Acayiplikler ülkesinde yaşıyoruz. Hem Müslümanlığı elden bırakmayan hem de bu Müslümanlığın icaplarına karşı savaş halinde olan bir takım insanlarla çok karşılaşmış olmalısınız.
Bir arkadaşım anlattı: Müftülüğe bağlı Kur’an Kursumuz bünyesinde açılan 4-6 Yaş Okul Öncesi Eğitim sınıfı açılış çalışmaları sırasında broşür dağıtıyorduk. İş bu tanıtım faaliyetleri sırasında bir vatandaşın verdiği tepki ibretlikti. “Beyin yıkayacaksınız öyle mi?”
Bu ve bu zihniyette olanlara buradan haykırıyorum. Evet, beyin yıkayacağız. Çocuklarımıza “güzel ahlâkı öğretmek” beyin yıkamak ise evet biz beyin yıkayacağız. Çocuklarımıza “Kur’an öğretmek” beyin yıkamak ise evet biz beyin yıkayacağız. Çocuklarımıza “Hz. Peygamber’i anlatmak” beyin yıkamak ise evet biz “beyin yıkayacağız.” Çocuklarımıza “değerler eğitimi” vermek beyin yıkamak ise evet biz “beyin yıkayacağız.”
Beyinleri Kur’an ile yıkayacağız ki bu yavrularımız büyüdüklerinde vatanı uğruna ölmeyi göze alabilecek. Bu beyinleri İslâm ahlakı ve terbiyesi ile yıkayacağız ki bu yavrularımız büyüdüklerinde 15 Temmuz gecesi birilerinin yaptığı gibi ATM ve markete koşmayacak, abdestini alarak sokağa çıkıp hainlerin mermilerine göğsünü siper edecek, tankın önüne yatacak. Siz; Safiye Bayatların, Sabri Ünalların, Metin Doğanların hangi değerler içinde yetiştiğini sanıyorsunuz?
Zihniyetteki çarpıklığa bakar mısınız? Beyin yıkayacakmışız! Devletin anayasal bir kuruluşu olan Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir müessese çatısı altında beyin yıkanacak öyle mi? Sahi sizin derdiniz ne? Daha açık söyler misiniz? Derdimiz İslam desenize açıkça. Hem Müslümanlığı kimselere bırakmayacaksınız hem de Müslümanlığın değerlerine cephe alacaksınız? Bu ne yaman bir çelişki!
Bu zihniyet tedavi olmaz arkadaş! Hayattan koparılmış içi boşaltılmış kuru bir inançtan ibaret bir İslâm istiyorlar. İslam’ın hayata yansımaları fena halde rahatsız ediyor. Dinin “hayalden hayata” taşınmasından rahatsız oluyorlar.
Bilinmelidir ki burası İslam’ın yurdudur. Bu çocuklar İslam’ın çocukları. Elbette çocuklarımıza dinimizin icaplarını öğreteceğiz. Biz Hz. Muhammed’in izindeyiz. O bize çocuklarınız 7 yaşına geldiğinde namaz eğitimine başlayın diyor. Biz onun ümmetiyiz ve onun bize tavsiyeleri emirdir. Onun tavsiyeleri bizim dünya ahiret kurtuluşumuzdur.
Bugün pedagojik bir hakikattir ki çocuğun karakterinin % 75’i 0-6 yaş arasında oluşmaktadır. Buna göre 6 yaşına kadar ailede din eğitimi çok önemlidir. Okul öncesi eğitim diliminde olan bu dönem aile dışındaki kreş ve ana okulunda da iyi değerlendirilmelidir. İşte bu yüzden biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 2013’ten itibaren Kurs yelpazemize 4-6 Yaşı da kattık. Çok şükür ülke genelinde her geçen gün halkımızın teveccühü de artıyor. Söz konusu kurslarımızda çocuk gelişimi ve eğitimi alanında eğitimli öğreticilerimiz görev alıyorlar. Uygulanan programda değerler eğitimi ve eifbâ öğretimi yer alıyor. Program sonunda yavrularımız Kur’an-ı Kerimden bazı ayetleri okuyabiliyorlar, bazı duaları ezbere okuyabiliyorlar. Temel amacı; vatanını milletini ve değerlerini seven güzel ahlâklı nesiller yetiştirmek olan 4-6 Yaş sınıflarımızda bu amaca yönelik oyun ve etkinlikler de yer alıyor.
Kur’an’ın ilk emri OKU!. Ama bu okuma “besmeleli” olacak. İlk inen ayetler bunu emrediyor. (Alak96/1) Bu bakımdan çocuklarımızın din eğitimi asla ihmal edilemez. Edilirse ne olur? Çocuğumuz okur profesör olur, doktor olur, makam mevki sahibi olur. Lâkin besmele çekmesi bilmeyen bir profesör olur. Fatiha okuyamayan bir doktor olur. Veya abdest-gusül bilmeyen general olur. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Çocuklarımız geleceğimizdir. Çocuklarımız dünya-âhiret imtihanımızdır (Enfal8/28, Tegâun64/15) Bu bakımdan çocuklarımız ya cennetimiz olacak ya da cehennemimiz olacaktır. Bunun için çocuklarımızın güzel ahlaklı yetiştirilmesi anne babaların birinci vazifesidir. Hayat kitabımız Kur’an da kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz diyor.( Tahrim 66/6) 14.09.2019