Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BUGÜN BİR DEĞİŞİKLİK YAPAYIM DEDİM KENDİ TAŞLICA KÖYÜME GEZİYE GİTTİM
  • 0
  • 162
  • 19 Ağustos 2020 Çarşamba
  • +
  • -

Taşlıca köyü;
Benim doğduğum köy..
Yani baba ocağım…
Köyden ayrılalı her ne kadar uzun yıllar olsa da;
Bayramdan-bayrama..
Fındıktan-fındığa…
Düğünden-düğüne..
Cenazeden-cenazeye, yinede arada-sırada baba köyümü ziyarete gidiyorum..
Bugünde, biraz hanımın ve birazda benim isteğim üzerine köye gidesimiz geldi…
Yanımıza kızım Serap ve eşi Volkan’ı da alarak onların arabası ile Dereli-Taşlıca köyüne gittik…
Köy kışın -suyu savılmış- değirmen gibi oluyor ama.,..
Yaz mevsimi, yani fındık toplama mevsimi geldi mi; gurbetçiler akın akın köye geliyor…
Ve köy -geçici bir süreliğine de-olsa şenleniyor…
Ve bu gelen gurbetçilerin içerisinde tanıdıklarımız var…
Gurbette doğup-büyüyen, 2. kuşak, 3. kuşak tanımadığımız bir süre insan var…
Ve bu tanımadıklarımızın içerisinde -tanıştıktan sonra- öylesine farklı ve şaşırtıcı sürprizlerle karşılaşıyor ki insan…
Yeni tanıştığın insanlara bir bakıyorsun;
Ya; en yakın akrabanın oğlu veya kızı çıkıyor…
Ya; “Kimin oğlusun?” diye sorduğunda, en yakın arkadaşının oğlu olduğun söylüyor…
Ya da; çok saygı duyduğunuz bir büyüğünüzün torunu olduğunu söylüyor…
Tıpkı, bugün benim yol üzerinde fındık toplayan genç bir kıza;
“Sen kimin kızısın?” diye sorduğumda;
Yüzüne yakışan o güzel tebessümünü düşürüp;
“Ben Muhammet Aktaş’ın kızıyım” dedikten sonra (daha anlaşılır hale getirmek istercesine)
“Poli Mustafa’nın torunuyum” diye tanıtıyor kendisini…
Ve farkında olmadan dudaklarımdan dökülen sözcükler;
“Vay be..Demek Poli Mustafa’nın torunusun ha!?”
(….)
“Poli Mustafa…”
Yani;
“Mustafa Aktaş!”
Yani;
“Derelispor’un kurucu üyesi olan Mustafa Aktaş!”
Eğitim durumu soruyorum;
Boğaziçi üniversitesi İnşaat Fakültesi 2. sınıfta okuduğunu söylüyor…
“Vay be… demek İnşaat mühendisi olacaksın ha?”
“Kısmetse olacağım” diyor Selen Aktaş..
Derken annesi Filiz’de yaklaşıyor ve sohbetimize o da katılıyor…
Hatta bu güzel sohbeti ‘kayıt altına almak’ için bizi fotoğraflıyor…
Sevgili dostlar,
Gençlerin eğitim seviyesi yükseldikçe öyle seviniyorum ki…
Hele de kızların…
Siz bakmayın anlı-şanlı ‘prof’ unvanlı bazı akademisyenlerin;
“Ben, cehaletin ferasetine inanıyorum” demesine…
Her fındık sağlam değildir..
İçi boş ‘koruk’ fındıkta vardır…
Fındığa zarar veren ‘fındık kurtları’ da…
Onun için başta kızlarımız olmak üzere, tüm çocuklarımız ve gençlerimiz eğitim düzeylerini en kısa süre içerisinde en üst düzeye taşımalıdır…
Hele-hele şu sıralar ‘iş bulma’ sıkıntısı çekseler de, bunların hepsi geçici…
Her yokuşun tepesinde bir düzlüğün var olduğu asla unutulmamalıdır.
Yani;
Umutsuzluğa asla kapılınmamalıdır…
Çünkü; böyle gelmiş, böyle gitmeyecek..
Bu kötü gidiş, elbet bir gün düzelecek!
Ki; bugün tanıştığım ve İnşaat Mühendisliğinde okuyan Selen Aktaş’ın,emeği önemsemesi…
Okul harçlığını çıkarmak için fındık bahçesinde bir-bir fındık toplayarak terlemesi…
Onun geleceğe sağlam adımlarla yürüdüğünün bir göstergesidir.
Bravo Selen…
Seninle tanışmak güzeldi..
Alın teriyle yürümek isteğin yollar açık olsun!..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM