Seçimin sonucunu ekonomi belirler

Seçimin sonucunu ekonomi belirler

Her ne kadar iktidar, yaşanan krize kriz demese de , ‘sıkıntı var’ sözcüğü ile ifade ediyorsa da, ülkede bal gibi ekonomik kriz var.
Tüm ekonomik göstergeler kötü. Enflasyon resmi açıklamalarda dahi yüksek… Halkın cebini yakan enflasyon ise çok daha yüksek…
Özellikle büyük kentlerde krizin etkileri daha çok hissediliyor.
Bu nedenle olsa gerek, seçmenlerde iktidardan kaçış eğilimi var. Yapılan son anketlere bakacak olursak, İstanbul’da bu kaçış %15’lere ulaşmış görülüyor.
İktidar yetkilileri de bu gerçeği görüyorlar ki yerel seçim stratejilerini de Bu duruma göre kurmaya çalışıyorlar.
Bir yandan krizi ötelemek ve yerel seçimleri atlatmak istiyorlar.
Öte yandan kampanyada kullanmak için yeni söylemler, taktikler belirlemeye çabalıyorlar.
Krizi ötelemek ve yerel seçimleri atlatmak amaçlı çalışmalar tutmuyor. O çabalar, selin önüne kürekle kum atmak gibi olduğu için sonuç vermiyor.
Geçen ay yüksek çıkan enflasyon rakamları nedeniyle, rakamları açıklanmasından sorumlu olan TÜİK Başkan Yardımcısını görevden aldılar.
Yerine Enerji Bakanlığı döneminde Berat Albayrak ile birlikte çalışan, ona yakın bir ismi atadılar.
Sonra da Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, “Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programını” açıkladı. İçinde enflasyon sepetinde yer alan mallarında olduğu pek çok üründe %10 indirim kampanyası başlattı.
Beklendi ki Ekim ayı enflasyonu düşük olsun. Ama olmadı!
Hatta 2002 yılından bugüne en yüksek rakama ulaştı. TÜFE % 25.20 oldu.
Gelecek aylarda bu rakamın daha da yükselmesi bekleniyor. Çünkü kış geliyor, doğalgaz ve elektrik faturaları cüzdanlara ek yük getirecek.
Ve enflasyon rakamları daha yükselecek.
Merkez Bankasının birkaç defa revize ederek açıkladığı yılsonu enflasyon tahmini şimdiden geçilmiş durumdadır.
En son açıklamasında beklenti %23,5 idi.
Oysa Kasım ve Aralık rakamları açıklandığı zaman en az 5 puanlık bir yanılgı olduğu görülecektir.
Beklentim %28-29 olacağıdır.
Boşuna mı cumhurbaşkanı maaşına %26 zam yaptı!
***
Hatırlayalım 2001 krizi 57. Hükümetin sonunu hazırlamıştı. AKP 2002 yılında bu krizin etkisi ile iktidara gelmişti.
16 yıl sonra yaşan krizde AKP iktidarı için tehlike çanları çalıyor.
Son anketler bunu gösteriyor.
Kendileri de görüyorlar…
Asgari ücretli enflasyon oranında zam istiyor.
Emekliler de…
En azından cumhurbaşkanı maaşına yapılan zam oranında kendi maaşlarının da artırılmasını dile getiriyorlar.
Bu konu TBMM’de gündeme getiriliyor.
Müteahhit elinde kalmış daireleri satmak istiyor. Bunun için düzenlemeler ve destekler yapılsın talebi var.
Sanayici stok mallarını satmak istiyor.
Bu talepler sonucu, beyaz eşyada ÖTV, yılsonuna kadar sıfıra indirildi.
Mobilya’da, otomobilde, konutta yılsonuna kadar geçerli olacak ÖTV indirimleri yapıldı. Tapu harcı düşürüldü.
Bu adımlar sorunu çözecek mi? Sanmıyorum… Müşteri olacaklarda cep delik cepken delik…
Konkordato ilanlarındaki artış da sorunun çözülemeyeceğini gösteriyor.
***
Bu nedenle iktidar yerel seçimler için yeni stratejiler üretmek için kolları sıvamış durumda… Bunlardan en önemlilerinden tekini dün iktidar yakın gazeteci Abdulkadir Selvi yazdı.
“Seçim kampanyasını ise bir kez daha Kılıçdaroğlu üzerine kuracak. Böylece seçimleri AK Parti ve CHP yarışına çevirecek. Muhalefet lideri olarak sadece Kılıçdaroğlu ‘nu hedef alacak…”
Burada amaç muhafazakâr seçmen tabanında CHP karşıtlığını artırmak ve kendi partisinden olası kaçışlarda, gidenlerin en büyük rakibi olan CHP’ye oy vermesinin önüne geçmek.
Ayrıca bu strateji ile kendi tabanını bloke etmek ve gidişleri de önlemek istemektedir. Bu sayede ekonomik sorunların konuşulmamasını da hedeflenmektedir.
Dedikodularla, suni gündemlerle kampanya geçsin amaçlanmaktadır.
İkinci stratejisi ise terör ve terörle mücadele üzerine oturtulmak istenmektedir.
Suriye’de Fırat’ın doğusu konusu, YPG-PYD konusu, PKK ve FETÖ ile mücadele konuları bu stratejini malzemeleridir.
Erdoğan ve AKP kurmayları krizin derinleştiğini görüyor.
Krizle geldiklerini biliyor. Krizle gitmemek için de yerel seçim gündemini ekonomik sorunlardan uzak tutmak için yeni stratejiler geliştiriyor.
Andımız tartışmaları üzerinden Kürt seçmene selam göndermesi de bu nedenledir.
Bu strateji tutar mı?
Tutmaması muhalefetin kampanyadaki başarısına bağlıdır.
Halkında her gün ekmeğinin küçüldüğünü ve bunun nedeninin uygulanan politikalar olduğunu görebilmesine bağlıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?