Teşkilatları süfli emellerinize alet etmeyiniz!..

Teşkilatları süfli emellerinize alet etmeyiniz!..

Kurum ve Kuruluşlar, Teşkilatlar caka satma, hava atma yeri değildir…
Podyum (defile mahalli) hiç değildir.
Cemiyetlerde, toplantılarda herkes kılık kıyafetine, giyim kuşamına dikkat etmeli… Özet ifadeyle Bayram kıyafetleriyle katılmalı…
Özellikle resmi kurum ve kuruluşlarda, Siyasi Parti teşkilatlarında ve STK’larda görev alanlar kılık kıyafet, giyim kuşam hususunda daha dikkatli olmalı…
Hele hele başkan ve idareci konumunda olanlar çok çok daha dikkatli ve hassas olmalı.
***
Ancak ifrattan (aşırılıktan) da kaçınılmalı!..
Günlük kıyafetlerle ya da defile(!) kıyafetleriyle toplantılara katılmak; ya nezaketsizlik ya da kibir alametidir. (Toplu Bayram ziyaretlerinde ve teşkilat toplantılarında maalesef müşahede edilen haller!)
***
Teşkilat toplantıları ve cemiyetler örf adet, edep nezaket bilmeyen kibir ve gurur timsali şahsiyetlerin süfli emellerini tatmin yerleri değildir, olmamalıdır…
***
Siyasi Nezaket… Edep, illâ edep!
Edep: Türk ve İslam kültüründe çok önem verilen ve çok geniş anlamlı, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarının genel anlamıdır.
Adab-ı muaşeret, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet; Hakka ve halka karşı nasıl davranacağını bilmek, olarak da ifade edilir.
Tebliğin, hitabın (sözün) edebi; muhatabın sıfatına ve makamına uygun söylenmesidir. Her makam ve her muhatap (yaşına, kültürüne, ilmine, taşıdığı sıfata göre) ayrı bir tarz ve tavır ister. Her söz yerinde, zamanında, gereği kadar söylenirse değerli ve geçerlidir.
Amelin (fiilin) edebi; muhataba ve makama uygun davranmaktır. Her şahsın, her makamın, her mesleğin, her kurumun, her ibadet ve taatın kendine has edebi vardır.
***
Mü’min bir insan bir mü’mine karşı kibirlenmez. Lakin haksızlık karşısında kâfirin karşısında dik durmasını bilir. Çünkü ölçüyü Allahu Teâlâ koymuş: “…inananlara (mü’minlere) karşı saygılı (mütevazı, alçak gönüllü) olurlar, kâfirlere karşı (güçlü ve onurlu, izzet sahibi) başı yukarıda (dik) bulunurlar. Allah yolunda cihad eder ve (bu yolda) hiçbir kınayanın kınamasından da korkmaz…” (Mâide, 5/54)
***
“Edebi terk etmek, ilâhî huzurdan kovulmayı îcâb ettirir. Her kim sultânın önünde terbiyesizlik ederse kapıya, kapıda edepsizlik ederse ahıra gönderilir.” (Ebû Ali ed-Dekkâk )
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
27 Ağustos Salı 2019 / 26 Zilhicce 1440

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?