Evet evet..
Aynen kuşkulandığınız gibi;
Yine öküzün altında buzağı arıyorum…
Durup- dururken…
Hiç gereği yokken…
Millet sakinleşmişken…
Her şey yoluna girmişken;
B.en yine uyuyan yılanı uyandırmaya çalışıyorum…
Ne yapacaksın birader…
Huylu huyundan teneşirde vazgeçermiş derler ya…
Benimki de o hesap;
Arı yuvasına çomak sokmaktan bir türlü kendimi alıkoyamıyorum!
Efendim;
Aslında bu konuya hiç girmeyecektim ama….
Dün bir meslektaşım ve çok yakın arkadaşlarımdan Eyüp Özbek beni cep telefonumdan arayıp, hal-hatır sorduktan sonra;
“Yahu kardeşim, Dereli ilçesine hemen hemen her ‘Bakan’ geldi de, asıl gelmesi gereken Turizm Bakanı neden gelmedi acaba?” diye bir soru sordu…
Sevgili arkadaşımın sorduğu soru gerçekten de üzerinde düşünülesi bir soruydu…
Çünkü sorduğu soru mantıklı bir soruydu…
Öyle ya;
“Yaşanan sel felaketi sonucu ilçeye cumhurbaşkanımız başta olmak üzere neredeyse bütün bakanlar gelip ziyaret ettiler de, bir tek asıl gelip ziyaret etmesi gereken Kültür ve Turizm Bakanı gelmedi.”
Hemde en önce Turizm Bakanının gelmesi gerekirken…
Neden herkesten önce bu ‘Bakanlığın’ gelmesi gerekiyor?
Sel felaketi yaşayan ilçenin 3 merkezi yaylası da ‘Dağ ve Yayla Turizmi’ statüsü kapsamında da onun için herkesten önce gelmesi gerekiyordu…
Ki; Cumhurbaşkanımız ilçeyi ziyaret edip…
Hem ‘geçmiş olsun’ dileklerini belirtip…
Ve hemde ilçenin yaşadığı felaketi bizzat gözleriyle görmeye geldi.
Ve ilçeye gelen ‘bakanları’ şöyle sıralayacak olursak;
Daha sel felaketinin 2. günü İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, en erken ve en hızlı gelen ‘bakanımız’ oldu…
Ardından sırasıyla;
Tarım ve Orman Bakanımız; Bekir Pakdemirli..
Çevre ve Şehircilik Bakanımız;
Murat Kurum…
Enerji Kaynaklar Bakanımız;
Fatih Dönmez..
(Eski) Gümrük ve Sanayi Bakanımız;
Nurettin Canikli
Diyanet İşleri Başkanımız;
Ali Erbaş
Milli Eğitim bakanımız;
Ziya Selçuk…
Dereli ilçesini ziyaret edip ‘geçmiş olsun’ dileklerini belirttikten sonra ve aynı zamanda gerekli incelemelerini yerinde tespit etmişlerdir…
Örneğin;
Enerji Bakanımız (tahminen) ilçe sınırları içerisinde bulanan HES (Hidroelektrik Santralı) zarar görüp-görmediğini tespit etmek için gelebilirler…
Çevre ve şehircilik bakanımız, (muhtemelen) yer-altından ‘altın’ çıkarmak için ÇED raporu verdikleri yörelerde sel felaketi olup olmadığını, olduysa; zarar verip vermediğini havadan kontrol etmeye gelmiş olabilirler…
Örneğin; Orman Bakanlığımız da (yine muhtemelen) ormanların fazla talan edilip edilmediğini görmeye ve yerinde tespit etmeye gelmiş olabilirler…
(Eski) Savunma bakanımızın neyi savunmaya geldiğini bilemeyiz!
Ama Diyanet İşleri Başkanımızın “bir daha böyle felaketin olmaması ve yaşanmaması’ için ‘dua ettiğini’ herkes gibi bizlerde biliyoruz…
Ancak gönül isterdi ki;
Keşke Kültür ve Turizm Bakanımızda (29 yıl önce) yaylaları ‘Turizm’ kapsamına alınan ilçeyi o da ziyaret etseydi…
Hani demem o ki;
Turizm alanı ilan edilen ‘yerleşkeleri’de sel felaketi vurmuş mu?
Kümbet Yaylasında bulunan uluslararası standartlara sahip olan (Koçkayası) Birun Tesislerine de bir şey olmuş mu?
Bektaş Yaylasında yeniden en modern şekilde inşa edilen Bektaş Karagöl Oteli ve çevresini de ‘sel felaketi’ vurmuş mu?
Yine Kulakkaya Yayla Yerleşkemizde turizm alanı içerisinde ve bu tarihi yerleşkemizde de (özel mülkiyet kapsamında) Turistik tesis ve İşletmeler var…
“Acaba onlara bir zarar geldi mi, gelmedi mi?” diye gelip bakması ve incelemesi gerekmez miydi Turizm Bakanımızın?
Bence gerekirdi…
Bu ‘hor bakanlarla, zor bakanlar’ sohbetimizi özetleyerek bitirecek olursak;
22 Ağustos tarihinde Giresun’un sahile yakın ilçelinde, beldelerinde büyük bir sel felaketi yaşandı…
Ve yaşanan felaket en çokta Dereli merkez ilçeye zararı oldu…
Yaşanan felaketi duyan ‘bakanlar’ birer birer Dereli ilçesine doldu..
Bir tek (asıl gelmesi gereken) Turizm Bakanımız hariç…
Kim bilir;
Elbet ziyaret etmemesinin veya edememesinin bir gerekçesi vardır.
Veya da kim bilir;
Belkide final ziyaretini o yapacaktır!
Bu duygularla;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Siz yinede ‘siz’ olun;
Benim saçmalıklarıma kulak asmayın…