İstikrar, İstikbal ve İstiklal…

İstikrar, İstikbal ve İstiklal…

7 Haziran seçimleri sonrası, 8 Haziran günü AKP’nin önemli isimlerinden Burhan Kuzu, “Ya istikrar ya kaos dedim, millet kaosu seçti” açıklamasında bulundu!

Burhan Kuzu’ya göre iktidar AKP’de ise ‘istikrar’ var. Değilse ‘kaos’ var.

AKP iktidarının ve ‘İstikrar’ın devamı için ülkemiz 1 Kasım seçimlerine götürüldü.

Böylece AKP için ‘istikbal’, millet içinde ‘istikrar’ sağlanmış olacaktı.

Nitekim 1 Kasım seçimleri ile amaca ulaşıldı… Millet ‘İstikrar’a oy verdi!

AKP’de ‘istikbale’ doğru emin adımlarda yürümeye başladı. ‘kaos’ tehlikesi ortadan kalktı…

‘İstikbal’ liderlerini başkan yapmaktı. Bunun içinde mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyaç vardı.

Rize’de Ağustos 2015’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 Ağustos 2014 sonrası Türkiye’de yönetim sistemi bir anlamda değişmiştir. Yapılması gereken bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir”  diyerek ‘istikbal’deki hedefi açıkladı!

Bu sözlere Yeni Akit Gazetesi, “Ya Başkanlık Ya Kaos” manşeti ile destek verdi.

Böylece ülkemiz, Burhan Kuzu’nun söylediği “Ya İstikrar Ya Kaos” sözünden “Ya Başkanlık Ya Kaos” sözüne geldi!

İki sözü birlikte analiz edecek olursak siyasal denklemi çözmek kolaydır.

‘İstikrar’ için tek yol başkanlık… Aksi her durum ise ‘kaos’…

Yaşadığımız ‘istikrar’sızlığın şifresi bu sözlerde mi yatıyor?

***

Şu an Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı yapan Burhan Kuzu, 7 Haziran seçiminin ertesi günü ne diyordu?

“Ya istikrar ya kaos dedim, millet kaosu seçti.”

‘Kaos’un ilk örneği bu açıklamadan 42 gün sonra, 20 Temmuz günü yaşandı!

Ardından 10 Ekim günü Ankara’da ‘kaos’ın yeni bir örneği yaşandı!

Bu ‘kaos’ ortamında ülke 1 Kasım seçimlerine gitti. Millet bu kez ‘istikrar’ dedi!

AKP iktidarı devam etti…

Peki, ‘istikrar’ geldi mi?

Gelmediğinin ilk örneği 12 Ocak 2016 günü Sultanahmet’te görüldü.

Ardından 17 Şubat günü Ankara’da Merasim Sokak’ta görüldü…

Daha sonra 13 Mart günü Kızılay patlaması ile görüldü.

Ve son örnek İstiklal Caddesinde yaşandı.

‘İstikrar’, ‘istikbal’ derken İstiklal saldırısını yaşadık.

Yani ‘kaos’ devam ediyor…

Batı illerinde millet sokağa çıkamıyor. Doğu illerimizde ise evine giremiyor!

Ülke yangın yeri gibi…

Bir tarafta iç savaş görüntüleri var.

Diğer tarafta terör korkusu ve canlı bomba tehlikesi var.

Boş sokaklar, boş metrolar bir yanda.

Yıkılmış, harabeye dönmüş kentler diğer yanda…

Bu mu ‘istikrar’?..

***

O zaman dönüp aynaya bakmaya gerek yok mu?

‘Biz nerede hata yaptık?’ diye özeleştiri yapmak yok mu?

Suriye politikasında, “çözüm sürecinde” hatalı davranmadınız mı?

O hatalar bugünkü sonuçların sebebi değil mi?

Sadece valilere söylediğiniz “operasyon yapmayın” talimatı dahi terör örgütüne yardım ve yataklık anlamı taşımıyor mu?

Suriye’de Esat karşıtı Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO), El Nusra’ya ve IŞİD’ e verilen destekler hata değil mi?

PYD politikalarımızda ikili tavrımız hata değil mi?

Asıl yaşadığımız ‘kaos’un nedeni sizin hatalı politikalarınız değil mi?

Yarattığınız ‘kaos’ politikalarından ‘istikrar’ için istifade etmek yerine istifa diye de bir davranışın olduğunu bilmiyor musunuz?

Yoksa tüm bunlar ‘istikbal’ için mi?

***

Suriyeli 45 aşiret liderini Şanlıurfa’da geçtiğimiz günlerde toplamak neyin nesidir?

Toplantıya ÖSO komutanı Tuğgeneral Ahmet Berri’nin de katılması neyin nesidir?

Ve bu toplantıda alınan Berri komutasında Çeyş Aşair el Şarkiye (Doğu Aşiretleri Ordusu) neyin nesidir?

Yoksa siz “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”  veya “”Zeytin Dağı” kitaplarını okumadınız mı?

Arap aşiretlerden milis kuvvetleri (paramiliter güçler) oluşturmak nasıl bir anlayıştır?

Bu hatalı adımlar yarın ülkemiz kentlerine ‘canlı bomba’ olarak dönmez mi?

Hata yaptınız. Yapmaya da devam ediyorsunuz.

Ne için?

‘İstikrar’ için mi?

‘İstikbal’ için mi?

Emperyal planları görmüyor musunuz?

Sizler kendiniz için ‘istikrar’ , ‘istikbal’ derken, ülkemizin istiklali gidiyor!

Farkında mısınız?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?