Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı Karaman, PKK’yı kınadı.
Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı Av. Nuri Karaman, sözde aydınlar bildirisini değerlendirdi.
Karaman; “Geçtiğimiz hafta “aydınlar bildirisi “olarak kamuoyu ile paylaşılan ve içeriği itibariyle değil aydın vatandaşlık bilincinden uzak,yabancı,mesnetsiz,ihbarcı,fitne ve fesat kokan açıklamaya karşı düşüncelerimizi ve bahis konusu sorunla ilgili çözüm önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Öncelikle görünürde PKK fitne örgütü tarafından yürütülen ve hiçbir etnik unsur ,dini inanç yaşlı genç,kadın erkek ayrımı yapmadan öldürmeyi amaçlamış bir vahşetle karşı karşıyayız.Yine en zaruri kamu hizmetlerinin bölge insanına ulaşmasını engelleyen hastane,okul,sağlık görevlisi demeden yakıp yıkan bir vahşetle karşı karşıyayız.Gelinen nokta izahtan vareste olmuştur.Terör örgütlerinin bile bir haysiyet çizgisi varken mevcut yaşananlar bu en hayati insanlık onurunun hiçe sayıldığı bir hal almıştır.”dedi
Karaman sözlerini şöyle sürdürdü
”PKK Kürt halkı adına söz söyleme imkanını kaybedecek bir zemine evrilmiştir.Uyuyan insanları kalleşçe öldürmek,beş aylık çocukları katletmek,doktor ve hemşirelere saldırmak,ambulansları yakmak gibi savaşta bile kabul edilmeyen en basit insanlık seviyesinin altına inmiştir.Kadim deyimiyle “esfele safilin” bir durumla izahtan başka şansımız kalmamıştır.
Bütün bunlar olurken,kendini aydın sanan kara yüreklilerin açıklamaları ihanet derecesinde gaflettir.Hatta ihaneti göremeyecek kadar cahil insanlardan bahsetmekteyiz.Bilgi birikimlerinin kendilerini getirdiği nokta kendilerini şeytanın uşaklığına kadar götürmüştür.İnsan kalma ve olabilme sorunu yaşayan bu cahillerin adeta ülkeyi istilaya davet eden bir metodoloji geliştirmiş olmaları başka türlü açıklanamaz.
Yıkıcı ve bölücü bir amaç taşıyan bir isyancıdan daha tehlikeli olanlar bu güruhtur.Teröristte bile pişman olma duygusu her zaman varken bu zevatın buna dahi imkanı yoktur.Sorumsuz kibirleri nedeniyle gözleri görmez kalpleri hissetmez kulakları duymaz olmuşlardır.İsyancı üreten bölge değil bu kibir sahiplerinin fitneleridir.Terörist bile amacı uğrunda can vermeyi göze almış iken bu karanlık bilgi hamalları tırnağının ucuna halel gelmesini istemez.
Bu nedenle davet ettikleri ulusal ve uluslararası gözlemciler ve arkasındakiler bu belanın asil sahipleridir.Yani gelip yaptıklarını yerinde mi tespit edecekleridir.
Şimdi PKK içerinde yer alan ve almayan Kürt kardeşlerime sesleniyoruz.Ey her türlüğü zorluğa ve fedakarlığa ait hikayelerin sahipleri Kardeşlerimiz dostlarımız.
Hepimiz bir damla sudan yaratıldık ve kimimizin kimimiz üzerinde bir üstünlüğü yoktur.Bizi kardeş kılan şey hukukumuzdur.Kardeşlik nimeti bütün fitneleri söndürecek bir şifa suyu gibidir.Dicle ve Fıratın suları yaralarımızı onaracaktır ve kardeş kılacaktır.
Sizlerle yeniden bir Kudüs kurana kadar sırt sırta olacaktık.Bunun sözlerini ecdadımız birbirine vermişken ne oluyor bizlere.
Biliriz ki, bizim barışımızın şartlarını bu sözde aydınların goygoyları ortaya çıkaramadı.
Ey Tüm yetkililer Şimdi sizlere sesleniyorum.Sayın Cumhurbaşkanı ,Başbakan,Genelkurmay Başkanı ve tüm muhterem zevat!
Pişmanlık gösterenin soruşturulmadığı,yargılanmadığı ve mahkum olmadığı bir zeminden başlanması gerekmektedir.Yine nedametinde samimi olanın topraklarını koruma arzusunu gerçekte ait olduğu ordu içerisinde yapması sağlanmalıdır.Bu gerçek barıştır.Gerçek dostluktur.Bizim toprakların barışı karşılıklı sırıtmadan değil,sırt sırta vermekten geçer.Akan bütün kan birliğimizin hediyesi olmayacaksa yaşamanın da bir anlamı yoktur.Bir canın son nefesi bunu emreder insanlığa. HUDER olarak diyoruz ki aradığınız akil adamlar uzakta değildir.Bizim aramızdadır.Köydedir.Camidedir,Kışladadır.Hakikat elini uzatın belki de dağdadır. Kamuoyuna saygı ile arz edilir.”