GENÇ İŞSİZLER

GENÇ İŞSİZLER

Cem Karaca bir şarkısında :”İşçisin sen işçi kal,giy dedi tulumları”derdi.
Bu gün Türk efkarı umumuyesinde artık köylü gençlere:”Köylüsün sen köylü kal,giy dedim çizmeleri” demek gerekiyor.
Türk çiftçisinin ne halde olduğunu haberlerden öğreniyoruz. Ancak Karadenizli olmam nedeni ile; Karadeniz Bölgemizin çiftçisinin hallerini yaşayarak görüyoruz.
Gene haberlerde genç nüfusun %25 i işsiz deniliyor. TÜİK bu sayının da yaklaşık bir milyon beş yüze çıktığını yayınladı.
Yerleşim alanlarının en kalabalık olduğu Samsun Artvin arasında uzanan geniş bir bölgenin sanayimizde de kullanılan,dışarıya ihraç edilen iki önemli ürünü vardır.Bunlar doğudan batıya çay ve fındıktır.
Çay tarımı yapanlar yılın ilk uğraşı için Mart ayında bahçelere girmeye başlar.Önce geçen yıldan budanmış çay dalları temizlenir,yakılır.Eksik budama işi tamamlanır. Budanan alanlar bellenir veya kazılır.Hem toprak gevşetilir,hem de yabancı otlar sökülür. Varsa hayvan gübresi serpilir.Budanmamış çaylara yılın ilk gübresi atılır. Mayıs ayı beklenir.

Mayıs ayı ve Haziran ayları boyunca birinci sürgün çaylar kesilir. Bu işi yapmak için iyi bir makasçı olmak gerekir.İyi bir makasçı da tecrübe ile kazanılır.Kesilen çaylar tentelere konur,ağızları bağlanırve çay alım merkezlerine götürülür.Kırk elli kiloluk tenteleri bahçelerden taşımak için güçlü ve kuvvetli olmak gerekir.
İlk sürgün çay toplanınca, akabinde bazı bahçeleri ikinci defa gübrelemek gerekir.
İkinci sürgün çay Temmuz ayı başlarında başlar.Tamamı bir buçuk ay sürer. Sebebi çay bitkisi ileri geri olgunlaşır.Ve de bu anlarda toplatacak işçi bulamazsın.
Ağustos on beşten itibaren üçüncü sürgün çay hasadı başlar.Eylül ayında tamamlanır.
Havaların ılık gitmesine bağlı olarak;Ekim ve kasım aylarında dördüncü sürgün çaylar toplanır.
Çayda Mayıs ve Kasım ayları arasında görülen her türlü bakım ve hasat işi kadınlar tarafından yapılır.Kadın dediysek aman genç kadın anlaşılmasın. Bunların yüzde yetmişi 60 yaş üstü kadınlarımız. Çoğu günlükçü. O bahçeden bu bahçeye koşturuyorlar. Geçen yıl yevmiyeleri yüz lira idi.
Pekala bu arada köyün genç kız ve erkekleri ne yapıyor. Yirmi yaş altı gençler okullarda eğitim yapıyorlar. Yirmi yaş üstü gençler,yarıdan fazlası yüksek okul mezunudur. O ananın elindeki parasını alıp çarşıda,pazarda kahve köşelerinde oyun oynuyorlar,eğlence yapıyorlar.Bir devlet işi veya çalışacak bir fabrikadan çağrı bekliyor.
Biz anlayış olarak bu gençlere başını devlet işine sok,gerisine karışma dedik.Onlara yüksek okul okuyanın işi hazır, kurtuluşu yakın öğrettik.Köyde bahçeye girme,şehre kaç dedik.Felsefe bu.
Aynı iş fındık tarımında da var.Bahçelerin budanması,ocak diplerinin temizlenmesi,bahçelerdeki tiken ve otların sökülmesi,yıllık gübrelerinin atılması yıl on iki ay yapılacak işlerdir. Bir de Ağustos ayında fındıkların toplanması,harmanlanması, kurutulup çuvallaması,pazara götürülüp satılması genç işidir.
Yaşlı ana babaya kalıyor. Yoksa bahçeler orman,topraklar çorak olacak.
Köyden kaçırdığımız,şehre yolladığımız ve TÜİK istatistiklerinde işsiz olarak sayılan bu gençler,şimdilik ilaç ve yarı kambur bu işleri yapan anne ve babanın ölümünden sonra ne yapacaklar.
Hayvancılık bitti. Sebze ve bakliyat yetersiz. Hububat azaldı, nüfusumuza yetmiyor.
Ya bahçeleri satacaklar, veya dışarıdan işçi bulum çevirmeye çalışacaklar.
Ağrılı bir öğretmen kızımız, öğretmen olamayınca koyun beslemeye başlamış, bu özverisini gören köylüler onu başlarına muhtar yapmışlar.
Bahçelerde yarı büklüm çalışan yaşlılarımızın gözü gurbette iş peşinde heder olan evlatlarını gözlüyor. En babayiğit köyde yüz kişi kalmadı. Onlar da yaşı geçmiş,işi bitmiş adamlar.
Hadin gençler.Köyünüze dönün.Aş da var iş de var.Şu çizmeleri giyin. Anadolu toprağını tekrar nakış nakış işleyin. Makaslayın çayları. Sırtlayın çuvalları. Bağlar bahçeler şenlensin,çocuklar cıvıldasın,ağaçlar yeşersin. Yüzünüz güneş görsün. Kasvetten ve kötü gidişten kurtulup, ülkemiz aydınlığa çıksın.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?