BİR MUSİBET, BİN NASİHATTEN İYİ İMİŞ!

BİR MUSİBET, BİN NASİHATTEN İYİ İMİŞ!

Hani “iki devlet bir millet” dediğimiz Azerbaycan’da yaşanan son gelişmeden ülkemizin de dersler çıkarması gerekiyor.

Halkımız boşuna söylememiş, ‘bir musibet, bin nasihatten iyidir’ diye…

Azerbaycan’da 26 Eylül 2016 tarihinde Anayasa değişikliği ile ilgili referandum yapıldı. Referanduma sunulan anayasa değişikliğinde neler vardı?

  • Cumhurbaşkanı Aliyev’in görev süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarılıyordu.
  • Güçlü ve dokunulmazlığı da olan birinci başkan yardımcılığı ve başkan yardımcılıkları makamları oluşturuluyordu.
  • Cumhurbaşkanına meclisi feshetme ve ülkeyi erken seçime götürme yetkisi veriliyordu.
  • Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 35 yaş şartı kaldırılıyordu.

Azerbaycan’da muhalefet, bu değişikliği demokratik olmadığı için ellerinden geldiğince eleştirdiler. Bu değişikliklerle “hanedan” yönetiminin daha da güçleneceğini dile getirdiler.

Yapılan referanduma seçmenlerin %69,7 katılım oldu ve anayasa değişikliği seçime katılanların % 86,6 desteği ile kabul edildi.

Referandumun ile Azerbaycan’ı babası Haydar Aliyev’in vefat ettiği 2003 yılından bugüne yöneten İlham Aliyev, gücünü daha da artırmış oldu.

Elde ettiği bu güç ile Aliyev, referandumla kabul edilen 1.Başkan yardımcılığı makamına atama yaptı.

Bu makama eşi Mihriban Aliyev’in getirilmesine dair kararnameyi imzaladı. Artık Mihriban Aliyev’in dokunulmazlığı olacak ve eşinin yerine gerektiğinde vekâlet edebilecek.

Yakın zamanda yine referandumla kabul edilen başkan yardımcılığı makamlarına ise kızı Leyla, Arzu ve oğlu Haydar’ın getirtileceği dile getiriliyor.

Ayrıca cumhurbaşkanlığı adaylığı için 35 yaş şartının kaldırılmasını, babasının adını verdiği oğlu Haydar’ın aday olabilmesi için yapıldığı Azeri muhalefeti tarafından dile getiriliyor.

Şimdilik aldığı yetkiye göre birinci başkan yardımcılığı atamasını gerçekleştirdi…

***

Bu atamadan bize ne diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Çünkü 16 Nisan tarihinde bizde de referandum var.

Ve halkımızın önüne gelecek anayasa değişikliğinin maddeleri dikkatlice incelenirse, benzer tehlike ülkemiz içinde vardır!

Anayasa teklifinin 10.maddesinde, Anayasamızın 106. Maddesi değiştirilmektedir.

Bu değişiklikle;

Seçilen cumhur-başkan, kendisine istediği kadar yardımcı atayabilmektedir. Bir sınırlama getirilmemiştir.

Sadece koşul olarak “milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak” yeterlidir.

Başkaca herhangi bir düzenleme yok…

Aynı koşullarda istediği isimleri bakan olarak da atayabilmektir. Yetki tamamen cumhur-başkandadır.

Referandum geçerse bu yetki, anayasal statü kazanacaktır.

Azerbaycan örneğinde olduğu gibi, yardımcı olarak veya bakan olarak, eşini, çocuklarını, damatlarını veya diğer yakın akrabalarını atama hakkına sahip olacaktır!

Hanedan kurabilecektir…

Çünkü anayasa kendisine bu yetkiyi vermektedir.

Bir süre önce cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 yaşında seçilen milletvekili askerlikten muaf olacak” dedi. Bu sözü şu şekilde de anlayabiliriz.

18 yaşında başkan yardımcılığına atadığı isimler de askerlikten muaf olacaktır. Bakanlar da muaf olacaktır.

Askerliğe gitmek istemeyen eşinin dostunun çocuklarına bu yolla askerlik muafiyeti gelebilir mi? Neden olmasın…

Azerbaycan lideri Aliyev gibi yaz bir kararname olsun bitsin.

Bu maddedeki düzenlemenin başka sakıncaları da var.

Atama sayısı belli olmayan ve bir sınırlama getirilmeyen başkan yardımcıları TBMM’de yemin ederek göreve başlayacaklar. Yemin ettiklerinde onlarda cumhur-başkan gibi dokunulmazlık kazanacaklardır. Aynı yargılama esaslarına tabi olacaklardır.

Bu da kötüye kullanmaya açıktır.

Ayrıca 18 yaşında, 19 yaşında, 20 yaşında başkan yardımcısı olarak atanan kişi cumhur-başkanın tüm yetkilerini de kullanabileceklerdir.

Örneğin cumhur-başkan yurt dışı seyahatlerinde veya rahatsızlığı nedeniyle yerine vekâleten bu özellikleri taşıyan bir yardımcısı bakabilir.

Bu konuda da bir düzenleme yok!

Bu durumda askerliğini yapmamış başkan yardımcısı, vekâleten göreve geldiği zaman cumhur-başkanın tüm yetkilerini kullanma hakkına sahip olabilmektedir.

Başkomutanlığa da vekâlet edebilmektedir.

Genel Kurmay Başkanına emir verebilmektedir. Milli Güvenlik Kuruluna başkanlık yapabilmektedir.

Diğer tüm yetkilerini de vekâlet döneminde kullanabilir!

‘Bunlar ‘uç örnekler’ diyebilirsiniz.

Anayasalar bu tür ucu açık ve uygulayacak olana bu denli denetimsiz yetkilere yer vermek yerine sağlam ve tutarlı hukuksal metinler olmalıdır.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, kendisine anayasanın vermiş olduğu yetkiyi kullandı.

Yarın bizde de bu yetkilerle seçilen cumhur-başkan’da; ‘anayasal yetkimi kullanıyorum’ diyemez mi?

Elbette diyebilir.

O halde Azerbaycan örneği bize ders olmalıdır.

Ne demiş atalarımız, ‘Bir musibet, bin nasihatten iyidir!’

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?