tanıtım faaliyetleri ve turist yoğunluğu son 3 yıldır turizm konusunda bölge genelinde önemli derecede fark oluşmasını sağlamıştır ki en önemli kazanımlarımızdan birinin bu olduğu söylenebilir. Çünkü turizmin tutunması her şeyden önce bölge insanı ve kurumlarının turizmi benimsemesi ve sahip çıkması bölge halkının bakış açısı ile ilgilidir.
Geçtiğimiz yıl bölgeyi ziyaret eden yaklaşık % 83’ünü yerli turistler %17’sini yabancı turistler oluşturdu. Yerli turistlerin önemli oranda günü birlik geziler ve kısa süreli turlar yoluyla bölgenin doğal ve kültürel güzelliklerini ziyaret ettikleri görülür. Bunun yanı sıra bölgenin eko turizm değerleri ve faaliyetleri önemli sayıda yerli turisti çekmektedir. Yabancı turistler arasında ise son dönemde özellikle Körfez ülkelerinden gelenlerin başı çektiği görülmektedir. Körfez ülkelerinden bölgemizi ziyaret eden turist sayısı 2010 yılında 34 bin kişiyken bu sayı 2012 yılında 92 bine çıkmıştır. Bu sayının bu yıl sonu itibariyle yaylalarda konaklayanların 250 bini geçmesi bekleniyor. Arap turist ilgisi, kendisini bölge genelinde sosyal hayat, alışveriş, ticaret, konaklama tipleri, gayrimenkul satışları ve yatırım talepleri anlamında yoğun olarak hissettirmektedir. Yine geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’dan doğrudan Karadeniz hava meydanlarına tarifesiz uçak seferlerinin başlaması bu ilginin en önemli neticelerindendir. İlimizde açılması planlanan 5 yıldızlı otel ve tanıtım faaliyetinin koordineli yapılması durumunda ilimizde pastadan düşen payını alacaktır.
Yazının içeriğinden de görüldüğü gibi Karadeniz Bölgesi’ne artarak yabancı ve yerli turist gelmektedir. Yeşil Yol planlandığı şekilde değil de her ilden yaylalara çıkılırsa hem kontrolü mümkün olur hem de sahil şeridinde kalan tesislerin sahiplerinin ve diğer esnafın mağduriyeti önlenir. Yeşil Yol mevcut şekli ile yapılırsa bugünkü sahil güzergahını yalnız işleri icabı gelen kişiler kullanacak ve sahil güzergahındaki tesislerin veriminin düşmesine neden olacaktır. Haliyle bu sektörde çalışan ve dolaylı olarak sektörle irtibatı olan her esnafı etkileyecektir.