İyisiyle kötüsüyle TÜRMOB 2. Olağanüstü Genel Kurulunu geride bıraktık. 10 Haziran Cumartesi günü Ankara Sheraton Otelinde yapılan genel kurul için ülkenin dört bir yanından bine yakın insan geldi. Başlamadan da söylediğimiz için rahatız, bu genel kurul neden yapıldı kimin işine yaradı. 10 adet yönetmelikte yapılan ufak tefek rötuşlar yanında bir de mecburi meslek kararında değişiklik yapıldı. Ankara’daki otelcileri zengin etmek dışında meslektaşlar için de şu yapıldı demek için iki gündür düşünüp duruyorum. Muhtemelen TÜRMOB ve odaların harcamaları 3-5 milyon lirayı aştı bu genel kurul için. Ferdi olarak yapılan harcamaları da varın siz hesap edin.
TÜRMOB’u yönetenlerin prensip kararı alması dolayısıyla yönetmelik taslakları üzerinde ciddi bir tartışma olmadı desek yeridir. Türkiye Katılımcı Muhasebeciler Hareketinden birkaç arkadaş birçok madde üzerinde söz alarak konuşma rekoru kırdılar, onlar da olmasa herhalde herkes uyurdu. Gündem de muhtemelen saat 5 yerine 2-3 gibi bitebilirdi. Bunlar dışında birkaç kişi söz alarak bir şeyler söylemeye çalıştı.
Esasında bir gece önceye dönmek lazım. TÜRMOB tarihinde ilk defa iftar verdi. Onu da geleneksel iftarımız diye tarif etti. Bir şeyin geleneksel olması için herhalde birkaç yıldır tekrarlanıyor olması gerekir. Belki de %80’e yakınının oruçlu olmadığı bir iftar olarak Guinness rekorlarına geçecek bir şey oldu. Salon dışında yüzlerce kişi sigaralarını tüttürürken bizden önce masalarında yerlerini almışlardı. Bir de ülkemiz vatandaşı bir azınlık mensubu olarak Başkanımız Masis Yontan’ın da bizlere hitap etmesi, bu iftarın bir başka ilginç yönüydü. İftarı saate göre açacağımızı beklerken, TÜRMOB’un mu yoksa Sheraton’un mu azizliğine uğradık bilemiyorum. Akşam ezanı yerine bize saba makamında sabah ezanı dinlettiler. Bu durum fark edenlerin gülüşmesine neden olurken, esasında yarın için bir uyarıydı. Öyle ya namazdan uykudan hayırlı idi.
Sabah 10’da başlayacak toplantıya geldiğimizde salonun yarısının delegelere diğer yarısının da delege olmayanlara ayrıldığını gördük. Bizler ve delegelerimiz ramazan sersemliği içinde gelmeyi bile düşünmezken delege olmayan yüzlerce kişinin sabah sabah o koltukları doldurmasına şaşırdık. Bu insanların işi gücü yok mu? Delegeler bile toplantıya gelmek için üşenirken bu insanlar neden buradaydı acaba?
Genel kurulun en ilginç olayı ise etik komitenin adının kurula dönüştürülmesi sırasında yaşandı. Verilen bir önerge ile bu kurul için düşünülen huzur hakkı kaldırıldı. Bunun kaldırılması hem TÜRMOB Genel Sekreterini hem de Genel Saymanını deliye çevirdi. Bu kurulun komite iken de huzur hakkı aldığı belirtilerek, bütçe ile verilen bir hakkın bu genel kurul ile geri alınamayacağını belirttiler. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlere, vergi inceleme yetkisi almış kişiler gibi Yeminli Mali Müşavirlik sınavlarına 10 yıl beklemeden girme hakkı verildi. Bazılarına göre kanuna aykırı olarak verilen bu hak kullanılabilir bir şey değil. Bunu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin ağzına çalınan bir parmak bal olarak değerlendirenler de yok değil.
Bir diğer gelişme ise personel ücretlerinde yaşandı. TÜRMOB’un bütçesi ile ilgili yapılan düzenlemede personel ücretlerinin memur maaşlarına endekslenmesi genel kurulda hareketlenme yaşanmasına sebep oldu. Yönetmelikle bütçe artışının memur maaş artışından daha fazla olduğunu öne süren bir grup,” kendilerine kepçe ile alırken, personele kaşıkla vermenin bir izahı yoktur. Bunu yapanlar ne çağdaş ne de demokrat olamazlar” dediler.
Velhasıl genel kurul için Ankara’ya akan binlerce delege “bizim oğlan bina okur döner döner yine okur” diyerek meslek ve meslektaş için hiçbir şey yapamadan yorgun argın evlerine döndüler.