ÜLKEDE DİBE VURUNCA OKUMA YÜZDESİ UMUT OLMAYA BAŞLADI ‘KİTAP GÜNCESİ’

ÜLKEDE DİBE VURUNCA OKUMA YÜZDESİ UMUT OLMAYA BAŞLADI ‘KİTAP GÜNCESİ’

 

Yazının üst başlığından da anlayacağınız üzere, bugünkü konumuz kitap üzerine olacak ama ben asıl anlatmak istediğim konuya girmeden önce kitap ve kitap okuma alışkanlığı üzerine bir kaç söz etmek istiyorum…

Kitap deyince sizin aklınıza ne gelir onu bilmem ama benim aklıma kitap deyince hemen 12 Eylül geliveriyor!

12 Eylül denilince; Kenan Evren geliyor…

Kenan Evren denilince beşli Cunta aklıma geliveriyor!

Beşli Cunta denilince faşizmin ayak sesleri aklıma geliyor!

Gece yarıları uykudayken ev baskınları…

Yatak-yorgan altında ve tavan aralarında kitap aramalar akılıma geliyor!

Okunan kitapların beline zincir, okuyanların bileklerine demir kelepçeler takıldığı aklıma geliveriyor!

Yakalanmayan kitapların toprak altına gömülmesi!

Yakalanan kitapların meydanlarda cayır-cayır yakılarak katledilmesi!

Yakılan kitap sahiplerinin bağışlanamayacak kadar ağır cezalara çarptırılıp ve kodeslere tıkılması aklıma geliyor!

Velhasıl kerim, uzun sözün kısasa; kitap denilince huzur içindi yönetilmek istenen bir toplum araya ‘kitap’ girince yönetilmesi ve zapt-edilmesi zor bir toplum aklıma geliveriyor!

Daha doğrusu benim değil, toplumu ‘huzur içinde’ yönetmek isteyenler böyle düşündüğü için kitap okumayı zinhar zararlı sayıyor!

Ve bir anlamda yasaklıyor…

Onun içindir ki, bugün bizim ülkemiz dünya ülkeleri arasında ‘kitap okuma alışkanlığı’ sıralamasında en arka sıralarda yer alıyor…

Hatta geri kalmış birçok Afrika ülkelerinden bile geri…

İnanmıyorsanız girin istatistiklere bir bakıverin…

İsterseniz ben hemen peşinen şunu söyleyeyim ‘baktığınızda’ sıralamada en azından şunu göreceksiniz; “Nüfusu 7 Milyon olan Azerbaycan’da ortalama 100 bin kitap basılırken, bizim 78 milyon nüfusa sahip ülkemizde bu rakam 2-3 bin dolaylarındadır.”

Başka bir örnek; “Japonya da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25 iken, bizim ülkemizde ise yılda 12 bin 89 kişiye sadece bir kitap düşmektedir.”

Onun içindir ki, bizim ülkemiz insanının ihtiyaç sıralamasında kitaplar 235. Sırayı almaktadır…

Yani daha anlaşılır bir dille söyleyecek olursak; bizim ülkemizde (azda olsa) 12 Eylül önce var olan ‘Kitap okuma alışkanlığı’ 12 Eylül faşizminden sonra iyiden iyiye dibe vurmuştur…

Hatta kitap okumayanlar değil, kitap okuyanlar ayıplanır hale gelmiştir…

Gerçi ülkemizde Kültür Bakanlığı var ama onun kitap okutmak veya kitap sevdirmek gibi bir derdi olmayıp, zaten bu yüksek makamları işgal edenlerde 12 Eylül felsefesinin lacivert elbiseli sivil uzantıları!

Haksızlık yapmış olmayım, belki ‘Kültür Bakanlığının’ bu sorumluluklarını pek çok televizyonlarımız, TV Kanallarımız var ya onlara devretmiş olabilirler!

Biliyorsunuz birçok anlı-şanlı TV Kanallarımız ‘Çöpçatanlık Kültürünü’ yaymakla görevlendirilmiş!

Birçok TV Kanalımız; çağın en hızlı ‘Kayıp Arama’ programlarını yaparak, 40-50 yıl öncenin kayıplarını aramanın heyecanı ve sorumluluğu içindeler!

Yine öyle anlı-şanlı TV’lerimiz var ki; kılık-kıyafetimizi bir an önce düzeltip, bizi el-alemin içine çıkarmanın gayreti içindeler!

Velhasıl kerim, milli geliri dünya ülkeleri arısında en zirvede olan bir ülke insanı olarak zenginliğimizi nasıl ve nerelerde kullanmamız gerektiğini anlatan bir sürü programlar varken, birileri de çıkmış ortaya bir TV Kanalında ‘Yazarların çizerlerin’ kitaplarını tanıtarak, kitap sevgisini aşılamaya çalışıyor….

Kim mi?

İçimizden bir eğitim emekçisinin kızı…

Adı; Sıla ÖZKAYA

Programının adı; “KİTAP GÜNCESİ”

Hangi TV Kanalında mı dediniz?

(Ben prensip olarak genellikle yazılarımda herhangi bir siyası partinin veya bir gazetenin, TV Kanılının adını vermiyorum ama böyle güzel bir programı hangi TV Kanalı verirse versin, bir eğitimci ve kitapsever olarak ismini bu defa izninizle vermek istiyorum. Bu kanalın adı;)

Halk TV…

Bu güzel program Pazartesi günleri saat: 17.00 de yayınlanıyor…

Biraz öncede sözünü ettiğim gibi bu programı hazırlayıp, bizlere sunan programın yapımcısı; Sıla ÖZKAYA…

Sıla, Giresunlu…

Yani bundan önce dünya çapında ün yapan sanat ve kültür adamlarının doğduğu bu topraklarda doğdu…

Ben yeni başladığı bu programın her ikisini de izledim ve çok beğendim…

İzlerseniz sizlerinde beğeneceğinizden eminim…

Ve bizlere güncel çıkan kitapları tanıtmak ve bu tanıtımları yaparken de, kitap okuma sevgisini aşılamak için yola çıkan Sıla ÖZKAYA kızımıza bir katkımda benim olsun diye Ahmed ARİF’in ‘Anadolu’ şiirinden bir alıntı yaparak, bugünkü sohbetimizi sonlandırmak istiyorum;

“…Öyle yıkma kendini

Öyle mahzun, öyle garip…

Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada,

Yürü üstüne-üstüne,

Tükür yüzüne celladın,

Fırsatçının, fesatçının, hayının…

Dayan kitap ile

Dayan iş ile

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, düş ile,

Dayan rüsva etme beni…”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?