Rusya’nın Türkiye’den tekstil ve gıda ürünleri ithalatını sınırlamasıyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; “Türkiye bunlarla sarsılacak durumda değildir; alsan ne olur almasan ne olur… Başka pazarlar bulunur. Yeni kapılar açılıyor. Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Türkiye sizin ithalatınızla yıkılacak bir ülke değil.”

Milletin hissiyatına tercüman olan bu sözler ayakta alkışlanıyor.

Rusya, Türkiye’ye karşı inşaattan turizm sektörüne, tekstilden gıda ürünlerine kadar hemen hemen topyekûn her sahada ambargo uygulama kararı almışken…

Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da Rusya’ya “alsan ne olur almasan ne olur” sözleriyle tepkisini gösterirken…

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, sanki Cumhurbaşkanın tepkisini tekzip eder gibi “Bize müşteri mi yok, Rus gelmezse gelmesin’ demek doğru olmaz. Rusya’daki fuara katılacağız.” diyor!..

Sayın Ünal, Rusya’nın sebep olduğu ve kaşıdığı krizi yumuşatmak ve aşmak için böyle bir konuşma yapmış olabilir…

Lakin Cumhurbaşkanının Rusya’ya gösterdiği “alsan ne olur almasan ne olur” tepkisinin hemen akabinde, hükümetin bir bakanı olarak “Bize müşteri mi yok, Rus gelmezse gelmesin” demek doğru olmaz” gibi bir açıklama yapması, şüphe yok ki; “Ruslara had bildirilmesi gerekirken acaba Cumhurbaşkanına cevap mı verilmek isteniyor?” gibi bir algıya sebep olacaktır.

Başbakan Davutoğlu hemen her sahada Cumhurbaşkanıyla birlikte hareket etmeye gayret ederken, çiçeği burnunda bakanın bu açıklamaları acaba maksadını aşan bir ifade veya bir sürçü lisan mıdır?

Herkes yanlış anlaşılabilecek söz ve fiillerde kaçınmalı… Sorumluluk mevkiinde olanlar daha fazla kaçınmalı!.. Turizm firmalarının gönlünü alalım, Rus krizini söndürelim derken başka krizlere sebep olunmamalı!

Vesselam…