İktidarın ne zaman bir hatası, bir yanlışı ortaya çıksa, hemen ‘kandırıldık’ diyor. “Açılım süreci” devam ederken, ne PKK ile ne de HDP ile sorun yoktu! Hatta Kandil’de Murat Karayılan’ın basın toplantısına devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı da gönderiliyordu… Öcalan’ın mektubu Diyarbakır da Nevruz’da okutuluyordu. İmralı suyoluna çevrilmişti. Neredeyse iktidar mensubu herkes Öcalan’a övgüler düzüyordu…
Bu süreç , ‘cicim ayları’ sona erdi. Hemen ‘aldatıldık’ açıklaması geldi.
***
AKP’nin kuruluş sürecinden itibaren Fetullahçılar ile birlikte hareket ettiler. 3 Kasım 2002 seçimleri ile AKP iktidar olunca, sistemli şekilde cemaat mensupları devlete yerleştirilmeye başlandı. Askeriye, adliye, emniyet, milli eğitim ve mülkiye cemaate adeta teslime dildi.
Hemen hepsi cemaate ve liderine övgüler düzme yarışına girdiler. Pensilvanya suyoluna çevrildi. Hatıra fotoğrafları çektirildi! Seçimlerde cemaate kontenjanlar verildi.
“Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söylediler…
15 Temmuz sonrası ‘FETÖ bizi aldattı’ açıklaması yaptılar.
***
ABD ile birlikte Suriye’de Esad’ı devirmek için birlikte hareket ettiler. Birlikte “eğit-donat” programını uyguladılar. Rejim muhalifi grupları, ülkemizde eğittiler ve donattılar.
ABD istedi diye peşmergenin topraklarımızdan geçmesine izin verdiler. Hatta show yapmasına da izin verdiler.
Yedikleri lahmacun paralarını ödediler.
PYD lideri Salih Müslim’i Ankara’da kırmızı halılar ile devlet başkanı gibi ağırladılar. YPG ile birlikte Süleyman Şah Türbesini Eşme Köyüne kaçırdılar! Bugün TSK’nın operasyon düzenlediği Afrin’e yerleşmesine ve tahkimat yapmasına ses çıkarmadılar.
ABD, PYD-YPG ile birlikte hareket etmeye başladı. Rakka operasyonunu bu güçlerle yaptı. Hatta YPG ağırlıklı 60 bin kişilik ordu kurdu ve silahlandırdı.
Bizimkiler açıklama yaptılar. ‘ABD bizi aldattı’…
***
Bu örnekleri çoğaltmak olanaklıdır. ‘Aldatıldık’ mazereti AKP tabanında geçerli mazeret olarak kabul görmektedir!
Oysa ‘aldatıldık’ diyenler aslında halkımızı, 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne aldatmaktadırlar.
İktidar kadrolarının tamamı,
Yandaş ve yanaşma medya bu aldatmada birlikte görev üstlenmişlerdir.
Örneğin kamuoyuna açıklanan “%11 büyüdük” açıklaması tam bir aldatmacadır. Üretmeyen ülke nasıl büyür?
Hemen her gıda ürününü ithal eden ülke nasıl büyür.
Fabrikalarını satan ülke nasıl büyür…
Büyüyen sadece kendilerinin ve yandaş iş adamlarının hesaplarıdır. Kentlerdeki plazalardır…
Ayrıca büyüyen dış borçtur.
AKP iktidara geldiği 2002 yılında toplam dış borcumuz 130 Milyar dolar idi. 2017 yılı sonu itibarıyla borç katlanarak büyüdü ve 423,4 milyar dolar oldu.
Büyüyen enflasyondur.
2017 yılı sonu ile resmi enflasyon rakamı % 11,92 olarak açıklandı. Halkın enflasyonu ise % 25 ler civarındadır.
Bir başka büyüyen de cari açıktır.
2017 yılı sonu itibarıyla cari açık 42 milyar dolar oldu. 2018 yılı Ocak ayında ise 7,1 milyar dolar daha cari açığımız oldu.
Yılsonu ne olur? Elbette daha da büyür.
O halde ‘aldatıldık’ diyen iktidar aslında “ekonomide %11 büyüdük” derken halkımızı aldatmaktadır.
***
Başbakan Binali Yıldırım, Aralık ayında TBMM’de bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada dedi ki;
“AB ülkeleri arasında tarımda bir numarayız.”
Sanırım başbakan ‘eski Türkiye’den bahsediyor. O zamanlar tarımda dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri idik.
Şimdi ise sayelerinde her gıda ürününü ithal eden ülke olduk.
Yunanistan’ın toplam yüzölçümünün iki katı tarım alanına sahip bir ülkeyiz ama Yunanistan’dan pamuk ithal ediyoruz.
24,5 milyon hektar tarım toprağımız var. Bunun 4,2 milyon hektarını boş bırakıyoruz!
ABD’den pamuk ve buğday, Rusya’dan buğday, Kanada’dan ve Hindistan’dan mercimek, Fransa’dan arpa, Mısır’dan pirinç, Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, Çin’den sarımsak, Meksika’dan nohut ve İtalya’dan bakla ithal ediyoruz.
Bir ilimiz büyüklüğündeki Hollanda, tarımsal ürün ihracında bize fark atıyor.
Ve başbakana göre “AB ülkeleri arasında tarımda bir numarayız.”
Gel de gülme bu açıklamaya…
Ertesi gün yandaş medya ile yanaşma medyada bu açıklama manşet oldu.
Şimdi sormak gerekmez mi; Kim aldatan ve kim aldatılan?
***
Ve AKP iktidarı son aldatmasını Pazartesi gecesi TBMM’de yaptı. Bu kez ‘cumhur ittifakı’ ortağı olan MHP ile birlikte idiler.
Halkımızı demokrasi ile aldattılar.
Aslında demokrasi ile daha öncede halkımız aldatmıştı. 16 Nisan referandumunda ‘mühürsüz oylar’ ile bu aldatmayı yaşadık.
Erdoğan 2011 yılında İzmir’de ESİAD (Ege Sanayici ve İşadamları Derneği)tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada demişti ki;
“ Demokrasi bir amaç değildir demokrasi bir araçtır.”
Şu söz de kayıtlardadır. “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz.”
Söylenmek istenen ise şudur;
Demokrasi bizim için ‘amaç’ için ‘araçtır’, ‘amaç’ gerçekleşince demokrasi tramvayından ineriz…
“İttifak yasası” olarak bilinen yasa da aynen bu mantıkla hazırlanmıştır.
2019 seçimleri kazanılır ise tramvaydan inme vakti gelmiş olacaktır!
Unutmayınız ‘aldatan’ sürekli olarak iktidardır. ‘Aldatılan’ ise her zaman halkımızdır.
Bu kadar aldatılma sonrası uyanma vakti gelmedi mi?