Allah Rasulü, iki cihan serveri, Efendimiz (sav) in :” “Eğer insanlar, Ramazan’ın kıymetini ve fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…” buyurduğu mübarek ramazan ayı…
İslâm’ın beş temel esasından biri olan Orucun eda edildiği zaman dilimi olan gönüllerimizin süruru, başımızın tacı, yaralarımızın ilacı olan Ramazan Ay’ları…
Yine rahmet ve merhamet Peygamberi (s.a.v.)’in :”Oruçlunun uykusu ibadet, sükûtu ise zikirdir.” buyurduğu, rahmet, mağfiret ve Cehennem’den azad olma Ay’ı, huzur ve güven günleri…
Yüce Mevlâ’mızın Hadis-i Kudsî’de: “Kulumun bütün amelleri kendisi içindir, oruç benim içindir. Orucun sevabını bildirmedim,onu bizzat ben vereceğim” buyurduğu Mukaddes Ramazan Ay’ı…
Mâlum olduğu üzere böylesine ulvî, mukaddes, mübarek ve kutsal olan ve en çok istismar edilen bir zaman dilimidir Ramazan ayları. Menfaat ve makam hırsı, çok kazanma arzusu, duygu sömürüsü bu hengamede en çok kullanılan argümanlardır.
Ramazan Ayı’nı en çok istismar eden kişiler hiç şüphesiz ki POLİTİKACILARdır. Bakarsınız ki, bu ayda her politikacı bir Allah dostu moduna giriyor, VELÎ rolünü başarı ile oynuyor. İftar vakitlerinde sözde fakir-fukara vatandaşların evlerine iftara gitmeler, çocuklara hediyeler vermeler, hasta ziyaret etmeler…
Yetimhane olarak bilinen çocuk yuvalarını, huzurevlerini, dar-ül acezeleri ve bunlara benzer mekanları medya ordusu eşliğinde ziyaret etmeler, hediyeler dağıtmalar ve daha neler neler…
Peki Mesele nedir? OY KAYGISI, Oy anam Oy…Müslüman ve Şirin görünme çabaları…Nasıl olsa milletin Müslüman bir kimliği var…Salih amel ve ibadetler az da olsa veya olmasa da o “Müslüman” kimliği bu ayda politikacılara milletin önünde takla attırmaktadır.
Ramazanı istismar konusunda önde giden zümreden birisi de YAZILI VE GÖRSEL MEDYA, basın-yayın kuruluşları, çalışanlarıdır. Ramazanda her yayın organı istese de-istemese de DİNDAR görünme ve dini yayın yapma konusunda kendilerini mecbur hissederler. 11 ay boyunca dini-imanı, ramazanı-orucu aklının ucundan dahi geçirmeyenler, bu ayda tabir caiz ise hacı-hoca kesilirler vesselam. Mesele nedir? REYTİNG VE PARA. Ne demişti Napolyon: para para para.
İstismar ekibinin en önemli grubu belki de DİN TACİRİ SÖZDE HOCALARdır. Mübarek Ramazan Ayı’nin girmesiyle beraber, damarlarımızda kanın dolaştığı gibi, din tüccarı hocaların kendilerine kanal veya sayfa aramak için harıl harıl çalıştıklarına şahit oluyoruz. 30 gün boyunca menkıbeler, dini hikâyeler, etliye-sütlüye karışmayan, suya-sabuna dokunmayan fetvalar….Ne şiş yansın ne kebap kabilinden ama çoğu insanın aklında bir bilgi ve zihinlerinde iz bırakmayan uzun ve sıkıcı konuşmalar Mesele nedir? AAHH PARA PARA PARA…
Ramazan Ayı’nın en kazançlı çıkanları şüphesiz köşe başlarını, sokakları mantar tarlasına çeviren DİLENCİLER takımıdır. Çalışmadan, ter dökmeden duygu sömürüsü sayesinde korkunç paralar kazanan ve çoğu da zengin olan bu insanlar toplumun yüz karasıdır, utanç vesikasıdır. “Allah rızası için bir sadaka” talebine karşılık az veya çok yaptığımız yardımlar hayra mı yoksa şerre mi vesile oluyor tartışılabilir. Boş geçmeyiz ama, amansız bir şüphe içimizi kemirir durur. Müslümanların yaşadığı mahaldeki insanlar, aralarında bulunan fakir-fukaranın ihtiyaçlarını gidermesi gerekir ki, her sokak başında onlarca insan başkalarına avuç açar duruma gelmesin. Mesele nedir? PARA PARA PARA….
Gele gele geldik YARDIM KURULUŞLARIna. Nice nice hayır sever kurumlar, kuruluşlar….Yurt içinde ve yurt dışında yardım faaliyetleri, harıl harıl çalışmalar, faaliyetler. Bunların büyük bölümü samimidir, dürüsttür, hayırlı ve insanî çalışmalar yapmaktadırlar; Allah onlardan razı ve hoşnut olsun. Amma ve lâkin, bu arenada da istismarcılar, üç kâğıtçılar, sahtekârlar yok değildir. Aman dikkat, bu mübarek ayda da tuzağa düşebilirsiniz, çarpılabilirsiniz. Kimse gözünüzün yaşına bakmaz.
Peki Mesele nedir ????? Burası bir muamma…Yani gizem dolu bir dünya…Hayırlı ramazanlar dileklerimle. Selam ve dua…