YORGAN GİTTİ KAVGA BİTTİ KİM NE EKTİYSE ONU BİÇTİ

YORGAN GİTTİ KAVGA BİTTİ KİM NE EKTİYSE ONU BİÇTİ

 

Yok.

Yok öyle üç kuruşa beş köfte!

Üstelik laf ebeliği ile peynir gemisi yürümüyor.

Plan yok, proje yok…

İlke yok, ilkesellik yok!

Ama lak-lak-lak çene çalmak çok!

Hani bilinen bir söz vardır ya: “Kimi Atatürkçü geçiniyor, kimileri de Atatürk’ten geçiniyor” diye…

Bu sözü ilk kim söylemişse; doğru söylemiş ve tam yerine ‘cuk’ diye oturtmuş doğrusu…

Kimi; “Benim partimi Atatürk kurdu” diye ortalıkta dolaşıyor!

Kimi: “Atatürk’ün Askerleriyiz!” diye yerli-yersiz her yerde bangır- bangır bağırıyor!

Yani kimin başı sıkışsa ;Atatürk’ü slogan yapıp, meydanlarda ve sağda-solda nutuk atıyor!

Ama ortalık yerde ‘Atatürkçülük’ diye bir şey kalmamış, hala onu bilmiyor!

Atatürk’ün çok önemsediği ‘Devletçilik’ diye bir şey kaldı mı:Yok..

“Halkçılık” burjuvazinin ve hala mütegallibenin kontrolünde!

“Milliyetçilik” birilerinin tekeline girip,ırkçılık anlayışıyla yol almaya başlamış!

“Laiklik” zaten oldum-olası tehlikeli görülüp anlaşılmamış!

“İnkılapçılık” Askeri Darbe olarak algılanıp “Devrim” sözcüğünün yanına hiç uğranmamış!

Hatta Devrim sözcüğünü kullananlar ya asılmış,ya kurşunlanmış!

“Cumhuriyetçilik” eh, artık o’da; ha düştü, ha düşecek!

Şimdilik düşmemek için bir yerlere tutunup yaslanıyor!

Fakat bütün bunlara rağmen evvel-Allah hepimiz Atatürkçüyüz!

Atatürkçülüğümüz’den asla taviz vermiyoruz!

Eğitim sistemi “Çağdaşlıktan ve Atatürkçülükten” gitgide iyice uzaklaşmış diyorlar; uzaklaşsın, biz yinede Atatürkçüyüz!

Atatürk’ün kurduğu ve kurumsallaştırdığı bütün fabrikalar yok fiyatına satılıp, elden çıkarılmış; çıkarılsın biz yinede sapına kadar Atatürkçüyüz!

Atatürk’ün en çok yapmak istediği “Toprak Reformunu” egemen güçler ve ‘Toprak Ağaları’ engel olduğu gibi Atatürk’ün bütün ilke ve devrimlerine karşı çıkmış diyorlar.

Kim ne derse desin; bizim yatacak mezarımız olmasa da biz yine Atatürkçü düşüncemizden asla vazgeçmeyiz!

Atatürk: “Ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülke tam bağımız olamaz” demiş…

Biz bu sözün yanına-yöresine yaklaşmasak da “Atatürkçülüğü” hiç kimselere bırakmayız arkadaş!

Listeyi uzatın uzatabildiğiniz kadar!

Atatürk’ün (devletin ilkesi olan) altı ilkeden geriye hiçbir şey kalmamış ve her önüne gelen bütün “ilke ışınlarını” birer-birer kırmış ve kıranlara karşıda hiçbir zaman “karşı çıkılıp, direniş” gösterilmemiş!

Ve biz hala Atatürkçüyüz öyle mi?

Artık kim kimi kandırıyorsa!

Kim kime “Atatürk” diye-diye madik atıyorsa!

Ve bu yaptığı ‘yapaylıkları’ da Atatürkçülükten sayıyorsa!

Kusura bakmayın beyler, benim Atatürkçü anlayışım sizinkilere pek benzemiyor!

Biz ve bizim kuşağımız Atatürk’ü hiçbir zaman siyasi düşünce sistemine ‘çıkarsal’ olarak malzeme edip kullanmadı…

Sahte Atatürkçülüğü hiçbir zaman ‘rozet’ yapmadı!

Atatürk’ün yanlış yaptığına karşı çıktığı gibi çağa uygun yaptığı her güzel şeylere de sahip çıktı ve ayakta kalanlar halada çıkıyor.

Sonuç;

Bir zamanlar genç bir manken kızımız; “Benim oyum, çobanın oyu ile bir sayılmamalı” derken,herkes kendi çıkar penceresini aralayıp, genç mankeni yerden-yere vurmuşlardı!

Halbuki bu hanımefendi “demokrasi bilincinin” toplumda hala zayıf olduğunu ve “demokrasinin tanımının” hala yapılamadığını ifade etmeye çalışmıştı!

Ama bir profesörün “Okuma yüzdesi çoğalınca beni afakanlar basıyor. Ben cahil toplumdan yanayım” derken hiçbir kimsenin kılı bile kıpırdamamıştı öyle değil mi?

Hatta bu düşüncelere itiraz eden bir başka profesörde ortaya çıkıp; “O halde bütün okulları ve üniversitelerin kapılarına kilit vuralım”

Veya “Kabine de bundan sonra Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olmasın” diyen bir başka profesör ortaya çıkmadı öyle değil mi?

Demek ki “Suskunluklarıyla” onlarda desteklemiş!

Dün yapılan referandumda Suriyeli Göçmenlerin oy kullandığını gösterdi televizyonlar.

Sandık görevlisi ‘mührü’ nereye ve nasıl basılacağını ustalıklı bir şekilde tarif ediyordu.

Düşünmeden edemedim; “Bu Suriyeli kadın daha mührü nereye basacağını bilmiyorsa, acaba neye mühür bastığını biliyor mu?”

“Üstelik geçici bir şekilde ülkemizde kalan Suriyeliler neden bizim anayasamıza tercih hakkı kullanıyor?”

“Yoksa daha geri gitmeyecekler mi?”

“Acaba onların yerine bizi bir yerlere mi gönderecekler?”

Böylece manyakça şeyler düşünüp, gitgide kuşku içinde yaşayan insan olmaya başladım!

Yaşlandıkça ruhsal sağlığım mı bozuluyor nedir?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?