Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
BİR ÜLKEDE KİTAPLAR YAKILIYORSA KİTAP OKUMAK ‘CEZA’ SAYILIYORSA
  • 0
  • 478
  • 29 Mart 2022 Salı
  • +
  • -

Yani, suçluya;

Kitap okuma cezası veriliyorsa..

Yapılan her türlü askeri müdahalelerde;

Önce yazarı ve ardından kitapları ve okuyanları tutuklanıyorsa…

Toplanan kitaplar; meydanlarda acımasızca cayır cayır yakılıyorsa…

Daha da olmadı, yakılmayanlar SEKA Kağıt fabrikalarına ‘kağıt hamuru’ yapmak için gönderiliyorsa;

Biz hangi yüz akıyla..

Hangi vicdan rahatlığıyla…

Alnımız açık, göğsümüzü gere gere;

‘Kütüphaneler Haftasını’ kutlayacağız?

Şey…

Pardon…

Sohbetimizin üst başlığında belirtmedim…

Ülkemizde her yıl mart ayının son pazartesi günü;

‘Kütüphaneler Haftası’ olarak kutlanıyor…

Ve bu kutlama muhabbeti de;

1964 yılından bu yana devam ediyor…

Neden ‘kutlama muhabbeti’ diyorum?

Çünkü yaptığımız kutlamaları inanarak ve hak ettiğimiz için yapmıyoruz…

Sadece formaliteleri tamamlamak;

Ve yapmış olmak için yapıyoruz…

Örnek mi istiyorsunuz?

Alın size istatiksel birkaç örnek…

TÜİK istatistikleri diyor ki;

Türkiye genelinde 1 Milli Kütüphane…

1213 Halk Kütüphanesi

606 Üniversite kütüphanesi

ve 32 bin 158 de örgün ve yaygın ‘Kütüphane’ var diyor…

Ve bütün bunların yanında da;

‘Kitap Okuma Alışkanlığı’ yüzde-3 olduğunu ve dünya ülkeleri sıralamasında da 86. sırada olduğumuzu söylüyor…

Ve bu yüzde-3’lük dağılımı da şöyle gösteriyor;

Yüzde-45’i aşk kitabı okuyor…

Yüzde-43’ü din, namaz hocası ve dua kitapları olduğunu..

Diğer yüzde-12’sinin de masal, fıkra, siyaset ve kişisel gelişim kitaplar okuduğunu söylüyor…

Mukayeseli bir istatistikte şöyle diyor;

Dört kişilik bir Türk Ailesi, ayda cep telefonu ve iletişim masrafları için 173 lira ayırıyor…

Kitap içinse; yılda sadece 5,5 lira olduğunu belirtiyor…

Şimdi sizde haklı olarak;

“Yahu, biraz önce kendin söyledin ya, her askeri darbe yapıldığında önce kitapları tutukluyorlar ve meydanlarda yakıyorlar demedin mi?” diye soruyorsanız; dedim…

Hatta eksik bile söyledim;

Örneğin, rakamsal olarak 39 ton gazete ve derginin imha edildiğini söylemedim…

Zamanınızı fazla almamak için;

Sadece ‘Bilim ve Sosyalizm’ içerikli 134 bin kitabın yakıldığını ve SEKA Kağıt fabrikalarına ‘kağıt hamuru’ yapılmak için gönderildiğini rakamsal olarak belirtmedim…

Ve 12 Eylül sürecini yaşayanlar…

Hatta o sürecin muktedirlerinin savunucusu olanlar diyecektir ki;

“Milyonlarca kitap yakıldı ama hepsi de sisteme karşı olan, solcu, sosyalist ve muzır yayınlardı.”

Okunan bütün romanlar;

Yoksulluğu ve ezilmişliği anlatan köy romanlarıydı…

Sistemin rahatını kaçıran sol içerikli siyasi kitaplardı yakılan kitap ve dergiler” diyenlerde olacaktır…

Ve belki şu soruları aklına gelip soranlarda olacaktır;

“Peki bizleri yönetenler hangi kitapları okuyarak, bilgi sahibi oldular da bizleri yönetiyorlar?”

Vallahi bu sorunun bende ‘yanıtı’ varda…

Şimdi burada açık-açık söylemek istemem…

Ancak sizlerle tahminimi paylaşabilirim…

Şöyle ki;

Onlar, ya kurulu sistemin kitabını okuyorlar…

Ya, anadan doğma bilgili doğuyorlar!

Ya da hayatlarında hiçbir kitap okumasalar da;

Bir-şekilde hidayete eriyorlar!

Bu son sözlerle;

Hoş kalın,

Hoşça kalın…

Üstelik şimdi söz sırası sizin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM