ÇALDAĞI FESTİVALİ VE ÇEKEMEYENLER

ÇALDAĞI FESTİVALİ VE ÇEKEMEYENLER

Giresun’da Belirli Gün ve Haftalara bakılırsa, yöresel olarak ciddi şekilde ünlenen ve her yıl yapılan sadece “Aksu Festivali’ni” ile “Görele Kemençe Festivali’ni” görürsünüz. Diğer etkinlikler genelde “Gün”, “Şenlik”, “Eğlenti” içinde geçer. Ulusal anlamı yoktur.
Giresun’da mikrofonu eline alanların yıllardır belirtiği bir şey var. ”Giresun sanayi kenti olmaz. Turizm kenti olur” diyorlar. Konuşmalarını hep böyle geçiştirdiler. ”Giresun Turizm Kenti olur” diyenler yıllardır, Kümbet Köyündeki yanlış kıblesi olan camiyi düzeltemediler. Yavuzkemal’de Kulakkaya’da hizmete giren modern WC’yi, Camiyi Giresun Turizm Merkezlerinden Bektaş’a Kümbet’e kazandıramadılar. Kulakları ÇINLASIN Valimiz Dursun Ali Şahin’in Kümbet Köyünde başlattığı ahşap kaplamanın devamını getiremediler.
Sn. D.Ali Şahin döneminde Giresun Valiliğinin projesi olan Bektaş Projesi hayata geçmedi. Giresun siyasetine hakim olanlar, turizmle hiç ilgilenmediler. Vekilimiz Sn. Sabri Öztürk, Pınarlar’ın çocuğu olmasa belki de Pınarlar Kuzalan Tabiat Parkı ile Mavi Göl düzenlemesi, otoparkı falan hizmete girmeyecekti.
Hal böyleyken, 3-5 Turizm gönüllüsü arkadaşımız;
*Yıllardır Giresunlunun gözüne Mart Danası gibi bakan,
*Yolu-izi olmayan,
*Elektriği, suyu olmayan,
*İletişim direklerine ev sahipliği yapmaktan başka sesi çıkmayan Efsaneler Mekanı ÇALDAĞI’na SES veriyor.
Devletini hükümetin kuruş katkısı yok.
Cebinden harcayan arkadaşlarımız bir FESTİVALİ yoktan var ediyor.
*Efsanelere uygun mekanları Çaldağı’na kazandırıyor.
*Kitaplar yazılıyor.
*Destanlar, şiirler yazılıyor.
*Türküler besteleniyor.
*Klipleri TV’lerde gösteriliyor.
*Ulusal gazetelere konu ve haber oluyor.
Sessiz Çaldağı ses vermeye başlıyor. İlgi çekiyor. Ulusal alanda Festivaller için hazırlıklar başlıyor. Doğa sporları adına neler yapılabilinirse tespit ediliyor.
Tam bu sırada ilginç Giresunluluk örnekleri sergileniyor.
Yaşadıkları vadideki yılların 2 tane belediyesine sahip olamayanlar, gözünü tepeye dikiyor.
Vadideki belediyelerin böyle Çaldağı festivalini kıskanma ve birlik beraberlik içinde olamamanın sonu olduğu hep konuşuluyor.
“Çaldağı’nda festival olamaz, yapturmazuk” sesleri yükseliyor.
Zannediyorlar ki bu Festival vadideki belediyesi elinden alınan Çaldağ Köyü’nde yapılıyor. Halbuki festival yüksek zirveye adını veren Çaldağı’nda yapılıyor.
Hoş olmayan bu durum, sanatsever Giresunluları, turizm ve doğa spor aşığı Giresunluları fazlasıyla üzüyor. Hatta, kahrediyor.
Festivaline karşı olan, yapılan festivali kıskanan BİR İNSAN GURUBU başka ilde yoktur.
Bu tutuma karşı olan Giresunlu kalemlerimiz, sessiz kalmıyor. Dilinin döndüğünce bu nahoş durumu anlatmaya çalışıyor. Aşağıda da bir örneğini göreceksiniz. Sanal basın sayesinde Giresun’daki bu karşı tutumu duymayan kalmıyor.
İşin sonu nereye varır bilinmez ama, bilinen bir şey var ki. Giresun’un en büyük ve izleyici ve katılımcı kitlesinin takip edeceği ÇALDAĞI TUZ FESTİVALİ ulusal alanda devam edecektir. Hatta Tuz Festivali ile kalınmayıp, Çaldağı ile özdeşleşmiş “Sis Festivali”, Çaldağı efsaneleri arasında geçen “Peynir Festivali” gibi çeşitlemelerde yapılacaktır.
Sözün özü: Giresun’da Çaldağı, turizm adına palavra sıkanları utandıracaktır.
MİSAFİR KALEM VE GİRESUN TUZ FESTİVALİ
