Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KİTAP OKUMAYA HİÇ ZAMANIMIZ YOK ÇÜNKÜ CEP TELEFONUNDA İŞİMİZ ÇOK
  • 0
  • 161
  • 23 Şubat 2021 Salı
  • +
  • -

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Bugünkü sohbet konumuz;

Kitap okuma alışkanlığımız,

Ve cep telefonu kullanma hastalığımız üzerine olacak…

Biliyorum;

Ülkemizde son yıllarda kitap üzerine yapılan sohbetler pek hoşa gitmiyor…

Sevilmiyor…

Daha çok cep telefonu muhabbetleri öne çıkıyor….

Üstelik bunu ben demiyorum…

Ülkemizde ve ülkelerarası yapılan istatistikler öyle söylüyor…

Örneğin, özetleyerek birkaç örnek verecek olursak….

Kitap okuma üzerine yapılan bir istatistik, Türkiye’nin yerini şöyle tarif ediyor;

Türkiye;

Günde sadece 1 dakikasını kitap okumaya..

6 saatini televizyon izlemeye…

3 saatini internete ayırıyor. (dedikten sonra)

Buna bağlantılı olarak, bir başka istatistikte de şöyle diyor;

Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında Fransa ile İngiltere geliyor…

Türkiye ise 173 ülke içinde 86. sırada yer alıyor…

Ülke nüfusu bizim İstanbul’un yarısı kadar olan Azerbaycan’da;

Ortalama bir kitabın 100 bin tirajla basılırken;

85 milyona varan bizim ülkemizde sadece 2 ve 3 bin basılıyor…

Japonya da yılda ortalama 4 milyar 200 milyon kitap basılırken;

Bizim ülkemizde sadece ve sadece 23 milyon kitap basıyor yılda…

Yine Japonya da;

Bir kişi ortalama 25 kitap okurken…

Bizim ülkemizde bu oran 6 kişiye sadece ve sadece bir kitap oluyor.

Bu kadar kıyaslama yeter deyip;

Şimdi gelin bunun hep birlikte bir değerlendirmesini yapalım derim.

Ve şuradan başlayalım;

Bu toplum bundan 40 yıl öncesi, yani 12 Eylül öncesinde sağcısıyla solcusuyla kitap okuma alışkanlığı vardı…

Hatta bu konuda kitap okumayanlar adeta yadırganırdı…

Peki, ya günümüz de?

Günümüzde ise şimdi bunun tam tersi yapılıyor…

Yani, kitap okumayanlar değil;

Tam tersine “gösteriş yapıyor” diye kitap okuyanlar yadırganıyor…

Geçmişte kitap okuma alışkanlığı olup da, daha sonra bırakanlar ise şu mazeretleri uyduruyor;

“Zamanın da çok okuduk”

Her ne kadar gözlük kullansa da, şöyle bir bahane ileri sürüyor;

“Eskisi gibi gözlerim görmüyor.”

Veya da daha kestirme yoldan;

“Bu zamana kadar okuduk da ne oldu?” gibi buna benzer gerekçeler ileri sürüyor….

Ama öte taraftan bir bakıyorsun;

Elinde cep telefonunun İnternet sayfalarında gezinirken gözleri birdenbire sağlamlaşıyor…

Hiç ara vermeden üç-dört saat ve gözleri hiç yorulmadan internet sayfalarında gezinti yapabiliyor…

Bulunduğu konum ve ortam her neyse;

Yudumladığı içki bardağını ve yediklerini paylaşabiliyor…

Arkadaşlarına veya sevdiklerine -şaka mukabilinden- eften püften şeyler gönderebiliyor…

Ama her nedense;

Ne son okuduğu kitabın önemini paylaşıyor…

Nede okuması için tavsiye ediyor…

Peki, kitap okumanın dışında başka ne yapıyor?

İster boş kaldığı zaman olsun, isterse yorgun-argın işten eve dönsün hiç fark etmez…

Geçiyor televizyonunun karşısına; ya sevdiği dizeleri izliyor…

Ya yemek tariflerini…

Ya da daha önce üç-dört kez izlediği futbol maçı tekrarlarını izliyor.

‘Yemek tarifi’ dedim de aklıma geldi…

İznininiz olursa burada küçük bir istatistiki bilgi daha vermek istiyorum…

Şöyle ki;

Ülkemizde kitap okuyanların ‘kitap seçkileri’ ise şöyle saptanmış;

Yüzde-65’i aşk kitabı okuyor…

Yüzde-24’ü siyasi kitap

Yüzde-13’ü düşünce

Yüzde-7’i ise kişisel gelişim kitapları okuyormuş…

Eeeee?

E’si şu;

Kitap okuma alışkanlığı olmayan ve okuyanların yüzdesi de sadece 4,5 olan bir toplumun üyeleri nasıl oluyor da, her şeyi biliyor?

Bilmediği hiçbir şey yok…

Her konuda uzman…

Daha abartılı bir şekilde söyleyecek olursak;

Bu toplumda kitap okuyarak bilgi birikimi olanlar sustu!…

Hiçbir kitap okumadığı halde, fikir sahibi olanlar çoğaldıkça çoğaldı!

Peki nasıl oluyor bu?

Sizce bu işte bir çelişki ve paradoks yok mu?

Özetleyerek sonlandıracak olursak;

Kitap okuma alışkanlığımızın günden-güne dibe vurması teknolojik gelişmeler midir?

Kendimizi birdenbire teknolojik gelişmelerin içinde bulanmamızın sarhoşluğu mudur?

Yoksa bu araç-gereçleri zamanına ve yerine göre kullanmayı bilmememizden mi ileri gelmektedir? onu bilemem ama…

Son söz olarak;

Kitap okumaya zaman ayıramıyoruz…

Ama tuvalette bile telefonu elimizden bırakmıyoruz…

Neden?

Bunun üzerinde düşünmeye değmez mi?

Düşünelim o zaman…

Bu çıkmazdan ve açmazdan nasıl kurtulmamız gerekiyorsa;

Bu konuda düşünceleriniz ve önerileriniz varsa; söyleyiverin…

Bir başka sohbette buluşmak üzere;

Hoş kalın,

Hep birlikte hoşça kalalım.

Sağlık ve esenlik içinde olalım…

Bu konuyla ilintili olarak…

Ve en önemlisi de;

Biz yetişkinler ipin ucunu suya attık, bari ardılımız küçük çocuklara kötü örnek olmayalım..

En azından onları kurtaralım…

Nasıl kurtaracaksak?

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM