Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TOPLUMSAL DÜŞÜNCEYİ BAYRAK YAPANLAR ZEMHERİ AYINDA BİRER BİRER VURULDULAR
  • 0
  • 462
  • 24 Ocak 2023 Salı
  • +
  • -

Yıl sıralamasıyla söylersek;

1990 yılında 1961 Anayasasını hazırlayan ve komisyon sözcülüğünü yapan Prof. Muammer Aksoy’u evinin önünde katlettiler…

24 Ocak 1993 tarihinde;

Mutlu azınlıktan yana değil de, toplumun ortak mutluluğu için gece gündüz mücadele veren hukukçu ve toplumcu yazar Uğur Mumcu, soğuk bir pazar günü evinin önünde katledildi…

8 Ocak 1996 yılında;

Toplumun doğru bilgilenmesi için haber peşinde koşan Evrensel Gazetesinin acar muhabiri Metin Göktepe gözaltına alınanlar arasında ‘gazeteciye özel muamele’ söylemiyle polisler tarafından dövülerek katledildi…

24 Ocak 2001 tarihinde;

Emniyet müdürü olarak görev yaptığı Diyarbakır mıntıkasında başta Hizbullah terör örgütü olmak üzere, bilumum terör örgütlerine göz açtırmayıp ve Diyarbakır yöresinde toplumun sevgisini ve güvenini sağladığı için Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile yanında bulunan beş görevliyi sokak ortasında katlettiler…

19 Ocak 2007 yılında;

Bu toprakların öz vatandaşı olan…

Ancak güvercin tedirginliğinde yaşayan…

Agos Gazetesinin sahibi Hırant Dink’i sokak ortasında katlettiler…

Kimler mi katletti?

Bu soruyu bana soruyorsanız;

Kimlerin katlettiğini devlet bilemediğine ve bulamadığına göre ben hiç bilemem…

Niye mi katlettiler?

Bak bu konuda niye katlettikleri konusunda taşıdığım kuşkularımı ve öngörülerimi söyleyebilirim…

Sohbetimizin üst başlığında da ifade ettiğim gibi;

Onlar toplumsal düşünceyi kendilerine ‘bayrak’ yapmışlardı…

Yani, vermek istedikleri mücadeleyi toplumun ortak mutluluğu için yapmayı düşünüyorlardı…

Bunu ’24 Ocak’ tarihinde katledenler üzerinden özetlersek;

Aynı zamanda bir hukukçu olan Uğur Mumcu, vermek istediği tüm mücadeleyi toplumun ortak mutluluğu için veriyordu…

Ve böyle düşündüğü içinde;

‘Eş Diplomaya’ sahip olduğu arkadaşları askerliklerini ‘Yedek Subay’ olarak yaparken, o ‘Sakıncalı Piyade’ olarak yapıyordu…

Toplumsal düşünceyi ‘bayraklaştıran’ devrimci gençlerin yanında yer aldığı ve onlarla omuz-omuza yürüdüğü için;

12 Mart Muhtıralarında ve 12 Eylül Darbelerinde içeri tıkılıyordu…

Nerede bir hukuksuzluk ve adaletsizlik var?

Nerede bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi var?

Nerede bir emekçi grevi veya mitingi var?

Kalemini onurlu bir şekilde kullanan Uğur Mumcu, bunların yazılı dilekçesi ve haykıran sözcüsü oluyordu…

Nerede bir hırsızlık ve yolsuzluk var?

Nereden bir ‘Siyaset-Ticaret-Tarikat’ işbirliği var?

Nerede bir ‘Hayali İhracat’ yolsuzluğu var?

Uğur Mumcu, didik-didik araştırıp bunları ortaya çıkarıyordu…

‘Çekiç Güç’ denilen gücün ülkemize niçin konuşlandığını…

Terör Örgütlerini kimlerin besleyip, kimlerin palazlandırdığını…

Hiç kimseden korkmuyor ve durmadan dile getiriyordu…

Şimdi böyle tehlikeli (!) birini katletmesinde ne yaparsın!?

Amel Defterini dürüp, ortadan kaldırmaz da ne edersin?

Meslek alanları farklı olsa da;

Birde bunun benzeri birisi daha var…

Adı; Ali Gaffar Okkan…

O yıllarda olayların yoğun olduğu Diyarbakır ile ve yöresinde huzuru sağlamak ve asayişi berkemal etmek için Gaffar Okkanı Diyarbakır’a Emniyet Müdürü olarak görevlendirirler…

Ve Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan;

En kısa bir zaman dilimi içinde yöre halkına güven verir…

Kendisine yediden-yetmişe herkese sevdirir…

Ve öylesine çok sevdirir ki;

Yörenin dört-bir yanına yuvalanmış terör örgütleri ve gerici tarikat yuvalarıyla birlikte mücadele etmek için halkı etrafında toplamayı başarır…

Ve gün geçtikçe de yörede bir ‘barış ortamı’ sağlanır…

Barış ortamı sağlanır sağlanmasına da;

Bu konuda en çok Hizbullah Örgütüyle uğraşıldığı için bu ‘barış ortamından’ en çok bu söz konusu örgüt rahatsızlanır…

Eh, durum böyle olunca…

İlin asayişinden sorumlu erk, bu örgütlerin varlığına göz yummayıp onlara göz açtırmazsa…

Yani, toplumun ortak mutluluğu için onların yanında durursa;

Böylesi tehlikeli (!) birisi katledilmeyecekte, daha kim katledilecek!!!?

Sıkıldınız değil mi?

Sıkılmayın, sıkılmayın…

Daha doğrusu sıkılmayalım…

Başımızı iki ellerimizin arasına alalım;

Bu dünyada kötüler saltanat sürürken, toplumun ortak çıkarları için mücadele verenler neden katledilerek ortadan kaldırılır?

Katledenlerin arkasında kim ve kimler vardır?

Bu soruların üzerinde bir düşünce eylemi başlatalım…

Son söz;

Bu toplumun mutluluğu için canını verenler…

Daha doğrusu gizil güçler tarafından katledilenler;

Unutulmadılar…

Unutulmayacaklar…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM