Çok uzun bir süredir iş hayatı hakkında bir makale kaleme almamıştım. Bu kez işletmelerdeki yöneticiler ve patronlarla ilgili bir makale yazmayı düşündüm.
Yönetici kimdir, patron kimdir? Bir işletmede nasıl davranmalı, nasıl hareket etmelidir? Bu yazımda biraz bunları irdeleyelim istedim.
Türk Dil Kurumu’nun (TDK) yaptığı tanımlamaya göre yönetici, yönetme gücünü elinde bulunduran kişidir. Bununla birlikte “Başkaları vasıtasıyla iş yaptıran kişi” olarak da tanımlanabilir. Yani yönetici iş yaptırdığı insanları yöneten, yönlendiren, organize eden ve işleri takip eden kişidir.
Peki, patron kimdir? Yine TDK’nın yaptığı tanımlamaya göre patron, bir ticaret veya sanayi kurumunun sahibidir. Ayrıca “Bir işletmeyi kuran sermaye sahibi kişi” olarak da tanımlanabilir.
Görüldüğü üzere yönetici ve patron iki ayrı kavramdır. İkisinin de farklı işlevleri vardır. Büyük işletmelerde yönetici ve patron iki ayrı kulvardır ve yönetici de kendi içinde farklı kulvarlara ayrılır. Yönetim kurulu ve başkan, genel müdür, genel müdür yardımcısı, sorumlu müdür, bunlara verebileceğimiz birtakım örneklerdir. Fakat küçük işletmelerde bir patron ve bir yönetici olabileceği gibi, kişi hem patron hem de yönetici olabilir. Bu da “patron yönetici” kavramını ortaya çıkarır. Bu yazımda ben, küçük işletmelerdeki “patron yönetici” kavramı üzerinden devam etmek istiyorum.
“PATRON YÖNETİCİ” NASIL DAVRANMALIDIR?
Küçük işletmelerde patron yöneticiler, “Buranın patronu, sahibi benim; benim istediğim olur” düşünce yapısıyla hareket ederler. Her işe karışır, her işe müdahil olur, her işin nasıl yapıldığını en iyi kendilerinin bildiklerini zannederler. Bu tip patron yöneticiler her şeye o kadar müdahale ederler ki personellerinin çalışma alanlarına, masanın üzerindeki bir kalemin nasıl duracağına, sandalyenin nerede duracağına kadar karışırlar. O hakkı kendilerinde bulurlar. Çünkü patrondur onlar. Aslında acemi ve amatör patronlardır.
Patron yöneticiler iki gruba ayrılırlar: “Amatör patron yöneticiler, profesyonel patron yöneticiler”
Amatör patron yöneticiler zamanının büyük çoğunluğunu işletmede geçirir ki geçirebilirler; fakat personellerine pek güvenmezler. Personellerin yapacakları her işi onlara salık verme ihtiyacı duyarlar, en ince ayrıntıya bile karışırlar. Sürekli gözlem yapma gereği duyarlar. Bu tip patron yöneticiler yaptıkları işin mutfağından gelmemiş veya o iş üzerinde eğitim almamış kişilerdir. İşletmenin açılmasıyla birlikte işi öğrenmeye başlamışlardır; fakat işi en iyi kendilerinin bildiğine inanırlar. Yani hikâyeden patron yöneticilerdir onlar.
“PATRON YÖNETİCİ” PERSONELİYLE GÜÇ ÇATIŞMASI YAŞAMAZ
Profesyonel patron yöneticiler ise gerekmedikçe personellere karışmaz, sürekli iş buyurmaz ve devamlı gözlem yapma ihtiyacı hissetmezler. Tabir-i caizse ıvır zıvır işler buyurarak patronluklarını tatmin etmeye çalışmazlar. Personeller arasında ayırımcılık yapmazlar.
Profesyonel patron yöneticilerin amatör patron yöneticilerden bir diğer ve önemli farkı da tecrübeli elemanlarının işlerine gerekmedikçe karışmamalarıdır. Bu özelliği amatör patron yöneticilerde görmek pek zordur. Onlar tecrübeli personelin bütün çalışma prensip ve sistemini altüst ederler. Tecrübeli personelle güç çatışması yaşarlar. Yanlış okumadınız. Patron, tecrübeli personeliyle güç çatışması yaşar. Kendi işletmesinde personelinin ön plana çıkmasını istemez. Personelinin gelişimine katkı sağlamaz ve onun vizyonunu, hedefini görmez veya görmek istemez.
SONSÖZ:
Amatör patron yöneticilerin olduğu işletmelerde kalifiye eleman istese de kendini o işletmeye ait hissedemez. Çünkü kalifiye personel işini layıkıyla yapar ve gerekmedikçe her işine ve mahrem alanına (çalışma alanı personelin mahrem alanıdır) müdahil olunmasını tasvip etmez. Acemi personel ve tecrübeli personel arasındaki fark budur. Bu farkı patron yöneticilerin çok iyi bilmeleri gerekir. İşte o zaman profesyonel davranmaya başlayabilirler.
hayritemur.webnode.com.tr
facebook.com/hayri.temur28
facebook.com/yalnizliginkelimesiask
instagram.com/hayritemur