ATATÜRK VE CUMHURİYET NİYE GENÇLERE EMANET?

ATATÜRK VE CUMHURİYET NİYE GENÇLERE EMANET?

 

Niye?

Mustafa Kemal asker kökenli birisi olmasına rağmen, kurduğu cumhuriyeti neden silahlı kuvvetlere, polislere, hakimlere ve diğer meslek erbaplarına emanet etmeyi düşünmemiş de niye gençlere emanet etmeyi düşünmüş olabilir?

Bunun yorumunu daha sonraya bırakalım…

Ve gençlere bu konuda neler söylemiş önce ona bir bakalım…

Bakalım bakmasına da Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere ait iki tane önemli söylevi (hitabesi) var; Birisi ‘Ey Türk Gençliği’ ve bir ikincisi de; Bursa Söylevi…

Ama biz bugün Cumhuriyetin kuruluşunun 94 yıl ve cumhuriyet bayramı olduğu için Gençlere yaptığı hitabenin tamamını değil de önemli paragraflarından birkaç alıntı yaptıktan sonra Bursa da ki söylevine geçiş yapalım…

1923 yılında cumhuriyet kuruluyor…

1927 yılında Mustafa Kemal gençlere şöyle sesleniyor;

(Mümkün olduğu kadar günümüz diline çevirerek veriyorum)

Ey Türk Gençliği!

Birinci görevin; bağımsızlığını ve cumhuriyetini korumaktır.

Sonsuza kadar korumak ve muhafaza etmektir…

Şimdilik ‘cumhuriyeti’ bir tarafa bırakırsak ‘bağımsızlığını’ acaba koruyabilmiş midir?

Bence koruyamamıştır…

Çünkü Mustafa Kemal derki; “Ekonomik bağımsızlık olmadan, tam bağımsız olunamaz.”

E!, bizimde ekonomik bağımsızlığımız olmadığına göre?

Geçelim!…

Mustafa Kemal, gençlere seslenişinde derki; “….bağımsızlığına ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir biçimde kuvvetli olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş;

Ve bütün tersanelerine girilmiş…

Bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.” diyor…

Eğer Mustafa Kemal’ın kastettiği kaleler ‘tarihi kaleler’ olmayıp ve ima ettiği ‘kaleler’ kamuya ait fabrikalar,iş merkezleri kamusal alanlar, limanlar ise, buraları yabancı işgal güçleri çeşitli hilelerle bilfiil işgal etmiş midir; Etmiştir…

Çeşitli alaverelerle-dalaverelerle,akla hayale gelmez hilelerle bu bize ait olan kaleleri yabancılar ele geçirmiş midir; geçirmiştir!

Ve bütün bunların olabilmesi için taaa 1927 yılında o büyük dahi bugünleri görmüş gibi; “….memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet hatta hıyanet içinde bulunabilirler” diye bir uyarıda bulunmuş…

Ve devamını da şöyle getirmiştir; “…Hatta iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini siyasi emelleri doğrultusunda kullanabilirler”demiş.

Peki sizce ülkenin ‘kaleleri’ nasıl zaptedilmiş ve tersanelerine nasıl girilmiş olabilir?

Daha doğrusu sizce de girilmiş midir?

Girilmişse, gaflet ve dalalet içinde bulunanlar kimlerdir?

(Siz bunun üzerinde düşünürken ben Bursa nutkuna geçeyim)

1933 yılı Bursa-Ulu camide -namaz sonrası-ayaklanan gericilere gençlerin karşı koyması sonucu ne diyordu Mustafa Kemal;

“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir…

Bunların gereğine ve doğruluğuna herkesten çok inanmıştır…

Yönetim biçimi ve devrimleri önemsemiştir…

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu;Bu ülkenin polisi vardır,jandarması vardır ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir…

Elle, taşla, sopa ve silahla nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır…

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç; “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır…

Mahkeme onu yargılayacaktır ve yine düşünecek; “demek adliyeyi de ıslah etmek, rejime göre düzenlemek gerek” diye düşünecektir.

Onu hapse atacaklar.

Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp; haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, karılmasını istemeyecek. Diyecek ki; “Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmekte benim görevim” diyecektir….

Şimdiiiiiiii!

Egemen güç siz olsanız veya egemen güçlerin çıkarlara dayalı yandaşı olsanız, Mustafa Kemal Atatürk’ün, gençler yönelik bu söylevler karşısında nasıl düşünür ve nasıl bir tavır takınırsınız?

Veya gençler Mustafa Kemal’in söylevlerine uygun hareket ettiğinde acaba nasıl bir uygulama ile karşı karşıya gelmişlerdir?

Örneğin, Denim Gezmiş ve arkadaşları ellerine Türk bayrağını alarak 1968 yılında Samsun’dan-Ankara’ya başlattıkları; “Tam bağımsızlık için Mustafa Kemal Yürüyüşü” yapan gençlere daha sonra acaba ne gibi fiziki şiddet ve yasal uygulamalar yapılmış olabilir?

Yine örneğin Amerikan emperyalizminin 6. Filosuna karşı çıkan gençler sizce hangi işkence tezgahlarından geçirilip ve gencecik yaşında pencereden aşağı atılarak öldürülen genç kimdir?

Hızlandırarak kısa cümlelerle özetleyip sonlandıracak olursak;

Sizce bugün gençlerin özgürce iktidara muhalefet etme gibi bir lüksü var mıdır?

Bugünün özgür düşünmek isteyen gençliği acaba iktidarın izni olmadan düşündüğünü istediği gibi söyleyebilmekte midir?

Sizce bugün Atatürk’e kimler durup-dururken saldırmaktadır?

Kimler heykellerine hakaret dolu sözler yazıp, yıkmaktadır?

Bugün 29 Ektim Cumhuriyet Bayramı…

Bugün ülkenin dört-bir yanında cumhuriyetin 94. yılı kutlanıyor.

Bugün birçok törende Atatürk ve cumhuriyetten söz ediliyor…

Hatta cumhuriyeti ve Atatürk’ü öven şiirler okunup, konuşmalar yapılıyor…

Bugün (içinden) Atatürk’e ve Cumhuriyete küfredip, yüzündeki sahte ifadelerle günü geçiştirmek isteyen ve protokol koltuğunu işgal eden bir sürü avene takımı var!

Bugün birçok kasaba ve kentlerde cumhuriyetin 94.yıl kutlaması var…

Kutlama alınında -bayram sonrası- Atatürk’e saldırma niyetinde olan bir sürü Atatürk düşmanı var…

Cumhuriyeti kendi çıkarlarına göre -numaralar çevirerek- 2’inci ve 3’üncü Cumhuriyet gibi numaralayan cumhuriyetçiler var!

Ve bugün onlar bile sureti-haktan görünüp 29 Ekim Cumhuriyet bayramını kutluyorlar…

Atatürk’ün gençlerine mi ne oldu?

Onları işlerine karıştırmıyorlar!

Şimdilik onlar bir kenarda oturuyorlar!

İnanarak 94. yaşını kutlayanlara 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun…

NOT: İnanmayanlar ve bazı inkarcılar için ikinci görselde Samsun’dan Ankara’ya doğru yapılan ‘Tam Bağımsızlık Mustafa Kemal Yürüyüşün’ de en önde ve elinde Türk Bayrağı yürüyen Deniz Gezmiştir…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?