Bir varmış, bir yokmuş…

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…

Develer tellal iken, pireler pehlivan iken…

Ayaklar baş, başlar ayak iken!

Yeryüzü yuvarlak değil, hala öküzün boynuzunda iken!

Bazılarına göre ise dümdüz tepsi vaziyetinde iken!

Bu adı geçen dünyanın bir köşesinde kendi halinde bir ülke varmış…

Bu ülke öyle güzel bir ülkeymiş ki, dört-bir yanında masmavi sular varmış.

Ve bu ülkenin adı; ŞAŞKINİSTAN mış!

Her neyse…

Bu ülkenin yönetimi eski yönetim biçiminden gitgide uzaklaşırmış!

Hem de öylesine hızlı bir biçimde uzaklaşırmış ki, bu uzaklaşmaya sadece kendi ulusunun yurttaşları değil, haberi duyan bütün dünya milletleri şaşırırmış!

Bu ‘ŞAŞKINİSTAN’ denilen ülkenin zirvede iki lideri varmış.

Zirvenin bir numaralı en büyük liderinin boyu uzun mu uzunmuş!

İki numaralı liderin boyu ise bir numaralı liderin aksine kısa mı kısaymış!

Yani ünlü karikatürist Sezgin Burak’ın bir zamanlar çizdiği “Hüdaverdi-Pırtık” karakteri benzeri bu liderlerin samimiyetleri o kadar ileri seviyede ve o kadar ileri seviyedeymiş ki, kendi deyimleriyle; “birbirlerinin aile üyelerini kendi aile üyeleri sayarlar” ve birbirlerinin asla üzmezler ve birbirlerine hiçbir zaman incitici söz söylemezlermiş…

Hatta bir numaralı lider bir zamanlar çooook-çok uzaklarda ikamet eden bu arkadaşını ‘milli iradenin’ görüşünü almadan ‘Dışarıdan Bakılacak İşlerin” başına getirmiş ve onun engin, stratejik derinliklerinden yararlanma yoluna gitmiş ve bir hayli de yararlandıktan sonra biraz zorlama, biraz yönlendirme ve birazda milli irade tuzu katarak ‘Dışarıdan Bakılacak İşlerden’ terfi ettirilerek ‘Başabakan’ mevkiine yükseltilmiştir!

Ancak aradan çok fazla zaman geçmeden (aralarında ne geçti kimseler bilmiyor) birdenbire zirvenin en üst düzeyinde olan ve her konuda tek yetkili olan Birinci Adam; “Bir gece ansızın gelebilirim” şarkısına sanki nazire olsun der gibi “Nasıl getirdimse, öyle gönderebilirim” diyerek görevden almıştır…

Ve ‘ŞAŞKINİSTAN’ denilen ülkenin halkını tepeden tırnağa şaşırtmıştır!

Derken başlamıştır ŞAŞKINİSAN ülkesinin halkı arasında gelişigüzel kuşku ve tartışmalar.

Her ŞAŞKINİSTAN vatandaşı kendi başına ve kendi aralarında başlamıştır gelişigüzel sorgulamalar ve kendi aralarında gelişigüzel yorumlamalar;

“Acaba uzun adam, kısa adamı neden görevinden almıştır?”

“Bilmem!”

“Boyu çok kısa olduğu için olabilir mi?”

“Olabilir de, olmayabilir de!”

“Eğitim düzeyi, birinci adamdan yüksek olduğu için olabilir mi?”

“Bilmem ki!”

“Son seçimlerde birinci adamdan daha çok oy aldığı için olabilir mi?”

“Olabilir de, olmayabilir de!”

“Yahu kardeşim sende her soruya ya ‘bilmem’ diyorsun, ya da ‘olabilir de, olmayabilir de’ diye yanıt veriyorsun. Doğru dürüst, mantıklı bir şey söylesene”

Tartışmalar bu ve buna benzer abuk-sabuk devam ederken, sıradan bir milletvekili bir sonraki ‘ataması’ yapılacak ‘Başabakan’ liderdeki istenen vasıfları özet olarak şöyle belirtti: “….sayın birinci liderimiz, bundan sonra gelecek olan Başabakan’ın profili daha düşük olacak” dedi…

Bu sözü duyan bütün sıradan vekil-vükalalar başladılar düşük profil imajı yaratmaya!

Kimi dudaklarının üzerinde ipince badem bıyık bırakmaya başladı!

Kimi Adolf Hitler gibi…

Yani ‘Başabakan’ olmak için (elin oğlu profili yukarıya çekmeye çalışırken) bu ŞAŞKINİSTAN’lı adaylar profili hızla aşağıya çekmeye başladılar!

Ve profili en alt düzeye çekmek için öyle akla-hayale gelmez varyasyonlar yapmaya başladılar ki;

Profilimi aşağıya çekeceğim derken, pantolonunu aşağıya çekenler mi dersin!

Bir gün öncesine kadar bir ‘hatip’ gibi güzel konuşurken, her nedense birdenbire nutku tutulup kekeme taklidi yapanlar mı dersiniz!

Daha düne kadar üç-dört bilirken, şimdi kültürel profilimi BİR numaradan aşağıda görünsün diye konuştuğu dili bile unutanlar mı dersiniz!

Hatta ‘Başbakan’ olmak için çoluğunun-çocuğunun ismini bile unutanlar var salt profili düşük birisi olmak için!

İnanmayacaksınız ama profilini düşük göstermek için daha düne kadar profilden fotoğraf çektirmeyi alışkanlık haline getirenler bile ‘Başbakan’ olmak için profilden fotoğraf çektirenleri protesto etmeye başlamıştır!.

Velhasıl kerim…

ŞAŞKINİSTAN da bu sıralar çok şaşılacak işler meydana gelmektedir…

Bakalım ŞAŞKINİSTAN halkı bu şaşkınlığı üzerinde nasıl atacak!

Bunu zaman gösterecek…

Ve bizim uydurduğumuz bu saçma masalda o zaman bitecek…