Bilindiği gibi dünya fındık üretiminin %75’i Türkiye’de üretilmektedir. Dolayısıyla Türkiye en önemli fındık ihracatçısı konumundadır. İhracatta Avrupa Birliği ülkeleri önemli bir yere sahip olup %80-85 oranında bir paya sahip durumdadır. Dünya genelinde yaklaşık 90-95 ülkeye fındık ihracatı yapılmaktadır.
Bu kadar önemli bir fındık ihracatçısı olmamıza rağmen, henüz bir fındık politikamız bulunmamaktadır. Üretici kendi halinde ne kadar fındık üretirse, o kadar fındık satılmaktadır. Hiç bir bilimsel çalışma yapılmamakta, modern teknolojiden yararlanılamamakta, üreticinin eğitimine önem verilmemektedir. Bir fındık üreticisi olarak şahsım da, babadan görme usullerle fındık üretimi yapmaktayım. Henüz köyümde veya arazimde inceleme yapan bir ziraat mühendisi veya teknikeri göremedim. Tarım Müdürlüklerine ve Fındık Araştırma Enstitüsü`ne gittiğinizde bir sürü teknik personel masa başında, Köylerde üretici geleneksel yöntemlerle üretim yapmaya çalışıyor.
Teknik Tarımla ilgili uygulamalarla ve örnek bahçeler yapılarak anlatılması gerekli değil midir? Üretici,ürettiği fındıkları da sezonda ekonomik olumsuzluklar ve gurbette yaşadığından tüccara düşük
fiyattan kaptırmakta, ya da emanete bırakmaktadır.
Kısacası fındık üreticisinin kaderi şu anda doğanın inisiyatifine ve tüccarın insafına bağlı durumdadır. Türkiye,fındık fiyat politikaları üretici olmayan Almanya’daki Dünya Fındık Borsası’nda belirlenmektedir. Siz istediğiniz kadar fiyatları serbest bırakın Almanya ne derse o olmaktadır. Yani hamallığını Karadenizli üretici yapmakta, kaymak ise Almanya’da yenmektedir. Karadeniz’in dağındaki üreticiyi, Almanya ile baş başa bırakılmaktadır, anlamakta zorluk çekiyorum. Tabi burada fındık ağababalarının varlığı ve etkinliği düşünülmelidir. Çünkü tahminen bunlar Almanya’daki alıcılardan sezon öncesi avans (alivre satış) almakta ve sezon sonunda bu avans doğrultusunda tüccarlarla birlikte ülke içi fiyatı belirlemektedir.
Geçen yıl kilosu 22 TL’den kapanan fındığın bu yıl rekolte (yıllık ürün) düşüklüğüne, küflenmeden oluşan ürün kaybına rağmen taban fiyatının 11 TL’den açılması tüccarın büyük oyunu gözler önüne serdi. Son günlerde fındık fiyatlarındaki dalgalanmaların ve fiyatlardaki artışın durmasının sebebinin üreticinin fındığının pazara sürmesi ve emanet bırakılan fındığın satılması için oynanan bir oyun olduğu belirtildi. Bu oyunu da ancak üreticinin sabrını sürdürmesiyle bozulacağı söylenmektedir.
Fındıkta büyük oyun
Rusya krizi bahanesiyle fındık üreticisini paniklettiği iddia ediliyor. Bazı üreticilerin panik yaparak fındığını elinden çıkarttığı gözlenirken, üreticilerin sakin olması halinde fiyatların tekrar
yükselişe geçebileceği de vurgulanıyor. Fındık fiyatlarının 14,50 TL seviyelerine çıkmasının ardından bir anda başlayan ani düşüşle 11,50 TL İndiği görülmektedir. İhracatçı firma çitçinin direnme gücünü kırmak için birkaç aylık fındık ihtiyacını karşıladığını açıklayarak piyasalara fiyat artışını engellemek için baskı oluşturmuş ve fiyatlar ani düşüşe geçmiştir. Buradan anlaşıldığı gibi fındık ihracatçıya emanet bırakılmış satılmamıştır.
Yeni sezon fındığa daha 8 ay gibi bir süre olması ve fındığın bu süre zarfında alınıp satılacağı düşünülürse mevcut rekoltenin yetmeyeceği de unutulmamalıdır..
Pazara fındık inmezse ihracatçılar emanete aldıkları fındıkları satamaz ve fiyatlar tekrar artışa geçer…
Direnmeye devam… Bu oyuna gelmeyelim… Yaşanan gelişmelerden hem üreticilerin hem de fındık sektörünün kaybettiğinin “Bu üretici her zaman lazım. Üreticileri ayakta tutmamız lazım ki gelecek yılların fındığını üretebilelim. Üreticileri bahçelerden soğutmayalım.