TÜRKİYE’DE KAÇ PARTİ VAR BU PARTİLER NE İŞE YARAR

TÜRKİYE’DE KAÇ PARTİ VAR BU PARTİLER NE İŞE YARAR

Serde avarelik var ya…

Durup-dururken, birdenbire aklıma nereden takılıverdi bilmem; “Acaba Türkiye de yasal olarak kurulmuş kaç parti var?” sorusunu sordum kendi kendime ve Bilgisayar kayıtlarına bakıverdim; “Haydaaaaa!”

Birde ne göreyim…

Kaç tane olsa beğenirsiniz?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14 Eylül 2015 tarihli verisine göre tam 100 tane yasal olarak kurulmuş siyasi parti olduğunu gördüm…

Şimdi sizde takdir edersiniz ki, bu partilerin hepsinin ismini buraya sırayla yazmaya kalksam, bana ‘yazı yazmaya’ sayfa kalmaz…

Zaten sizde en az benim kadar Parlamentoda bulunanlarla ve birde son seçimlerde ‘Oy Pusulasında’ ismi olanları bilirsinizdir…

Ancak bu bildiğimiz isimlerin ötesinde aklınıza-hayalinize gelmeyecek isim altında kurulmuş o kadar çok parti var ki; “Yahu bunlar hangi arada kuruldu?” biçiminde düşünür ve şaşırırsınız…

Neyse…

Her konuda yoksulluk çekiyoruz, bari Siyasi Parti konusunda zenginliğimiz olsun!

Ve şimdi sizinle birlikte bu yasal olarak kurulmuş partiler üzerindeki soru ve düşüncelerimizi aklımızın erdiği kadarıyla şöyle sürdürelim; diyorum ama isterseniz önce parlamenter sistemle yönetilen ve dünya ülkelerinde de var olan ekonomik ve siyasal kabulleri, siyasi felsefelerine şöyle bir bakalım;

Önce sağ ve sol olarak ikiye ayrılır…

Daha sonra bu her iki siyasi duruşun ortasında yer alanlara da ‘merkez’ duruşu olarak tarif edilir…

Ve çok uç noktalarda duranları ise ‘radikal’ olarak tarif edilir…

Sözün kısası işin fazla teknik kısmına girmeden şöyle aklımıza gelenleri art arda sıralayacak olursak;

Sosyal Demokrat ideolojiyi benimseyen partiler…

Sosyalist ideolojiyi ilke edinen partiler…

Liberal düşünceli ve programlı partiler…

Din eksenli düşünen partiler…

Irkçı düşünceyi benimseyen partiler vesaire, vesaire…

Sözün kısası bir ülkenin en hızlı ve en kestirme yoldan nasıl kalkınması düşünülüp planlanıyorsa ona göre ismini, programını belirleyen partiler var…

Şimdi insan düşünmeden kendisini geri alamıyor;

Yukarıdaki sıraladığımız biçimde bir ülkede siyasi parti sayısı olsa-olsa 10 veya bilemedin 20, 25 parti olsun…

Her şeyi kendi haline bırakmış bir ülkede 100 siyasi parti de neyin-nesi oluyor Allah aşkına!

Bana öyle geliyor ki, bir partide istediği koltuğu alamayan, partisinden en hızlı bir şekilde ayrılmış ve başka bir isim altında yeni bir parti kurmuş öyle ya!

Veya da partisinden kovulanlar bir araya gelip parti kurmuşlar!

Vesaire, vesaire…

Sonuçta bizim gibi ülkelerde ister demokrasinin yapılanması, ister yeni kurulacak bir Siyasi Partinin yapılanması tabandan-tavana olmayıp, tam tersine tepeden aşağıya doğru ‘teşkilatlanma’ olduğu için aklına gelende parti kuruyor, karısına kızıp boşananda!

Daha olmadı parasını-pulunu nereye harcayacağını bilmeyenlerde salt macera olsun diye siyasi parti kurabiliyor bizim ülkemizde…

Onun için bol miktarda siyasi partimiz bulunmaktadır…

Kimi siyasi partilerimizin üye sayısı çoktur…

Kimi siyasi partilerimizin para babası çoktur…

Kimi siyasi partilerimizin bina kiralamaya parası yoktur…

Kimi partilerimizin üye sayısı kurucu üyelerden veya yönetimden azdır!

Velhasıl kerim bir tabela yazdıracak paranız varsa siyasi bir parti kurabilir ve siyasi kervana katılabilirsiniz!

Şimdi diyeceksiniz ki “Canım varsın kim parti kurarsa kursun. Kime ne zararı var ki kurulan partilerin?” diyorsanız eğer…

Vallahi ben hiçbir kimseye zararı dokunacağından söz etmiyorum…

Sadece ve sadece diyorum ki; “Mademki ülkemizde yasal olarak kurulmuş 100 adet siyasi partimiz var. Bunu demokrasinin bir nimeti ve zenginliği kabul edersek, neden demokrasimiz yerlerde sürünüyor hala?”

Neden 100 adet siyasi partinin sadece dört tanesi parlamentoya girme şansına sahip oluyorlar da, 10-15 tanesi birden giremiyor?”

Üstelik (şimdi benim bile bu sayfada itiraz etmeme rağmen) neden bu siyasi partilerimiz seçimlere girmeden önce hep birlikte bir araya gelerek, seçim sistemine karşı itirazlarını dile getirmiyorlar?

İşte benim buna aklım bir türlü ermiyor…

Onun içinde parlamento çatısı altına girenler tekme-tokat birbirlerine giriyorlar…

Niye mi giriyorlar?

Kendilerine ait bir programları olmayıp, hepsi birden mevcut sistemin programını tekrarlama yarışı yapıyorlar da onun için birbirilerini dövüyorlar!

Yoksa kendilerine ait bir müstakil programları olsa, il, kasaba-kasaba, köy- köy dolaşıp partilerine ait programlarını anlatırlar…

Eh, her partinin programı birbirine benzediği için ve mevcut programı öte çeke, beri çeke iyice rayından çıkardıkları için iş dönüp dolaşıp kavgaya geliyor!

Örneğin siz herhangi bir muhalefet partisinin, iktidar partisinin yaptığı bir yanlışlığa karşı “Bizim alternatifimiz şudur” dediğini duydunuz mu?

Ben şahsen duymadım…

Diyelim ki iktidar partisinin yaptığı bir şeyi muhalefet beğenmiyorsa, muhalefetin ilk tepkili demeci “Onlar yapamıyor, biz daha iyi yaparız”

Ancak neyi ‘iyi yapacaklarsa’ o iyi yapacakları şeyi söylemezler…

Yanılıyor muyum yoksa?

Ve sonuç olarak diyorum ki, keşke bu kadar fazla siyasi partimiz olacağına ve ‘parti kurma’ konusunda bu kadar becerikli olacağımıza, ülkemizin ekonomik kalkınması ve demokrasi zenginliğimiz olsa da, yaşam pratiğimizin içine yansısa!

Ne dersiniz?

Demokrasi bilincimizi ve kültürümüzü iliklerimize kadar emdirsek fena mı olurdu?

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?