Tuz Ekim festivaline karşı çıkan Kişiler, yayla evlerini yıkanlara karşı niye ses çıkaramadılar?
Bu Kişiler,Batlamada ‘da 2 Belediyeyi kapatanlara karşı da rest çekmediler
O zaman bu iş siyasi mi?
İşin içine gizlice siyaset sokulduysa, perde arkasına gizlenen ve bazı kişileri öne süren uyanık siyasiler kim veya kimler?
Çok ilginç isimler ile ilgili iddialar var.
Henüz doğrulatamadım ve o siyasilerin isimlerini şimdi yazmıyorum
Festivale karşı çıkan Kişilerin, normalde hepsi festivaldeydi ve çoğu alkışlıyordu
Bunlar aslında yörenin yıkım ekibi.
Sadece yapana karşı çıkıyorlar,ama yıkanları alkışlıyorlar..
Batlama Platformu,ne yayla evi yıktı, ne 2 belediyeyi kapattı
O yüzden alkış alamıyor.
Yıkarsa alkış alacakmış.
Yaparsa tabi ki suçlu..
Bu festivalin yöreye zerre kadar bir kötülüğü veya zararı olsa ilk ben karşı çıkardım
Yol yaptırmak mı suç?
Elektrik sorununa çare aramak mı?
Yöreye zararı nedir?
Batlama Platformu, festival, tuvalet, Deniz Feneri. vb gibi altyapı ve tanıtım işlerini ücretsiz yaptı
Karşılığında,kimseden maaş da almadı
Batlama yöresinde,ÇALDAĞ belediyesi ‘ni kuran Nejdet Yiğit de eleştirildi
Bu yörede yıkanlar,40-50 kişi ve sürü ile ayakta karşılanır, yapanlar ise dışlanır ve tek gezermiş.
Ben de yeni öğrendim
Bu işlerin arkasındaki siyasetçileri ise az çok artık biliyoruz
Ama,10 ayrı yüzleri var.
Çıkıp açıkça karşı çıkmayıp perde arkadından taş koyuyorlar
Ne yaptıklarını artık yöre halkı yavaş yavaş duyuyor
Bu siyasilerin yönettiği kamu kurumları,borç batağı içinde yüzmesi veya kapanmasıyla tanınıyor
Hala niye çaldağ -erimez yoluna asfalt Yok?
Yıktıkları çok, yaptıkları Yok gibi.
Varsa da çok çok az.
Bugüne kadar sustum ama seçim zamanı bu siyasileri ve yöreye verdikleri zararları tek tek deşifre edeceğim
Erimez- ÇALDAĞ yolunun asfaltı için ayrılan ödeneğin nerelere kullanıldığını kendilerine soracağım
Umarım açıklarlar.
Bu işlerin zamanına daha var
Yıkanlardaki bu, yapanlara engel olma cesaretine ise hayranım
Ama mertçe kendileri ortaya çıkmıyor
Ama Bundan sonra yapanlar da konuşacak
Darılma ve kırılma Yok
Çünkü bunu siz istediniz
Bu yıkım ekibi, İstanbul Milletvekili Hasan Turan’ın bu ilden milletvekili adayı olmaması için Piraziz’deki “Giresun kabuğunu kırdı “tabelasını da yıkan siyasi ekipte yer alırmış.
Yıkma işini oradan öğrenmişler
Şu ülke İran gibi mi oluyor
Valilik ‘ten izin alsan bile, 100 ayrı grup karşına çıkıyor
Valiliğin verdiği izni kim niye Yok sayıyor?
Bu ülkenin vatandaşları, yılda 2 saat festival yapsa, başına neler geliyor
Hakaretler, suçlamalar havada uçuşuyor
Acaba çok çok kötü bir dönemde mi dünyaya geldik
Yapan değil, yıkan veya yıkmaya çalışanlar alkış alıyor
Her şey siyaset olmuş.
Siyasetçilerin tezgahından geçmeden festival yapmakta mı artık hayal?
Nereye gidiyor bu ülke?
Bireyin hiçbir söz hakkı Yok mu?
Valilik ‘ten yasal izni alınmış 2 saatlik bir festival için bu kadar gürültü niye?
Kim neyi pay edemiyor?
364 gün daha var
Bu günler içinde bu Kişiler kaç festival veya hizmet üretmiş?
Eserleri ne?
Orada elektrik bile Yoksa kim neye göre kendini bu kadar başarılı görülüyor
ÇALDAĞ ‘a böyle mi sahip çıkılıyor
24 köyü olan Batlama’da niye tek bir Belediye ve kaymakamlık Yok?
Buranın siyasileri niye büyük işler yerine küçük işlerle uğraşıyor
Vizyonları bu mudur?

