SUYUN BAŞINDA OTURANLAR BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR

SUYUN BAŞINDA OTURANLAR BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR

İleri sürülen iddiaya göre efendim neymiş?
“Medipol Hastanelerinin sahibi olan Sayın Sağlık Bakanımız bir genelge yayınlayarak, kendi hastanelerini ‘İleri Düzey Hastane’ hastane olarak ilan etmiş.”

E, şimdi ne var bunda?
Bu kadar gürültü ve şamata niye?
Gayet normal…
Eğer böyle düşünülmezse budalalık veya anormal!

Günümüzde bana da böyle bir fırsat tanısınlar…
Beni de suyun başına veya bal çanağının yanına oturtsunlar…
Bütün kutsal değerlerimi arkada bırakıp, bende onlar gibi davranmaz’sam öyle olsun!

Niye davranmayayım?
Eline fırsat geçiren gemisini yüzdürürken…
Yıllar öncesi “Benim memurum işini bilir” mesajını yadırgayıp ve devlet malını korumacı yanımızı öne çıkardık da ne oldu?
“Bravo mu” dediler?
“Aferin sana” mı dediler?
“Yahu sen toplumun ortak çıkarlarını savundun” diye madalya mı verdiler?
Tam tersine dalga geçtiler be dalga geçtiler…

Neymiş efendim; Sağlık Bakanı kendi hastanelerini ‘İleri Düzey Hastane’ ilan etmiş…
Edecek tabi…

“Bal tutan parmağını yalar” özdeyişi bizim değil mi?
Suyun başında kim oturuyorsa; temiz ve soğuk suyu da elbet o içecek!
Bunda yadırganacak ne var ki!

Üstelik sadece Sağlık Bakanımızın kendine ait özel Hastaneleri varda, başkalarının yok mu?

Milli Eğitim Bakanımızında kendine ait ‘Maya Okulları’ isminde özel okulları var…
Hatta TED Üniversitesi Mütevelli heyeti Başkan Yardımcısı…

Yani demek istiyorum ki;
Yarin Milli Eğitim bakanımızda kendine ait özel okulları ve özel Üniversitesinin çıkarına yönelik bir genelge çıkarırsa birdenbire panik yapmamalıyız!
Bu ne biçim bir iştir diye yadırgamamalıyız…
Gayet sakin bir biçimde ‘normaldir’ diye-diye buna alışacağız!
Hatta ‘alışmak’ yetmez, üstüne-üstlük birde alkışlamalıyız!

Ha, birde yeni aklıma geldi…
Özel Hastanesi ve Özel Okulları olan ‘Bakanlarımız’ sadece Sağlık Bakanımızla, Milli Eğitim Bakanımız mı?
Bunların dışında ‘Bakanlık’ yapan; diğer ‘Bakanların’ özel kurum ve Kuruluşları, fabrikaları yok mu?

Örneğin benim bildiğim kadarıyla Maliye ve Hazine Bakanımızın kendisine ait birçok mal varlığı ve fabrikası var…

Yine bildiğim kadarıyla ve eğer yanlış değilse (eski) Başbakan ve Meclis Başkanımız Binali Yıldırım ailesinin 30 dolayında gemileri var…
(Söz uzayacağı için diğerlerinin mal varlığına girmiyorum)

Kısacası sözü daha fazla uzatmadan…
Ve ‘Zenginin mal varlığı’ ile sizin kafanızı daha fazla ağrıtmadan konuyu yavaş yavaş özetleyerek sonlandıralım..
Hani “Zenginin malı, züğürt’ün çenesini yorarmış’ya” bu duruma daha fazla düşmeden sohbetimizi şu saptamalarla noktalayalım;

Sözlükler ‘Cumhuriyet Yönetiminin’ tarifini kısaca şöyle yapıyor;
Cumhuriyet; “halkın kendi kendini yönetim biçimidir” diyor.

Şimdi bu tarifi soruya dönüştürecek olursak…
Birazcıkta eskiden olduğu gibi egemen güçleri kızdıracak şekilde karşılarında (onların tabiriyle) bozgunculuk (!) yaparak soracak olursak; “Halk gerçekten kendi kendini mi yönetiyor?”
Yoksa “eşit haklara sahibiz” sözünü slogan yapıp, yıllardır bizleri yine -saltanat geleneğinden- gelen birileri mi yönetiyor?

Daha da anlaşılır bir dille ifade edecek olursam; (1965 Türkiye İşçi Partisinin Meclise soktuğu çiftçi ve işçi milletvekilleri hariç) sizler bugüne kadar Meclis çatısı altında hiçbir Çiftçi Temsilcisi veya ‘Kol emekçisini’ mecliste gördünüz mü?
Ben ne gördüm, nede işittim…

Sizler nasıl düşünürsünüz onu bilemem ama ben bu yaşa kadar parası-pulu olanların dışında TBMM çatısı altına gittiğini vallahi de billahi de duymadım…
Bu gidişle duyup-işiteceğimi de sanmıyorum…

Son söz;
Şimdi birilerinin damarına basıp, yine kızdırmak istiyorum…
Ve çatlayanlar; çatlasa da, patlasa da, üzerine basa basa bir kez daha haykırmak istiyorum;

“Bu düzen; kapitalist bir düzen”
“Bu düzen; zenginlerin düzeni”
“Bu düzen; para babalarının düzeni”
“Bu düzen; bir sömürü düzeni”
“Bu düzen; komprador burjuvazinin düzeni”
“Bu düzen: bir avuç mutlu azınlığın düzeni”
“Bu düzen; insan haklarından uzak bir düzen”

Gerisi fasa-fiso!
Gerisi lafı-güzaf!

Bağışlayın sevgili okur-paydaşlarım…
Çenem düştü, yine sözü fazla uzattım.
Buyurun şimdi söz sırası sizin.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?