İSTKLAL MARŞI YENİDEN BESTELENİRKEN

İSTKLAL MARŞI YENİDEN BESTELENİRKEN

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, “…beste ve güftenin birbirini tamamlanması çok önemli..İstiklal Marşı bestesi ile güftesi birbirini tamamlamıyor..güfte var, beste yok…” dedi.

Bu söylem, İstiklal Marşı bestesinin değiştirileceği olarak algılandı.

Sadece bestesi ile sınırlı mı, sözleri de değişecek mi? şimdilik belirsiz.

Anladığımız, söz ve beste arasındaki uyumsuzluğun dile getirildiği.

Bu söz üzerine, ‘Cumhuriyete reklam arası, İstiklal Savaşı yapılmadı, Yunanlılar Anadolu’ya girmedi, keşke Yunan kazansaydı..’ diyen, ‘Kutsal Savaş’a karşı çıkarak, kurtuluşu ABD Mandası ve İngiliz egemenliğinde gören, Atatürk ile birlikte mücadele edenlere, devrim ve ilkelerine karşı çıkanlar, dedelerinden kalan mirasa sahip çıkmak için harekete geçtiler..

Bu cumhuriyet düşmanları, Cumhurbaşkanının ne demek istediğini anlamadan, ‘fırsat bu fırsat’ yaklaşımı ile, ‘..evet beste değişmeli, sözleri de yeniden yazılmalı..’diye, ‘durumdan vazife çıkarma’ amacıyla ortaya çıkmaya başladılar bile.

Kocaeli Belediyesi, mehter takımı öncülüğünde, ‘ilahi’ makamında okunma görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı.

Marşı okuyan ve dinleyenler ayağa kalkmamakta, saygı duruşuna gerek görülmemekte.

Osmanlı’nın küllerinden bu ülkeyi yeniden yaratanlara hakaret edilmekte.

Sanki AKP’nin seçim şarkısı olan ‘Dombıra’ söylenmekte.

Bu cumhuriyet düşmanlarından bağımsızlığımızın sembolü manevi ve ulusal değerlere saygı beklemek haksızlık olur.

Cumhurbaşkanının bu sözlerine farklı tepkiler geldi.

AKP kontenjanından TV’ye yerleştirilen yılmaz savunucuları, her zaman olduğu gibi, ‘..öyle demek istemedi, şunu demeye çalıştı..’diye cansiperane savunmaya başladılar.

Asıl ilginç olanı ise MHP’nin görüşleri oldu.

MHP Başkan Yardımcısı, ‘..İstiklal Marşı bestesi üzerine önemli bir şey söylemedi..’ gibisinden söz ederek mırın, kırın etti, ‘süt dökmüş kedi’ örneği eveleyip, geveleyerek idare etmek için büyük çaba gösterdi.

Ne dediği anlaşılmadı, görevi gereği, sadece çıkara dayandırılan ‘cumhur ittifakı’ hatırına aslanlar gibi savunma yaptı.

Okullarda, ‘Andımız’ın söylenmesine yasak getirildikten sonra alanlara çıkan büyük Türk milliyetçisi Bahçeli, cumhurbaşkanını hedef alarak, ‘…evinin önünde andımızı okutmazsam namerdim..Yüce divanda hesap sormazsam namussuzum..’ diye kükremişti.

O zamanlar çıkar ittifakı yapılmamış, AKP ve saray sözcülüğünü üstlenmemişti.

İstiklal Marşı tartışmaya açıldığından bu yana hiç sesi çıkmamakta.

‘İlahi’ nağmeli yeni bir besteye itirazı olmayacağa benziyor.

Eh, ne de olsa ‘cumhur ittifak’ı var.

İstiklal Marşı’nın yeni bestesinin AKP’nin seçim şarkısı ‘Dombıra’ya dönüştürülmesi durumunda milliyetçiliği tekeline alanlar tarafından nasıl karşılanacak? Bekleyip, göreceğiz.

‘Dombıra’ya benzetilmesi kaçınılmaz olan yeni besteyi Bahçeli şefliğinde, ak gençlik ile ülkücüler el ele tutuşarak, koro halinde birlikte mi söyleyecekler?

Bağımsızlığımızın, ulus olarak var oluşumuzun sembolü olan İstiklal Marşı’nın söz ve bestesi değişir mi?

Bestesi bir yana, ‘yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? sorusuna, ‘..Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmayı nasip etmesin..’diye yanıt veren Mehmet Akif’in bu sözlerinin anlamını bilebileceklerin sayıları hızla azalmakta.

Atatürkçü düşünce ve felsefeye inanmış, varlığını bu ülkeye adamış olanlar, İstiklal Marşı’nı mevcut söz ve bestesiyle söylemeye devam edecekler.

1988 yılında Erzurum’da konuşma yapan Türkeş, ‘…davasını bir kemik uğruna satan, ona buna kuyruk olanlar…ülkücü olamazlar’ demiş.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?