ÇALDAĞ DESTANI
Murat Akyol

TUZ
Adına “Çaldağ” derler-2
Bir yüksekte cennettir-2
Efsaneler diyarı
Namı yürüyecektir.
Beşyüz yıllık öyküler
Bu toprağa yazıldı
Nesiller unutmadı
Akıllara kazındı.

Kıtlık varmış tuz yokmuş-2
“Haydi ekelim” denmiş-2
“Olur ya? Umut,” diye
Başına bekçi konmuş.
Merak edip beklenmiş
Günler güne eklenmiş
Yanılmış Melikli’li
Tuzu çekirge yemiş!

Bekler iken nöbetçi-2
Alnına konmuş böcek-2
Diğeri akıllı ya?
Kürekle öldürecek.
Yaradana sığınıp
Yapıştırmış küreği
Çekirge öldü amma
Nöbetçi desen zai.

Çaldağ’lı demiş: “Olsun!”-2
Bi sizdendir bi bizden
Bu Çekirge yüzünden
“Olduk bi kile duzdan”-2

PEYNİR
Hikayemiz bitmedi
Çaldağ engin bir yerdi
Peynirden cami yapıp
Camiyi köpek yedi.

Bunda amaç ne olsa?
Kıssadan hisse çıksa
Karabaş’ın öğünü
Peynirden cami olsa

Anlaştılar o akşam
Sabah ilk kalkan imam
Camiye gelinecek
O, peynirden tas tamam

CAMİ
Bu caminin imamı
Kim olacak belli mi?
Sabah ilk kalkan için
İmamlık sözleşildi.

Sabah kalktı Çaldağ’lı
Erkenden abdest aldı
Peynirden cami için
İmamlığa adaydı.

Vardı cami başına
Rastladı Karabaş’a
Köpek camiyi yerken
Karabaş koydu posta.

Ah! Karabaş Karabaş
“Hemen kızma bu hallı?”
Tamam sen imam olda
Müezzinse Çaldağ’lı.

Yükseklerde yaşardı
Denizin özlemiyle
Çaldağ’lı hayal kurdu
Şeherin hasretiyle.

DEĞİRMEN
Bir taş yonttular birgün
Adı:” Değirmen taşı”
O kadar büyüktü ki
Taşınamadan kaldı.

Düşündüler öylece
Taş büyükçe yekpare
Ortasında delik var
Yürümedi ne çare?

Sonra çıktı bir deli
“İçine otursam” dedi
Bu taşa yön verecek
Ademi tayin etti.

İçine oturttular
Yokuş aşağı salıp
Baş, kol, bacak bir yanda!
“Vah! Vah!” Edip ağlayıp.

Çaldağ’lı telef oldu
Taşsa, yolunu buldu
Melikli Değirmeni
Böylece faal oldu

DUMAN-DENİZ
Delilik yarışmasına
Her yerden deli geldi
Davete gerek yoktu
Katıldı tüm Melikli.

Özde, Çaldağ-Melikli
Akıllı mı akıllı
Bir gün yanıldı gözler
Bulutu deniz sandı.

Haydin Uşaklar haydi
Bu fırsat ele geçmez
Şehere inmek için
Bir araba gerekmez.

Uğraştılar yaptılar
Ormanda koca gemi
Doluştular içine
Başlar hikaye şimdi.

Meğer deniz sanılan
Dalga değil sis imiş
Oysa ki Çaldağ’lıyı
Acı son bekler imiş.

GEMİ
Uçurumdan aşağı
Gemi sise karıştı
Suya denk gelmeyince
Melikli’li şaşırdı.

İşte oldu mu size?
Hesapta olmaz kaza
Gemidekiler çekti
Hem ezayla hem cefa.

Şehre varmak isterken
Çaldağ’lı telef oldu
Ne bekledi ne umdu
Mezarlık sonu oldu.

Hikayeci anlatır
Hem öyküdür hem anı
Duyduklarını yazar
Yok içinde yalanı.

Anlatılan söylence
Dilden dile böylece
Beş yüzyıl geldi geçti
Çaldağ oldu efsane.

Melikli Obasına
Bu yılda çıkılacak
Ekin yeşerdi diye
Merakla bakılacak.
Murat AKYOL

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?