CHP İl Başkanı Tığlı; “Türkiye’de başından beri hem Cumhuriyet hem de demokrasiden yana olan, darbelere ve diktatörlüğe karşı çıkan partimiz ülkemizin birleştirici gücü olmuştur” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Giresun İl Başkanı Necati Tığlı, “Ana muhalefet partisi olarak darbelerin her türlüsüne karşıyız. Türkiye’de başından beri hem Cumhuriyet hem de demokrasiden yana olan partimiz ülkemizin birleştirici gücü olmuştur.” dedi. Başkan Tığlı, hafta sonu Taksim’de yapılan, Türk bayrağı ve Atatürk posteri ile her kesimden yüz binleri buluşturan “Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi”ne ilişkin yaptığı değerlendirmede; “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı tarihi konuşmada altını çizdiği gibi partimizin tavrı nettir; Biz darbeye, diktatörlüğe, gericiliğe karşıyız, laikliğe sahip çıkıyoruz.” ifadelerini kullandı. CHP İl Başkanı Necati Tığlı, CHP’nin tüm milletvekili, belediye başkanı ve il-ilçe başkanlarıyla ve partilileriyle mitinge tam kadro katıldıklarını dile getirerek de, “Taksim’de tarih yazdık” şeklinde görüş belirtti ve 10 maddelik 24 Temmuz 2016 Taksim Manifestosuna yer verdi:
İŞTE 10 MADDELİK TAKSİM MANİFESTOSU:
1-15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış; ama bombalar altına parlamento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını iç ve varsa dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.
2- Bütün siyasal partiler, darbe girişimine karşı çıkmış demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. Bu ortak tutum ve anlayış, siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine de katkı vermek zorundadır.
3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak tüm demokratların, demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta; yaşasın tam demokrasi demeliyiz ve söylemeye devam etmeliyiz.
4- Demokratik parlamenter sistemimize karşı yapılan darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam ve boyut kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.
5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak olan en temel anahtardır.
6- Bu darbe girişimi Anayasa’da, yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokrasideki denge ve denetleme işlevinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
7- Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi kaçınılmaz olarak bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.
8- Bu darbe girişimi devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında siyasal yandaşlık, akrabalık, cemaatçilik tarikatçılık değil; bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Bir başka anlatımla devleti yönetme yerine, devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Bu bağlamda devletin yeniden inşası zorunludur.
9- İnancı, kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bu ülkenin güzel insanları; bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında, parklarında özgürce gezebilmedir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları 3. sınıf demokrasiye değil, özgürlükçü demokrasiye yani tam demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan ayrılmalıdır.
10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. Devletin vakarı ve ciddiyeti bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, baskı tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.