“Yayla’nın tapusu, baltanın küpü’sü olmaz” diyen Emekli savcı ve avukat Okusal, yayla evleriyle ilgili zihinleri kurcalayan hukuki tartışmaya son noktayı koydu.
Köşe yazarımız Ali Okusal, Mera ve yaylaların devlete ait olduğunu açıkladı
Okusal bu konuya tartışmalara hukuki açıdan yorum getirerek” Mera ve yaylalar devletin hüküm ve tasarrufu altında olup,hangi köy tüzel kişiliği adına tahsis edilmişse,kullanım hakkı o köy’e aittir.
Yani yaylaların ve meraların mülkiyeti ve tapusu devlete aittir,yaylaları ve meraları kullanan köylüler zilyetlik veya zaman aşımı iddiası ile yayla ve meralar üzerinde mülkiyet hakkı kazanamazlar.”dedi
Okusal şöyle konuştu: “Ancak buna rağmen belli bir kişi veya kişilerin adına kayıtlı olan özel yaylalar orta malı olmayıp,bu tür yaylaların tapusu vardır.
Mera kanununa göre; yayla ve mera alanlarıyla ilgili iddialar,ilgili tapu sicil müdürlüğünde tutulan özel sicildeki kayda dayanılarak ispat edilebilir.
Köyler arası yayla ve mera davaları uzun yıllar sürmesine rağmen bitmek bilmez,halbuki bir yayla veya meranın hangi köye ait olduğu mera kanununda belirtilmiştir,buna göre ihtilafın çözümü için iki yol vardır:Köy orta malı olan yaylalar ve meralar kullanan köy adına tapusu olmadığı için, bu yerlerle ilgili iddialar yazılı belge ile(tapudaki tahsis belgesi) ispat edilir,yazılı belge yoksa kadim kullanım durumuna göre ispat edilir.
Kadim kullanma: Başlangıcı belli olmayan bir zamanı ifade eder,yani kadim kullanmak demek öncesi,başlangıcı belli olmayacak kadar uzun zamandan beri kullanmayı ifade eder.
Kadim kullanma kavramı halk arasından “galubeladan beri”şeklinde ifade edilir,örneğin denir ki;”bu yaylayı galubeladan beri falan köy kullanıyor.”
Davanın ispatı için yazılı belge olmadığı ve kadim kullanma hakkına dayanıldığı taktirde,komşu köylerden çevreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız kişiler arasından seçilecek bilirkişiler aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak çekişmeli yerden kadimden beri hangi köyün yararlandığı tespit edilir.”